Bir yer biliyorum
Orada en sevdiğinden vurulursun
Bin kelime acıtmaz da
Bir bakış yakar yüreğini
Sen kimsin be adam ?
Kalbimi taşa bağlayan mısın
Sevmeyi öğretip sevilmemeyi kazıyan mı
Yoksa bir merhaba diyip veda eden mi
Pembe bir gonca mısın gül dalında
Kötülemiyorum seni kimseye ,
Yalnız kelimelere saklandım ,
Öyle üşüdüm ki yokluğunda ,
Cehennem ateşi ısıtır anca,
Hayır bir kez daha gidemem o yola ,
Ne zaman seni düşünsem yalnızlığım aklıma gelir
Bir ürperti gibi derinden derine duyarım çaresizliğimi
Nedir bu gürültüler derim,top patlamaları
Nedir bu şakaklarımda zonklayan ağrı
İçimden dalga dalga boşalan gözyaşlarım
Sorarım,bu ağlamak ne kadar,nereye kadar
O zaman rüzgar durur , fırtına diner ansızın
Kapanır yorgun gözlerim ,gece başlar
Ve karanlık uykularla sürer ağlama saatleri
Uyanınca bir ıslak şafaktır gördüğüm
Ve şimdi sana Veda hutbemi sunuyorum Şövalyem. Gecelerin en karanlığıydı gidişin. Bilseydim sana son kez sarıldığımı hiç bırakır mıydım? Ellerimin arasından kaydı parmakların. Belki daha sıkı tutmalıydım seni . Son bakışım olduğunu bilsem o bal rengi gözlerine; bir kez bile kırpmazdım. Bir saniye daha fazla görmek için.
Şikayetçi değilim gitmenden Şövalyem. Git ! Git ve kurtar kendini benden. Gidişin kafamda en ince bir piyano notası çaldırdı defalarca. Sormuyorum neden gittin diye. Git ve uç gökyüzünün maviliğine. Bilme en gizli ağlayışlarımı. Duyma en sessiz çığlıklarımı. Zaten giderken de duymamıştın "gitme" diye yalvarışlarıımı. Belki de kabullenmeliyim artık. Fakat şunu bilmeni isterim Şövalyem; son gidişinden sonra bir daha güneş açmadı bahçeme. Isınmadı tek kapılı evim. En kuru odunlar yakmadı sobayı oysa son gidişin cehennem yangınıydı yüreğime. Değer miydi zihnimin her bir yetisini kaybetmeye, bilmiyorum. Tek bildiğim son gidişin bende kasırgalar yarattı. Ve ben orada kaç kez savruldum, saymadım...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!