Bir evin bir oğluydum, beş kıza kardeş. Çok erken evlendirildim her nedense… Askerden döndüğüm yıl sonuydu oğlum aramıza katıldı, sıcak bir yuvam vardı, didiniyorduk hanım
evde ben dışarıda, geçinip gidiyorduk ömür törpüsü denen büyük şehirde.
Cumartesileri üçümüzün, pazarlarım oğlumundu, ne de olsa girdi üç yaşına kerata. Parka
götürürdüm ilk önce, sonra da nereyi isterse.. Mahallemizin küçük şirin bir çocuk parkı vardı çok severdik baba oğul orayı, ilk uğrak yerimizdi her seferinde. Böyle bir pazardı O’nu gördüğüm gün, çocuğunu sallıyordu salıncakta, o an yüreğim bir başka titredi durduğu yerde..
Nedenini bilmiyorum ama utanıyorum kendimden.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman