Asya'nın Kandili Şiiri - Yorumlar

Nihat Malkoç
1595

ŞİİR


30

TAKİPÇİ

Yürek yangınlarına yağmur yağar yüceden
Acı, diken misali gülün kalbine batar
Rahmet deryası akar bir ufacık heceden
Körlerin çarşısında ahmaklar ayna satar
Yürek yangınlarına yağmur yağar yüceden

Denizler kurusa da, bozkırlarda gül açar

Tamamını Oku
  • Mehmet Kuvvet
    Mehmet Kuvvet 03.07.2008 - 22:45

    Sevgili arkadaşımı gönülden kutlarım...

    Cevap Yaz
  • Müzahir Kılıç
    Müzahir Kılıç 12.06.2008 - 14:27

    Sevgili Malkoç, Mevlana'yı yazmak, Mevlana'yı yaşamakla olur. Ne mutlu ki, bu hazzı tadanların sayısı az değil... kalemine sağlık.. Asl olan ham olmak değil, elbette yanmaktır. Yanan gönüllerin çoğalması, o gönülleri ifade eden böyle güzel dillerin ve kalemlerin çoğalması dileğiyle,,Saygı ve sevgilerimle

    Cevap Yaz
  • Yusuf Ziya Karahasanoğlu
    Yusuf Ziya Karahasanoğlu 07.06.2008 - 02:25

    Bu yarışmadaki şiirler içinde okuduğum kaliteli hece şiirlerinden biriydi.

    Layık görülen derecenizi tebrik ediyorum.

    Bu şiirin bir yarışma formatında yazılmamasını tercih ederdim. Çünkü; yarışma şiirlerinde belli bir bağımlılığın ve telâşın olduğu gerçeği inkâr edilemez.

    Ne yazdığını ve nasıl yazacağını bilen bir kalemin eseriydi bu şiir. Çok daha iyilerini de yazacabilecek kapasitede olduğunu düşünüyorum. Bilgi, birikim ve hakimiyet çok yerinde.

    Kaleminiz dâim olsun sayın Malkoç. .

    Cevap Yaz
  • Nuran Aksoy Karakuş
    Nuran Aksoy Karakuş 24.05.2008 - 22:16

    Şiir dili benimkine çok yakın olan ve ayrıca mansiyonu hakeden bu muhteşem şiir için kutlarım yüreğinizi.. Allah kaleminizi daim kılsın...

    Cevap Yaz
  • Durmuş Kaya
    Durmuş Kaya 23.05.2008 - 14:14

    BU GÜZEL ŞİİRİ DE SELAMLIYORUM, NİCE ÖDÜLLERE DİYORUM...

    SELAM VE SEVGİLERİMLE...

    Cevap Yaz
  • İbrahim Necati Günay
    İbrahim Necati Günay 23.05.2008 - 13:21

    Şair arkadaşı yarıştığım şiir alanında aldığı dereceden dolayı tebrik ediyor ve bir şiirimle selamlıyorum.
    Saygılar...

