Asya - II Şiiri - Fırat Yetiş

Fırat Yetiş
68

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Asya - II

İlikledim yüreği ateşe,
Sustum, şiirler demledim S'özümde,
Asya'm, içmeden bir yudum gitme..!
ömür ardın sıra düşer ayak izlerine.
Vuslat d'ağlanır gittikçe uzaklaşan gölgene.
Bir sızı ki tarifsiz , gelip oturur döşüme.
Sahibi olduğum ne varsa,
Gidiyorsun ya artık yok hükmünde.
Kırıldı yüreğimin testisi ardından;
Aramızda kalan hasreti yakıp'ta gittin.

Tütün sarısı eylüller döküldü;
Ayrılığı dirilten ayağının tozlarından.
Gidişin gözlerimin buğusunda ,
közdeki çay misali kaynar durmadan .
Âh içimin bi yakımlık türküsü,
hâlâ yanıyorsa gönül çerağı,
O zaman ellerimde ki bu üşümeler neden?
İlk defa bu denli korkuyorum kendimden.
Sarıp sarmalıyorum dokunduğun yerleri,
Durmadan erteliyorum güne aymayan uykularımı.
Zira öyle gözüküyor ki;
Gidişin tekdüze ve kavi..
Omuzlarımdan düşüyor,
ellerin ve dizlerin ile haldaş,
baş ağrılarımın kimsesizliği.
Biliyorum gelmeyeceksin,
Ama neylersin, umut kuşatmış;
Terk etmiyor göğüs kafesini..

Âh benim kadim surlar gibi şehrine sadık kalamayan yürek göçüğüm !
Yüreğin kapısında beklettiğim güllerin
bir tek dikenleri kaldı.
Kırmızı karlar yağdı, kum fırtınaları çıktı!
Toprak damlı evlerde
anlatılan masalların sade izi kaldı.
Şehir yedi sefer yıkıldı ,
yıkıntılarından gene var oldu.
Sen yine de gelmedin gelmedin..

Zaman,
Küflenmiş içerimden damıtır
beyhude ve biçareliği.
ömür dediğin nedir ki,
hançeremde ki ahlar birikintisi.
Aynalara sırrını döktü yüzüm,
Yüzüm ki,
çizgilerinden görünür göğsümün hicran ağrısı.
Asya!
ömrümün z'amansız en güzel serencamı.
N'olur ört gayrı avuçlarımın üzerini,
Kuşları öldüren üryan
Feryat figânlarım kaplar göğün yedi katını.

Gençliğim ağıyor esmer yüzlü çocukluğumdan,
Amedin daracık küçeleri de
artık saklamaz oldu kaygılarımı.
Çekin perdeleri, kapatın kapıları !
Zifiri geceler kaplasın saçımın aklarını.
Kahretsin, tel tel takvim tutuyorlar ,
bana gelmediğin yılları.
Annem okuduğun ayetlerle,
bir daha sıva metruk kalbimi
Durmadan yüzümü öpüyor,
ayrılığın alaza çalan rengi.

Asya'm, Ütopyam, Anadilim Yürekçe'm..
Kavlayan yaraların uzun susuşudur ardında kalan.
Ciğerlerim sökülür tutuklanır kelepçesiz '!
Vurulur bir sabah havadislerini getiren güvercin,
Muştulanır ellerimde kanayan kan kırmızımsı bir karanfil..
Büyür ağaçsız avlular, yükselir güneşi kapatan duvarlar.
Ve ağıtların üzerine kurulur kapkara barikatlar.

Suya kıymet veren içimde ki Kerbela ve
Ekmeği pişiren ateşin nârı bilir...
Bölüştüğümüz zeytinlerden,
cebimde sakladığım uç kuru çekirdek
ve sana yazdığım hiç okumadığın şiirleri şahit tuttum.!
Büyümek ve Seni sevmek benim tercihim değildi..

Asya'm
Vuslatı olmayan menzilim.
Kaderim olamayan, kederli ağır imtihanım.
Ant olsun umudu kuşanmış bi sıkımlık ömre;
Şehadet getirip sana öleceğim!
Savrulunca bozkırın kavruk kum taneleri üzerimden,
Ve koparırsa yüreğimin yelesini senli özlemler;
Yemin ettim,
kirpiklerimde kuruyan hüzün çiçeklerine.
Seni bir daha, bir daha seveceğim yeniden...

Fırat YETİŞ

Fırat Yetiş
Kayıt Tarihi : 12.1.2021 12:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fırat Yetiş