Ülkemizin ve ulusumuzun kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin ve devletimizin kurucusu Ulu Önderimiz Atatürk’ü; aramızdan ayrılışının yetmiş yedinci yılında bir kez daha en derin saygılarımızla ve giderek artan büyük bir özlemle anıyoruz.
Yedi bin yıl önce Orta Asya bozkırlarında tarih sahnesine çıkarak büyük devletler kuran, ta Orhun’dan Tuna’ya asırlarca at koşturan, tarihin akışına yön veren ve tarih sayfalarını şanlı zaferlerle onurlandıran Türk Ulusu; Birinci Dünya Savaşının öncesinde ve sonrasında, tarih girdabında yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmıştır.
Yıllarca süren savaşlar.Yorgun,bitkin ve yoksul düşmüş bir ulus..Düşmanlar tarafından dört bir yandan işgal altına girmiş bir ülke.Yer yer, işgalcilerle işbirliği yaparak, yüz yıllarca birlikte yaşadığı ulusun insanlarına ihanet eden ve katliam uygulayan Ermeni ve Rum azınlıklarının ayaklanmaları..
İşte bu koşullar içerisinde, Türk Ulusuna güvenerek yola çıkan, tüm ulusu etrafında toplayarak, ulusça kurtuluş savaşı dediğimiz efsanevi bir destanı yaşayarak Türk’ün en büyük zaferini tarihe yazdıran, Türk’ün son başbuğu ulu önderimiz Atatürk, Büyük Cihan İmparatorluğunun külleri üzerinde yepyeni bir devletin kurulmasını sağlamıştır.
Kurduğu cumhuriyeti sayısız inkılaplarla, sağlam temellere oturtmuştur. O’nun bu büyük başarıları elde etmesinde en önemli etken, Türk Ulusunun özelliklerini ilk kez ortaya koyan, geniş tarih bilgisine ve sağlam bir Türk kültürüne ve çok yönlü kişiliğe sahip bir deha olmasıdır.
Türk inkılabı, düşünce ve ideal yönüyle Atatürkçülük olarak ifade edilir. Türk Ulusunun, bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olması,devletin millet egemenliği ilkesi üzerine dayandırılması, aklın ve bilimin öncülüğünde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarılması amacıyla temel esasları, Atatürk tarafından belirtilen, devlet yaşamına, düşünce yaşamına, ekonomik yaşama ve toplumun temel kurumlarına ilişkin gerçekçi düşünceler ve ilkeler,Atatürkçülük kavramını oluşturur.
Atatürkçülük, Türk ulusunun kültürüne ve uygarlığına dayanan, birbirini destekleyen ilkeler ve düşünceler topluluğudur.
Tarihte eşine rastlanmamış, büyük komutan ve devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’ün temel ilkeleri; Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, inkılapçılık laiklik, Türkiye cumhuriyetinin üzerine oturtulduğu en önemli temel taşlarıdır.
Kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, dünya durdukça sonsuza dek yaşayacaktır. Atatürk adı, sonsuzluğa akıp giden asırlarda daha da büyüyerek çağların ötesine aşacaktır.
Türk Ulusu, dün olduğu gibi bu gün de, O’nun düşünceleri etrafında el ele bir araya gelerek her türlü olumsuzluklar karşısında tüm zorlukları aşmasını bilecektir.
..
Yaşlı bir çınar ağacı düşün,
Tarihten önce yeşermiş
Asya bozkırlarının kurak topraklarında…
Yenisey boylarında büyümüş,
Aral’dan, Orhun’dan gidermiş susuzluğunu,
Kök salmış,
Ta Altaylardan, Tanrı dağlarına…
Yaşlı bir çınar ağacı düşün,
Demirden dağların çevrelediği
..
Bizim türkümüzü çalar sazımız,
Şakıyıp da öter tel nazlı nazlı.
Halaya durunca oğul, kızımız,
Gezer perdelerde el nazlı nazlı…
Yürekler bir olup, gönül coşunca,
El ele tutuşup dağlar aşınca,
Duygular gönülden dolup taşınca,
Eşlik eder saza, dil nazlı nazlı…
..
Bir demet bulut kümesi geçti buralardan.
Bakır renkli…
Darmadağınıktı yorgun saçları,
Zincire vurulan düşlerim gibi.
Asya bozkırlarının toprağı kokuyordu
Yorgun saçlarının her telinde…
Beni tanıyıp tanımadığını sordum,
Belleğinden silinmediğini söyledi
Orhun yazıtlarının…
..
Ergenekon’dan aldı suyunu,
Geceye karşı bilenen kılıçlar!
Delindi demir dağlar,
Yüreklerin ateşiyle yakılarak
Sonsuzluğa açtı kapılarını gökyüzü,
Yer sarsılırken…
Ve yeniden dirilişin tanığı oldu tarih
Asya bozkırlarında…
Sonsuz koşunun mola yerlerinde
..