Asrın Tozları Şiiri - Ahmet Tufan

Ahmet Tufan
10

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Asrın Tozları

ASRIN TOZLARI 
Çok eski bir tapınağın duvarında ismin geçmiş,
Asrın tozu silememiş hatıranı.
Nerde denk gelsem kalbime işledim kutsal diye seni.
Ve sana denk olabilmek adına verilmiş savaşlarım.
Çamura battım; gökyüzünü unuttum derken,
Uzanan bir daldı suretin.
Ben suretine tutundum.
 
Çok eski bir tapınağın duvarında ismin geçmiş,
Her harfini sindire sindire okudum.
Kayıp bir çağı aydınlatır gibi okudum.
Virgüllerin yok; durmadan soluksuz koşuyorum.
Soru işaretlerin çok; kendimi yokluyorum.
Ve üç noktalarının sonunda
Çarmıhta gerili İsa yerine kendimi görüyorum.
 
Çok eski bir tapınağın duvarında ismin geçmiş,
Kireç taşlarıyla bezeli sanat eserini görüyorum.
Üstünde hiçbir din tasviri yokken, ibadete duruyorum.
Kaburgamda taşıdığım dünyayı,
Yamacına bıraktım; soluklanıyorum.
Hatıran bir ruhani çöküntünün,
Kadim, kırık bir aşkın izlerini anımsatıyor bana.
Salome olmadım ben; Vera hiç değilim,
Ama senin kutsal topraklarında,
Şems’in aşkına pervane olmuş,
Bir yığın karın altındaki bir kardelenim.
Hasretini çektiğim bir memleketin baharında,
Seninle tekrar o damda sigara içebilmek adına,
O kadınsı cilvemin,
Veya gözyaşlarımın ardında bir hakikat bulup,
Ona sığınırız.
Seninle türkü söyleriz o memleketin dağlarında.
Ve kışın Şems, Kardelenleri kavururken,
Biz seninle yeniden diriliriz sevgilim,
Güneşin erken doğduğu coğrafyanın çorak topraklarında,
Şiirler okuruz.
Hem ninemin mezarı da o memlekette.
 
Çok eski bir tapınağın duvarında ismin geçmiş,
İki mısra iliştirivermişler yamacına:
Dünya yaşayabilmek için çok dar;
Göğsünde yer aç bana.
Evsiz bir kızın, bir tarihi kirletircesine,
Küstahça yazılmış sözlerinden ibaret.
Yaşamak eylemin en güç olduğu;
En çekilmez olduğu bu zamanda tutundum sana.
Yaşamanın, anlamını yitirdiği en genç çağında.
 
Çok eski bir tapınağın duvarında ismin geçmiş,
Bir fermanda hükmüm okunmuş gibi duruyorum önünde.
Kaçış yok; ölüm yakındır.
Ve kaç celladın gözü sürmeli diye sordum kendime,
Kaç cellat bakarak öldürebilirdi mahkûmu.
Sadakatin de şefkatin gibi babacandır.
Beni utandıran bir güzellik işlenmiş suretine.
Bu suret ki, bir kutsal kitap kadar eskidir.
O gözler ki, binlerce çağı arşınlamış.
O kadar eski ve o kadar güzeldin ki sevgilim,
Benim ilkel kabile geleneklerim,
Seni ezelden beri tanır.

Ahmet Tufan
Kayıt Tarihi : 15.2.2024 21:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Tufan