~~Sarı Lacivert Düşlerin Mavi Aşkı~~
Hani ceylanların av vaktinde hissettiği ürkekliği üzerlerinden atabilmek için; gözlerinde ki korkuyu sakladıkları gibi bende yokluğunun acısını ciğerlerime çektiğim sigara dumanında belli belirsiz bağımlılıklara gömüyorum,hani avcının içinde ki vicdanı görmezlikten gelmek için tüfenginin ışıltısından medet umduğu gibi bende geceleri başımı koyduğum yastığın hışırtısında içimde ki sonu olmayan sevdayı alt edebilmek için uykusuz gözlerimin göz bebeklerini yumuyorum...dalıyorum çok ça öylece kalıyorum,,başımı kaldırıp baktığım tavan boşlukları bile hayalinin hoşluklarında kayboluyor BİDENEM...
Biliyorum imkansız bir aşkın en olanaksız tarafında olan ben,
sensiz ölmekle sensiz olmanın çelişmeyen birleşimlerinde ecelin Araf'ın da kalan ben, hiç olmayacağını bile bile,bile isteye, seni sevmeye hakkım olmadığını, idrâk etmenin sınırlarını zorlayan beynimde depremler misali hissetsem de,sevdanın tümcelerinden aşk cümleleri türeten yüreğim; ısrarın ötesinde sana olan aşkından vazgeçecek gibi görünmüyor be Sevdiceyim!
Söyle; gülüşün de gamzeleri yağmur toplayan, bal sesiyle kulaklarımın tınısına kal saplayan,kararmış küçücük dünyamı kocaman ve kar beyazı yüreğiyle kaplayan,gönül bahçemin yeni filizlenmiş sevda güllerinin dallarını bükmeden,bedenimin bütün kainatına hükmeden yoksa sen değil misin sanıyorsun Küçüğüm!
Sonu hüzünle biten aşkların, direkleri yıkılmış köhne limanlarından demir alan sevdam; şimdi senin yüreğine bilmem kaç mil ötede uzaklıkta,,ben yaklaştıkça sen her defasında bir fırtına koparıp duygusal kalbimle icat ettiğim duygu salımı alabora ediyorsun...farkındayım ben sana gelmek istedikçe sen beni kaf dağının ardında bekleyeceksin..
öyle büyük ki sana sevdam; öyle bir coşabilirim öyle bir taşabilirim ki,kaf dağının buzlarını aşkımın ateşiyle eritip aşabilirim,Ferhat'ın Kerem'in hatta Mecnun'un tüm rekorlarını alt üst edip sana koşabilirim,bunu bilirim fakat şunu da bilirim; sana ulaştığım her noktada sen bir serap olur yüreğimin çöllerinde kaybolursun...kaybolmak mı istiyorsun? öyle ise gel de gözlerimin mavi derinliklerinde boğul; her boğuluşunda olurum sana can simidi, değil bir ömür bin mahşer severim seni, dolmaz inan bende aşkın limiti Karakızım!
Ey gözleri peygamberimin rengi sevdamı umursamaz Karakız! ben senin avucunda bir ter zerreciği bile olmaya razı iken,sen bana bir tek tatlı sözü bırak şöyle, bir tek tatlı heceyi çok görüyorsun…her gece düşlerimde bana kucak açıp yürüyorsun,rüyadan öteye gitmiyor senli hayâllerim,ağır aksak yastığa baş koyuşlarım, hele sensiz hepten topal kalıyor uyuyuşlarım!
Sensiz geçen günler gecelerimin katili olurken, geceler zaman sayfasında vicdansızlar listesinde ki yerini alırken, Hasretin Azrail misali başımda kalırken halâ seni gözlerime yasak olduğunu bile bile hayâllerimin perdesine yansıtıyorsam inan ki bu sana olan delice sevdamın yüzsüzlüğündendir Karakuzum!
