Ben en çok usul usul gidişine gücendim
Gittin, bir yanım eksik bir yanım yarım
Yoktun, yokluğuna kırıldım. Yok oldum
Söylesene iki yoktan ne çıkar Asûde Hanım?
Avaresi olduk bu kirlenmiş, pasaklı diyarın.
Zaten her yanı tortulanmış bir dünyanın,
esareti kendine ar saymayan insanları değil miydik Asûde Hanım?
Sonra dudağına ince bir tebessüm takarak bir düş gibi belirdinya gözümün önünde.
İşte sen güldün ya her şey hoş.
Sen geldin ya ellerini önünde kavuşturup; öyle hüzün,
öyle hicran
yüklü bakışlarınla.
İşte sen sevdin ya beni
bir haziran akşamı yeniden Asûde Hanım,
esaret mi tanır bu sana adanmış,
sana müptela yüreğim?
Gözlerim sanki binlerce yıl kapanmadan beklerken kızıl ufuklardan yolunu;
şimdi ne önemi çektiğim acıların
sırası değil sitem etmenin,
kızmanın, darılmanın.
Bunları boşver,
gel
gel otur yanıma
Asûde Hanım...
Ali Fırat Çalışgan
Kayıt Tarihi : 7.6.2020 17:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!