    Hoşgör Kumkapılı Şıngırdak

    Tıkır tıkır da tıkır tak
    açılın... geliyor Kumkapılı Şıngırdak...
    bu ses var ya,bu ses
    işte bu sese tav olur Kumka'nın gençleri
    bütün gözler döner Apti'nin yokuşuna.
    Bir altmış-bir altmışbeş boyunda
    ela gözlü,doğuştan sürmeli
    Beyoğlu kolyesi boynunda
    saçları belinde,kahverengi
    bir sağına bakınır,bir soluna
    elleri pamuk renginde,kokulu kalem gibi
    ellerini sorma
    Allah düşürmesin ahına
    vucut dersen o biçim,acı badem şekeri
    bir hatun iner sahil yoluna
    seke seke yürür,karıncalar yol verir
    tıkır tıkır da tıkır tak
    açılın...geliyor Kumkapılı Şıngırdak...
    indimi sahil yoluna,kahve rahat karışır
    garsonlar,müşteriler taş koyar birbirine
    sen misin Şıngırdağa yan bakan,,sandalyeler uçuşur
    balıkçılar yanıktır,ahhh çeker iskelede
    ağ'da duran balıklar hep denize kaçışır
    Kumkapılı Şıngırdak sağa sola gülünce
    yolda gezen gençlerin gözleri şaşılaşır....
    tablo güzel anlatamam sizlere
    görmeyen yabancılar,inanın aptallaşır
    tıkır tıkır da tıkır tak
    yanıma gelmez mi Kumkapılı Şıngırdak...
    göz göze geldiğimizde şimşekler çaktı
    bir güzel süzdü beni enine boyuna
    Şıngırdak bu kolay mı,birden beynim karıştı
    seyretmeye kalmadı doya doya,etrafımız o da ne
    bir
    baktım ki sarıldı,oğlum dedim kendini böylesine harcama
    kaçırmıyor gözlerini,ben baktım o baktı
    kız dedim sevdim seni,bende dedi,kekeledi
    sonra girdi koluma en güzel gelin adayı
    tıkır tıkır da tıkır tak
    yürüdük yol boyunca,seyrettik Marmarayı
    dedi adın nedir,dedim Gariban
    dedi garipmisin,söyledim zaman zaman
    dedim senin ki ne,dedi Şıngırdak
    dedim niye böyle,sustu cevap vermedi
    iki sigara yaktık,bir bana bir ona
    oturduk mu sahil yolunda bir çürük taşa
    ben çekerim, o çeker
    Allah çektirmesin derdi rahmetli peder
    Şıngırdak dertli kız be
    evlenivermiş onbeşinde
    aha bu,senin kocan
    vermişler palabıyık Recebe
    Recepten onbini alan
    al demiş al,tepe tepe kullan...
    bir sene,üç sene,beş sene
    sabır tükenip dertler büyüyünce
    bakmış ki boş yere üzülmekte
    vurmuş tekmeyi fakir gönlüne
    Recebin yazısı bu neylesin
    üçüncü karısıda böyleymiş
    boyun eğmiş Şıngırdağa
    git demiş git Allah belanı versin.
    Allah bu,kime ne vereceğini bilmiş tabi
    fakirin gözyaşı kara deftere kara kara dökülmüş
    ve tutmuş Şıngırdağın duası
    altı ay sonra Palabıyık veremden ölmüş...
    yirmibir de dul kalmak,hem de güzel olunca
    iyi olmasa gerek.
    yaşamak için sağa sola başvurmuş
    oysa,evet oysa
    böyle olmamak gerek kavonoz dipli dünyada
    bilememiş Şıngırdak,bilememiş dedim ya
    iyilik demiş,doğruluk demiş,namus demiş
    demiş,demiş de ne halt etmiş
    bir gece,hani o kapkara
    karnının en aç olduğu gece
    Beyoğlunda bilmem kimin evinde
    yemekle içtiği sekizinci kadehte
    evet,evet karnının doyduğu ve içkinin en nankör
    en namussuz olduğu gece
    herşeyini kaybetmiş...
    yuhh...be yuh...olsun o biçim duygulara
    bir insan böylemi düşecekti
    böylemi esecekti mutluluk rüzgarı
    hadi gelin,hadi gelin diyorum
    zincir vuralım kötülüğe,kurtaralım Şıngırdağı
    karalar sürmeyelim o güzel yüzüne
    itmeyelim dar geçitli yollara
    bağırmayalım arkasından''Orosbu''diye
    bak işte,gör işte
    bir tutam umut vardı ellerinde
    yaşıyorum diyordu hiç olmazsa
    ona göre ölmekmiş yaşamak...
    ötede,evet ötede bir yerde
    ''yaşamak güzel şey be kardeşim''diyor şair
    Şıngırdak kulak asmıyor böylelerine
    yaşamak ya da yaşamamak,ikisi de bir başka güzeldi
    ama en boktan gerçek,ortada durmak
    Şıngırdak gibi...
    bu şiir burada bitmiyor dostlar
    ben hep,
    kendi acılarımı anlatırdım.Ahmet,Mehmet,Ayşe örneği
    oysa,
    ne denli acılar varmış evren üstünde
    görmek istemezdim,
    ben,
    sen,
    o,
    biz,
    siz,
    onlar,
    Şıngırdağı ve nicelerini
    BİLMEK İSTEMİYORLAR.....


    İBRAHİM NECATİ GÜNAY

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta