Bütün Türkler kardeşimdir,
Ben bir Turan şairiyim.
Yır yazma benim işimdir,
Ben bir Turan şairiyim.
Nerde Türk varsa yurdumdur,
Sembolümüz Bozkurdumdur.
..
BÜYÜK İHANET
Dün akşam TV’ler bir haber geçti. Biz abimin bahçesinde Yatsı namazı için cemaat yapma hazırlığındaydık. Boğaz köprüsü asker ve bazı polislerce tutulmuş, Avrupa’dan Asya’ya geçişi engellemeye başlamış ve bunu da başarmıştı.
İkinci haber Ankara semalarında F 16’ların uçuş yaptığını, Genelkurmay başkanlığının etrafında ambulansların yer aldığını bildiriyordu.
Biz önce bir terör saldırısı ihbarı olduğunu düşündük ilk haberin etkisiyle. Yorumlar yaptık. Demek ki bomba ihbarı Avrupa yakasından Asya yakasına yönelik olacaktı ve bu önlem bu nedene dayalıydı.
Ama 2. Haber bize gerçeği gösterdi. Bir darbe başlangıcında olduğumuzu hemen fark edivermiştik. Yatsı namazına başlamıştık ama kulağımız TV haberlerine kesilmişti. Farzı bitirir bitirmez yorumlara başladık. Bu Fetö örgütünün kalkışmasıydı. Ve Genelkurmay’ın içinde bir kargaşa vardı. Ambulanslar bunun işaretiydi.
..
bir ayağım çorumda bir ayağım Yozgatta
yağmur yüklü bulutun kurağıyım edem ben
dostluğu şiar bildim yaşadığım hayatta
gönül dağının taşı çorağıym edem ben
yaz gelince çoğalır dudağımın çatlağı
ovaları bayırı çiçeklenir otlağı
..
gözlerime bastırmış uyku mahmurluğu
zor zalim aralanmış kapakları
binbir zahmetle okuyorum yazılanları
anlamaya çalışıyorum bütün olanları
ceddim bazen yağmur olmuş küffar üstünde
_________________________durdurulamaz bir fırtına
..
Kahrolası şu gurbette bitmez oldu şu çilemiz
Sıla diye kan ağlarız beyler sanırlar kölemiz
Vermeyiz kimseye zarar işimizde yok hilemiz
Her gün keder her gün zulüm başımızdan gitmez bizim
Avrupa diyerek geldik karı kediye yükledik
Sürdüler hep zor işlere yaşı ellide tekledik
..
Sanki küsüp gittiler elveda demediler
Şair Halil Soyuer, biri de İlhan Geçer
Gültekin Samanoğlu ve Kerim Aydın Erdem
Şair Erdoğan Ünver,Yurdabak, Mehmet Önder
Kime küsüp gittiler,elveda demediler
Güz şiir akşamında destan yazıp göçtüler
..
Nazlı hilâl, dalgalansın ülkemde!
Dalgalansın ilelebet, Türkiye’m!
Şehitlik var gazilik var ilkemde!
Ay yıldızı parlayansın Türkiye’m!
Dostun kahırlanıp; sana küsmesin,
Düşman kuvvet bulup; zehir kusmasın,
..
Haksızlığa başkaldırı
Kavgalarında!
Savaş parolası,
Türkülerde,
Dilden dile...
Afganistan, Filistin , Moro..
Orta Asya steplerine...
..
Bir saklambaca tutuşmuştuk,
Ben ebe olmuştum,
Sayıyordum...
Sen, saklanınca,
Bana bağıracaktın 'aç' diye!
Herhalde unuttun...
..
sen Avrupa yakasında
ben Asya
her sabah doğan güneşle
geliyorum sana
seni üşümesin diye oralarda
havalar ısınınca
bir bahar rüzgarı olup
..
