Asude Bir Şiir (465) Şiiri - İbrahim Arslan

İbrahim Arslan
1000

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Asude Bir Şiir (465)

Yolun sonu geldi, yolun sonu.
Belki yol yeni başladı.
Yolun başı geldi, yolun başı…
Ne dünya be…
Ne yolun sonu belli, ne yolun başı.
Kıçı açık dünyaya gelirsin…
En sonunda da giydirirler kefeni…

Bu dünyanın lokmasından yemişte,
Doyan beri gelsin…
Kara toprağın peşinden koş.
Sen ondan ye bir ömür…
Ama en sonunda
O seni yesin…

Ey şair,
Yorma çeneni.
Dünya kadar dünyanın peşinden gideni…

Bu şiir burada bitti ama,
Şair yine devam etti…

Asude sen geldin yanıma,
Sandalyeye oturdun…
Şimdi annene gidiyorsun benden,
Beni bırakıp.
Ben bu satırları yazarken
Bir ara sen sandalyeden düşüyordun.
Ben tuttum…
Seninle ilgilenmedim affet beni.
Şu kalemi elimden bırakıp…

Sana ithafım olsun öyleyse bu şiir.
Ve bu…

Gitti benden,
Tutamadım çıkıp gitti kapıdan…

Çok güzel bir kızdı.
İki yaşına bir ay on gün önce bastı…

Benden kalan baba
Bu şiiri yazacağına,
Onunla beraber giderdi
Onunla beraber çıkardı kapıdan…

Ama o Asude.
Tutulması zor yıldız gibiydi.
Bir solukta babasına gelir,
Bir solukta annesine giderdi…

Arada tel duvarlar vardı sanki
O annesine gider,
Ben gidemezdim…
O gül annesini koklar,
Ben koklayamazdım o gülü…
Sanki bana yasakmış gibi,
Koklamaya kıyamazdım…

Hiç dikeni olmadan olmaz bir gül kızım,
Sizin de annenizin tek dikeni,
O dili…
Ben de tutamam hoş o dil denen nesneyi.

Ey dil.
Seni koparmalı.
Kalemiyle konuşmalı şair…
01.05.2013 Çarşamba

İbrahim Arslan
Kayıt Tarihi : 5.2.2014 10:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İbrahim Arslan