Ne Hanya isterim, ne de Konyayı
Çantama sığdırdım koca dünyayı
Elime almışım ok ile yayı
Yürürüm Turana haberin olsun.
Bin kutlu umutla düşerim yola
Her Türk bu uğurda girsin kolkola
..
Bir Bayrak beklerken Türk’ün gönderi
Bayraksız milletim hiç gülmeyecek
Tarihin en büyük Ulu Önderi
Atatürk ölmedi hiç ölmeyecek.
Asya ve Avrupa benim öz kıtam
Gösterdiğin yolda olamaz hatam
..
Hiç bir ekonomi tarihe basitliğini yazdırdığı olmadı
İç işlerinde kuraldır halkın refah ve huzuru
Dış işlerinde vatan varlığı bütünlüğüne saygı
Bu değer! Düşünce heyetiyle katılım varlığı…
Türkün doğuşudur düşünmek! güven varlığı
Ne Mutlu Türküm Diyene! öz dil sözcüğüm anlayışı
..
Baharın, yeni yılın, yeni günün başlangıcı olarak geçmişten günümüze hep kutlanan NEVRUZ da Yurdumuzda ve Türk dünyasında, doğada olduğu gibi insanların gönlünde de sevgi tohumlarının yeşermesi dileğiyle…
Tanrı dağlarının eteklerinde,
Orta Asya bozkır düzlüklerinde,
Geçmişte, günümüzde, gelecek de
Nevruz, Türk’ün öz be öz bayramıdır.
..
bilimadami dedigin
insana fayda saglar
bazi bilimadamlari
ne i$ yapar agalar
almi$ eline bir matkap
deliyorlar dünyayi
..
Orta Asya ekmeğiyle suyundan,
Oğuzların o en asil boyundan.
Bozoklardan Yıldızhan'ın soyundan,
Bu şerefte sana yeter Avşarım.
Elinde kılıcın,okun yayın var,
Bütün zaferlerde senin payın var.
..
Lale yaprakları mızraksı uzun
Türlü renkler daim güldürür yüzün
Yaşanmaz Laleli mekânda hüzün
Aşk ki; ölümsüzlük, hayat sembolü
Lalezar bahçeler huzurla dolu
Sarı, beyaz, pembe, kırmızı çiçek
..
BOĞULUR
Susmaz ise rebab, Türk'ün elinde
Sazaktan esen caz,sazda boğulur
Tek nağme çalmazsa Uygur ilinde
Uzaktan "Farabi" cazda boğulur
..
İşte yine coşmuş seğmen ordusu
Yüreğinde yoktur düşman korkusu
Dilde değil yürektedir tapusu
Yüreklidir seğmenlerin ordusu
Manevi harçlarla dimdik yapısı
Besmeleyle açılıyor kapısı
..
Güzelliğin tarif olmaz bilirim
Boğazından akar suların serin
Ne Avrupa, Asya, kalbimdir yerin
Dünya’nın incisi güzel İstanbu.
Beyoğlu, Üsküdar, Bebek mi desem
Çamlıca’da sıcak çayı mı içsem
..
EY TÜRK OĞLU
Kalk ayağa ey Türk oğlu!
Silkin şöyle bir yerinden.
Senin atan öksürünce
Cihan titrerdi derinden.
Bütün kıtalar inlerdi,
Atının nal seslerinden.
..
Orta Asya bozkırlarından bir nefer,
Özüyle gelmiş Anadolu ya her sefer,
Hanede reis olmuş cephelerde er,
Allah bile kelamıyla bak onu över.
Ana gibi yar olmaz, Bağdat gibi diyar,
Erkeğine sadık olur çok vefalı yar,
..
TÜRKİYE GELİYOR
Ay yıldızlı formanda
Ne yakışıyor sana
Dünya üçüncüsüsün
Korkma hiç bundan sonra
..
Sorumluluk nedir? Kendime mi, başkasına mı diye bir bireysel sorumluluktan toplumsal, siyasal sorumluluğa okumuş yobazlıkta ahlak ezen ile aydın kavramına yücelmek arasında düşünen ben miyim birey olarak, düşünce pazarlama meydanında taraftar tellalı mıyım acaba? Onulmaz bir yara mı var? Yaranın adı ve cismi ile geliş, gelişme neticelenmesi ne? Bu söylenirse kim hesaplaşıyor oluyor? Veya sorumlanacak mutlak bir şey, bir kimse olacaktır…
Uygarlık parfümüdür kaos, karmaşa. Avrupa uygarlığı parfümlüdür diyorum elbette; Refahın hevesinde toplu savaşa götüren huzurun ahlak değeri olmadığına kanıttır kendini inşa etmeye basitleştiren, yani bireyden sosyal sigortalı Allah yaratmaya hevesi ahlak anladılar, sıkıştılar, tıkandılar bu bedava yaşam histerisini de anlamaya kafamızı karıştırmaya zorlayanlar… Yaptığını anlayan, anlamazlığa vurma ustalığı ile de satarak bir daha kazanç sağlarken, kıvrananları övmek deyip yıpratmak işinde koşuşturan çalışma heyecanı. Ne mi bu? Küresellik işte.
Tıkanıklığını küresellik satıyor, Afrika sömürgeydi soyup soğan etmeye, Asya bu amaçtı, ama hesap dönüştü biraz… Çok şükür demeye hacet var mı? Asya’da insan yaşıyor, insanlık yaşatılıyor. Afrika gibi binlerce yıllar esir yaşatılan millet değil elbette. Esir insanların hürriyet kazandıkları bağımsızlıklarına soysuzca saldırarak General yüceldiler galiba… Her neyse… Konum bu değildi…
Bu kaosu, karmaşayı kullanan bizim medyamızda kendi kendilerine aydın sıfatlanmalar eziyor yüreğimi. Kaygı sembolleşiyor, parti, bez, çaput, hukuk kakalayan bu kaygının neresindeymiş hesaplaşma? Yarın bu kaos, bu karmaşa, eğer kontrol edilmezse Cumhuriyet ilke ve ülküsüyle, aydını da boğacak, yoksulu, haklıyı, haksızı, günahsızı, suçluyu da… Bunu işte şimdiki aydın yobazlıkları anlamak istemeyecek, görmemişin cebine para koyulacakmış hevesiyle, köpek gibi dili dışarıda tıslayıp duruyor. Çok iyi biliyor çünkü, bu kaygıyı sunanlar alıyor bütün ahlak değerinin sıcaklığını, milli varlığını, korku satıyor, yine kazanıyor refah ve huzurda tıkanan Avrupalılar… ABD, İngiltere uşaklıkları veya Yahudi, Arap kuyruklarıyla sağa sola koşuşanlar da desem ne olacak ki artık bu ar sızlatılan sınırda… Yediler bizi de. Becerebilirsek hazımsızlık yaratırız. Onu da dışkıyla atar. Bizim aydın yobazlıklar yalan rüzgarları eserek kilitletenler…satılmayı satın alan hükümet, hükümetin satın aldığı medya, medyanın kakaladığı siyaset kuyruklanmalar… Yukarıdan aşağıya bir aile ağacı gibi… galiba, aşağıdan yukarıya satın alınan aile ağacı benzeşmeleri de doğru…
..
Gözlerimin tuzagina düstüm
Sen sanma ki seni sevdim
Gözlerim bakar, yüregim günesli gözlerime tuzak kurar
Sen, sanma ki ben seni sevdim
..
Boğazın sularında martılar yüzer
Tepelerinde boy boy plazalar
çok katlı gezi gemileri limana demirlemiş
İstanbul mega dünya kenti
Kapalıçarşı'da gezi turları başlar
baharatlı kebaplar insana hoşluk verir
lokumu ağıza tad katar
..
Yörük demek yürümektir
Türk olduğunu bilmektir
Yirmidört Oğuz boyunun
Hepsi de yörük demektir
Atam Oğuzdan türedik
Orta Asyadan yürüdük
..
etekleri savuran
hükümran
kavuğu zümrüdü anka
başeğdiren
başkesen
bir ayağı
asya
..
Türk ki adımızdır, Oğuz soyumuz.
Asya Anavatan, Bozok kolumuz.
Çadır evimizdir, Kayı boyumuz.
Düşerde eğilmez başımız bizim.
Yiğitlikle konur bizim adımız.
Bayramımız toydur, içkimiz kımız.
..
Binlerce yıl önce bozkırın çocuğuyduk,
Sizler kuzeye,bizler güneye koyulduk…
Benden daha sarıydı saçların ekin,ekin,
Çakır,çakır bakardı masmâvi gözlerin…
Aynı şiveyi konuştuk ilk önceleri,
..