Zenginin tehlikeli yaşadığı
Kültürlerin çatışamazlığına hürlüğü
Şiddet, karikatür, hepsi sadece bahane
Soğukkanlılık imtihanı sokulan bu yeni oyun
Sesler yükseliyor çok berrak, çok açık
Halkına güveni az kiminin, kiminin yönetenine
..
Akın edip atlarla çıktık yola,
Ata yurttan ana yurda geldik biz.
Asya steplerinde verdik mola,
Ata yurttan ana yurda geldik biz.
Türkler Anadoluya akan seldi,
Ergenekonda demir dağı deldi.
..
Bu gönüldeki sevgi vatan
Düşmandır ortalığı katan
Türk,Kürt.Çerkez aynı kandan
Aynı millet kardaş aynı vatan
Sular gibi birlikte çağlamadık mı?
Duyun dernekte oynamadık mı?
..
Alp olana sözüm vardır
Meydanlara çıkmak gerek
Düşmanımız gelince de
Kökten yakıp yıkmak gerek
Namusumuzun üstüne
El vermelidir dostuna
..
Burası avrupa asya nerede
Asırlığı soramadık arkadaş
Bizi kandırmayın dosya nerede
Susurluğu soramadık arkadaş
Balık büyümeye göl istemezmi
Gönlü mecnun olan çöl istemezmi
..
”Pireler berber, develer tellal iken” Eski yaşantı biçimlerinde çok hareketlilik vaz geçilmez bir yaşam biçimi idi. Zıplamak, atlamak, en enerjik olmanın ortaya konuş biçimidir. Özellikle haydut yaşamı, çoban yaşamı ve toplayıcılık, avcılık uğraşları meşguliyetleri zamanında, hayatta kalışın tek zorunlu bir beceriklilik ve koruyuculuk özelliğidir çeviklik.
Engeller atlamak, ağacın en yükseğine sıçrayıp meyve toplamak, dal eğmek, düşmanla kavga ederken zıplayarak hücum edip, vaki hücumu savuşturmak, kılıç, kargı hamlelerinde ardışık zıplamalar ortaya koymak, koşarken duvar, hendek, çit, gibi engel mesafeleri sıçrayarak geçmek, yüksekten zıplamak gibi hayatta kalma, özelliklerinin bir tutumlaması idi.
Her yaşam pire gibi zıplama işini az çok yapar ve başarır. Ama bazı toplumlar bunu diğerlerinden daha bir ustalıkla yapar. Örneğin, seyir halindeki bir ata, süratle zıplayarak biner. Yine ha keza, seyir halindeki atın, altına, üstüne dolanarak geçiş hareketliliklerini, pire gibi saklanma durumlarını ustalıkla ortaya koymakta idiler.
Bunu çok iyi başaran toplumlara zıplamalarından ötürü pire gibi toplum; Ya da pire toplum diye anılır olması bir vakayı adettendir. Örneğin, tatar boylarının bir zamanlar, han seçimi, iki aşamalı zıplamalı yarış hareketinde, en başarılı ve en yükseğe sıçrayanın hakan seçilmesi ile son bulur muştu.
..
SUYA HASRET
Ateşler içindeyim
Kökten yaprağa kurumaktayım
Feryadım arşı kapladı
Bulut aramaktayım...
Anadolu’yum suya hasret
..
Getirip şarabı zemzem diyerek,
İçiren mi suçlu, Biz mi suçluyuz?
Saklayıp dikeni, yüze gülerek,
Batıran mı suçlu, Biz mi suçluyuz?
Kilise bir yanda, cami bir yanda,
Bir yanım Avrupa, bir yanım Asya,
..
Dili kaybedenin sonu hüsrandır,
Gelin Türkçemize sahip çıkalım.
Dil demek insan için özde candır,
Gelin Türkçemize sahip çıkalım.
Dili olmayanlar sevinip coşmaz,
Türkçe Türk insanını zora koşmaz.
..
KAN diyor!
At hırsızı,
Özgürlük savaşçıları.
KAN istiyor,
Kan kardeş’ler
..