Bu sevdada bir parça umudum yok; söyle o halde sensiz nadasa bıraktığım gönül tarlama nasıl bu umutsuz sevdayı ekebilirim,oysa tereddüt etmeden gururumu,onurumu benliğimden sökebilir hiç düşünmeden önünde diz çökebilirim.ALLAH şahidim olsun ki bu aşk için milyonlarca gözyaşı dökebilirim..
hep seni düşünüyorum düşüncelerim seni düşündüğümde ‘’düşünce’’ çok zamandır bu haldeyim ta o zamanlar başladı.. yani sen gönlüme düşünce…yok artık sence bence,senceler benim için artık bence.. bilmem ki sende ki benceler nasıl sence..yokluğun şimdilerde daha çok kümeleniyor yüreğimin en orta yerine,sensizlik baskın veriyor, nefessizlik çörekleniyor aşkını soluyan, senle soluklanan gönlüme…olmuyor sensiz hiç olmayacakta biliyorum; ama ne yapayım elimde değil, yine de seni bir çocuğun annesine olan özlemi gibi kutsal ve mübarek çok ama çok çooooooooooook Seviyorum Bebeğim!
Her yanımda her anımda, canımda, kanımda, her şeyimde, bir şeyimde sen varsın hep, sonbahar mevsiminde düşen ilk yağmur tanesinin nazın da, soğuk kış gecelerinin zalim ayazında, dağ yamaçlarına düşen o kar beyazında, kıldığım her namazın niyazında dua dua sen varsın, söyle be Cancağızım! yüzüne sürdüğün avuçlarında ki o amin ben değil miyim, ben değil miyim seni dünya döndükçe sevecek olan? Yok yok dünya dönmese de sevecek olan, Aşk çok yüce bir duygu bunu herkes bilir ama seni sevmenin aşktan da ziyade aşktan da kuvvetli bir kavram olduğunu bir ben bir de Rab’bim bilir…Sen yoksun ya, sen bana bu kadar uzaksın ya, yüreğime giren krampların haddi hesabı yok,Ya gönlümün geçirdiği travmalara ne demeli! Benim biçare bakışlarım felç olmuş bu senin ceylan gözlerinin umurunda mı? de hadi bana Karacam!
İnan Canım Sevgilim! aramızda bulunmayasıca, bulunan yaş farkı,sensiz döktüğüm göz yaşından çok daha az,unutma sakın bunu, ister bir kenara ister yüreğinde ki o ak damara yaz; seni sevmeden geçireceğim tek bir an bile olmayacak,şu sana bağımlı kalbime tohumlarını ektiğin sevda gülü kıyamete kadar solmayacak…sensiz, için için iç kanamaları geçirmekteyim, kanımda ki al yuvarlar,eminim gün gelir beni ecelin uçurumundan ölüme yuvarlar…meğer sensiz dünüm hiç olmamış,günlerim şimdilerde senle anlam kazandı, gecelerime saçtığın ışıktan dolayı, şimdi ‘’Ay’’ bile kıskançlık krizinde,ne olur biraz daha müsaade et,et de azıcık daha kalsın sevdamın fişi gönlünün prizinde,,,yoksa yangın çıkar hayalinle doldurduğum yüreğimin odalarında,,var mı bir çaresi varsa söyle,hangi su söndürür aşk yangınımı be Gülüm!
Her dakika yokluğunu çekmektense, sensizliği kabullenmektense; keşke rengârenk çiçekleri olan bir bahçe olsaydım, olsaydım da talan olsaydım, ya da koskoca bir yalan! Sen düşünce aklıma susuyorum, haliyle tek bir an ağzımı açtığım yok, sen gelince hatırıma yine susuyorum, suya değil sana susuyorum. Kana kana içmek istiyorum aşkını, yana yana kül olmak, adım attığın her yere savrulmak, aldığın nefeste ki oksijene karışmak, içerlerinde gelip geçici bir enfeksiyon gibi dolaşmak istiyorum AŞKIM!
Sen bilmiyorsun Sevdiğim! ne zamandır bakışlarım göz kapaklarıma dargın, ne zamandır tebessümlerim dudaklarıma kırgın,ne zamandır gülümsemelerim durgun, ne zamandır yüreğim sana vurgun..bilmiyorsun! Sensizliği düşündükçe kanım sıçrıyor beynime sel misali azgın.. canım ruhuma söylenmekte asabi ve kızgın, bezmişim sensizlikten gel desem gelecek misin sanki, aç yüreğini sevdama, akayım saf be berrak gönlüne desem! Bilirim gelmezsin, bilirim senin yüreğin benim yüreğim gibi sevda ateşiyle yanmıyor, tutuşmadı ki yansın, olsun be güzelim! olsun ne çıkar, dünya yıkılsa da başıma, ödül koysalar da başıma, yemin olsun ben seni bir başıma da severim Meleğim!
Gün gelecek ılıman rüzgarların sıcağıyla oynaşan,verimsiz toprakların kucağıyla kaynaşan,toz bulutlarının mikrobuna karışan,kaybedeceğini bildiği halde yine de yağmurlarla yarışan,yeryüzüne küçücük bir iz dahi bırakamayan çiy taneleri misali senin hafızandan silineceğim..değil aklının ucunda,ucunun kıyılarında bile olmayacağım; kıytırık boş boş dalmalarda, hani bazen olur ya,sebepsiz öylece kalmalarda da kalmayacağım zihninde…bunu bile bile hangi ümidi nasıl bir biçimde besliyorum içimde,merak ediyorum ne zaman gömeceksin beni aşk sandığına hangi son seçimde,yüreğim sensizliği,senliliğin hiç ama hiç olmayacağını biliyor,görüyor,duyuyor ama sevdam o kadar saf ki hâla ayakta uyuyor,,,Seni anlatılamayacak kadar, anlatıla bilinse de lakin kavrana bilinmeyecek kadar; işte öyle farklı öyle bambaşka seviyorum ki, sana olan sevdamı gönlümde sorgulamaktan bile utanıyor,hicâp duyuyor bunu yüreğime karşı yapılan en büyük saygısızlık olarak nitelendiriyorum.Nitelendirme dedim de aklıma geldi unutmadan söylesem olur mu? Aşkına düştüm düşeli etrafımda ki cansız bütün nesnelere isminle hitâp ediyor onlarla sanki canlıymış gibi, canım gibi yani Senmişsin gibi konuşuyor, dertleşiyorum! Dertleşiyorum dertleşmesine de dertleştikçe de bilsen nasıl dertleniyorum.
Hep aşkına odaklanmışım sana öyle şartlanmışım ki imanın altı şartı gibi kelime kelime, manâ manâ ezberimde o yüce sevdan, inan Sevdalım!
Hiç müdahale etmesen, dokunmasan olmaz mı aşkıma, ayıplamasan hor görmesen, alay etmesen sevdamla! Hala sevmiyorsan beni, halâ bana çok ıraksan, olmaz mı beni bana bıraksan…..bırak ta önce ağlayayım bebekler emsali sonra hep yaptığım gibi masum yüreğimi kandırayım; sen de beni seviyor muşun gibi! Söyle sevdiğim! hadi fısılda kulağıma bir defacık, hangi Ummanlara gömdün kalbinin anahtarını? söyle de dalıp çıkarayım,çıkarayım da ben olayım o gönül köşkünün sahibi..ya işte görüyorsun değil mi? yine başladı paranoyalarım,yine oscar’a aday hayâller kuruyorum,yine sevda istasyonun da, elimde çaresizliğin bavulu halüsinasyonlardayım be Bahar Kokulum!
İçimde volkanlar gibi patlayan sana olan bu aşkımı; dışa vursam, yeryüzünde hangi dağ dayanır sevgimin kuvvetine, hangi deprem daha büyük sarsar dünyayı, hangi rihter ölçer sevdamın şiddetini! Ah be Sevdiceyim ne hallere düştüğümü anadan doğma körler bile görür oldular da şu zavallı halimi sen neden hâla görmezsin? Badem gözlerine tül mü çektiler ki sevdamın ışığı yansıyamıyor güneş kadar sıcak bakışlarına, cümle âlem sağır oldu figanımdan da Sen niçin hala duymazsın feryadımı? Yoksa Zülkarney’nin setti ile mi tıkadın kulaklarını?
Tamam; farkındayım! senle olamam bu imkansız ama sensiz olmam da olanaksız, bu da boynuma borç olsun ki Sen olmasan da ben ölene kadar asla sensiz olmayacağım Hilal Kaşlım!
Zapt edilmeyi bekleyen gönül yurdumu, sorgusuz sualsiz hiç direnmeden kendi ellerimle sana teslim etmişim.yak yağmala bir virana çevir, şu koskoca aşk hükümdârını bir bakışınla devir ne çıkar ki,o zaten çoktan senin kölen olmaya razı çoktan kimliğini yitirmiş..hadi durma! daha ne bekliyorsun; o güzeller güzeli asaletinle, asimile et benliğimi; hadi indir artık hasretin kılcını yüreğime, bırakma beni Azrail’e, sen vur son darbeyi, yaşamımda sana susamışlığımı gidermeyeceksin madem bari ecelin şerbetini senin elinden içeyim yap bir güzellik,geç bir kıyak be Sultanım!
İçimde öyle istekler, öyle arzular var ki özleminle donatılmış; gözümde öyle ağlayışlar yüzümde öyle yaşlar var ki hüznünle kanatılmış, deme sakın bana gözyaşı kanar mı? Kanar be Sevdam! kanar elbet, nasıl yüreğim aşkınla tutuşup; kömür gibi odun gibi yanıyorsa, ben çıra gibi yanıyorsam
İşte gözyaşlarım da öyle kanıyor…bilmem ki neden kavuşamayız,bilirim de bilmesine,bilmemezlikten gelirim,hangi suçun cezasını çekiyorum,hangi günahımın bedelini ödüyorum,oysa her kuruyan umudumun yerine, hayallerimi yeşertmek için yeni bir umut ekiyorum,gözyaşlarımla suluyorum,sevdamla büyütüyorum,,büyüyor, büyüyor,yeşeriyor ‘’tamam, başardım bu defa olacak diyorum’’ bir de bakıyorum ki yeniden kuruyor yeniden soluyor,gel bir buse kondur yanaklarıma da aşkımın fidanları kurumasın solmasın be Nefesim!
Senden başka Yâr bilmem, senden başkasını sevmem, sevemem; ,bütün varımı yoğumu bir kenara koymuş,sanki asırlar öncesinden hicret etmişim sevdana,sanki milattan öncesine dayanıyor sana olan aşkım,sanki bilinen bütün aşk hikayelerinin kaybeden kahramanı benim,yalvarışlarımı duyar elbet o yüce Yaradan! Yakarışlarımı bilir, fakat neden çırılçıplak sevdamın üstünü yüreğinin örtüsüyle kapatmaz? ne haddime Rab! bimi sual etmek,,isyan değil benimkisi Sevdiğim! acizlik de çaresizlik de bu sözlerime, ne koyarsan koy sensizliğimin adını; Ey Kalbimin Kadını! tadmadıysan, bilmiyorsan aşkın tadını, nasıl ispatlayayım, hangi notere tasdik ettireyim bu zavallı sevdamı? Hani demiştin ya bana,sen diğerlerinden çok farklısın,evet doğru farklıyım,çünkü; ben yeryüzünün, hatta var ise gökyüzünün en güzel en tatlı kızını seviyorum..sen kabirde; sorgu meleklerine vereceğim tek cevap, sen amel defterime yazılan en büyük sevapsın,söyle be Aşkım! Söyle be Canım! Bu beden sensiz cenneti ne yapsın, sensiz cennet, cennet mi olur bana! Sen yoksan yanımda, cennetten affımı talep edip cehennemin yoluna sapmam mı sanırsın, aşkının uğruna döktüğüm gözyaşları bana ‘’Kevser’’ sayılır, bu baygın yüreğim bakışlarında ayılır Toprak Dudaklım!
Sensiz geçen her gün de; bir bir yıkılıyor içimde ki yaşam mabedinin sütunları, aşk destanlarına paragraf başı yaptım, sekiz sütuna manşet attım sana olan sevdamı, seni hayal etmekten yıldızlara sattım gözüm de ki nuru, yitirmekteyim aklımı, kaybetmek üzereyim beynimde ki şuuru, bitirdim dünyamla tüm ilişkilerimi, sıfırladım yarım kalan çelişkilerimi, sensiz ne yapacağımı şaşırdım, maaleseflere kurban verdim keşkelerimi, şifayı kaptım sonunda,sana hasta oldum şeker çıktı yani sen çıktın kanımda! Aşkın; bedenimin her zerresinde dolaşırken, santim santim, milim milim, sensizlik yine doğrayacak mı yüreğimi dilim dilim.İnan be Gülüm! Artık kulaklarıma senin o tatlı,bal sesinden başka ses zulüm,hele ki gözlerim yüzünü göremez ise beğensin kendine ölümlerden ölüm.göz bebeklerimin vicdansız canisi olmaya çoktan hazırım be Hayatım hazırım be Ömrüm!
Şu yaşadığım bunca yıl ömürde; sevenim, sevgililerim oldu; ama Yârim, Sevdiğim hiç olmadı senden başka,, çünkü sensin tek tarif bence Aşk’a, senden başka ne bir aşka ne bir sevdaya koşmadım doludizgin,,hep bin bir ümitle aşkı aradım, hep bekledim hiç yılmadım,sonunda dualarım kabul oldu Aşk’ı buldum anlayacağın Seni buldum Seni Aşkım! Sonunda; aşkımdan yana, şansımdan yana yüreğimde koskoca bir sıfır kalacağını bildiğim halde, gönlümün sana olan sevda rakamları yine en yüce seviyelerinde çarpılacak aşkınla kat ve katlarına, sana olan bu çılgınca aşkım! vuslatın kulağına küpe olsun ki sevdamı yazacağım milyarlarca meleğin kanadına, aşkınla sıratı geçeceğim zebanilerin inadına, Çimen gözlerine bakıp,
BÜŞRA’m diyeceğim o cennetin adına,.Cennetim!
umurumda değil artık bu şehrin ışıkları yanıyormuş yanmıyormuş, umurumda değil güneş ısıtıyormuş, ısıtmıyormuş, benim ışığımda, güneşimde sensin; senle aydınlanıyor gecelerim, senle ısınıyor dünyam,bu dünya yese bitirse beni olsa da yamyam,öyle derinden sevdim ki seni Bidenem! İdamımı isteseler de ben sana olan aşkıma kıyamam; inan be Biriciğim! Seni benden ayırmak için toplansa bütün zalimler, dört kutsal kitapta da yer yok senin bu aşkına dese de âlimler! Yüce Rabbimden başka hiçbir kimse hiçbir kuvvet mani olamaz seni deliler gibi sevmeme, bu aşkın adına imkansız deseler de sensiz olmanın imkanı yok asla, çünkü ben seni her şeyin her şeyinden daha çok Seviyorum! Bekleme artık ne olur, yüreğini yüreğime yasla Sevap Bakışlım!
Ey Canımın Kalbi! Şu canımdan kopası ruhum yazılmış seninle aynı batına, beraber çıkalım gel aşkın o yüce katına, gönül bağlarında koşturuyorum bile; çoktan binmişim ben bu aşk atına, ben bu sevdanın delinmez ağı, çözülmez bağı ve aşkın en son durağıyım, benim yüreğimden öteye yol gitmez Aşkım! hadi in ne olur, in artık aşkın garına, bırakma sevdanı yarına, bırakma beni hasretinin nârına….razıyım; etse de kader bana sensizlik zulmü, taddırsa da yaşarken ölümü,soldursa da sevda gülümü her defasında yeniden dermez isem; o Büyük ALLAH’ım cehennem ateşinde şeytanlarla bir yaksın bedenimi……….
Sevdiğim! Senin içinde olmadığın hayal; bir rüyadır abuk subuk, senin aşkınla çarpmayan yürek tutmaz mı kabuk? Nefessizim sensiz; yetiş be Sevdalım! Ne olur, ne olur yetiş çabuk….; sek içerim ki antları,ederim ki onsekizbin alemde ki bütün kutsal yeminleri, Seni senden bile,Seni ölümüne seven benden bile, daha fazla, daha çok,çok daha fazla, çok çook çoook,ne kadar çok varsa o kadar çok Seviyorum SEVGİLİM!
Sen benim kalbimin sözlüsü, kalbimin içinde canımın nişanlısı, canıma hayat veren ruhumun eşisin, öyle muhtaç ki gözlerim bal bakışlarına,o saf ve berrak şefkatinle gözbebeklerimin annesi olur musun,sarar mısın beni gönül kundağına? Doldurur musun; her gece gözümden akan yaşları yüreğinin bardağına? ; sevginle dolaşması şartı ile damarlarımdan vize alan; kanımın kırmızısı sevdamı sürer misin dudağına? Ne olur şu an güzel gözlerini kapatıp bir dakika düşünür müsün? Seni ne kadar çok sevdiğimi değil, seni ne zaman hangi an sevmeyeceğimi! Bulamadın değil mi cevabını……
Bulamazsın BİTANEM! İster saatlerce ister günlerce, aylarca, yıllarca, asırlarca düşün! Benim Yüreğimde hiçbir dayanağı olmayan bu soruya senin zihninin de vereceği bir cevap olanağı da yoktur be Yaprak Tenlim!
Bilirim! O kadar iyisin ki istesen de bilerek günah işleyemezsin sen! Ben senin farkında olmadan işlediğin bütün günahlarını; amel defterinden sildirip, yerine bütün sevaplarımı yazdıracak kadar, cehennem azabını göze alacak kadar karşılıksız ve korkusuz seviyorum! Eğer ki yüreğinin köprüsünden geçmeyeceksem; yıkılsın Sırat Köprüsü üzerime çöksün umrumda mı! Bu dünyada sensiz, çaresiz kalmaktansa, ebedi alem de ebediyen yanacak kadar kor ateşleri umursamaz Seviyorum, Kömür Saçlım!
Öyle çok ürperiyorum ki hasretinden, öyle fazla korkuyorum ki sensizlikten; sanki sen bir gün gidecekmişsin de, sanki ben o an bu dünyaya veda edecekmişim gibi…..Soruyorum her daim! Rabbim seni benim için yaratmadıysa neden beni yarattı? Günaha giriyorum bilinç altında,farkındayım!
Ama ne yapayım sensizliğe isyan etmek ne derece günahsa sana o derece günahsız aşığım! Kafayı yiyeceğim fakat kafamın içinde ki beynimin her köşesinde sen yok musun sen! Sen değil misin bana her şeyi göze alıp her şeyi yaptıran, her şeyden vazgeçiren,sen değil misin ‘’Herşeyim’’ olan!
Bu aşk için; sana olan bu devasa sevdam için verdiğim emeği,yaptığım fedakârlığı asla bilemezsin Canım! Bilemeyeceksin hiçbir zaman,ta ki mahşere dek… Sen sevmesen de olur... Yokluğunda kuruyan bu gönül çiçeği, ne zaman döker yapraklarını bilinmez. Ne yaparsan yap,ne edersen et,istersen üz, kır beni istersen hep; bir abide gibi duracaksın içimde, Ey Sen Kendini bana sevdiren Güzel! Durup durup yokluğunu yüzüme vurma ne olur.Oldu bir kez bırak ta kana kana içeyim avuçlarından bu aşk şerbetini Gül Gülüşlüm!
Adını! aşkın ta kendisi bil bu sevdamın! Sen! Özlemi ile tutuştuğum, düşlerimde, hayallerimde sımsıkı sarıldığım; sesini duyunca milyarlara bölünüp de yarıldığımsın! Ey SEN her sabah dudaklarının parıltısıyla uyandığım Sevdiğim! Belki de ben senin kendine söylediğin koskoca bir yalanım! Olsun be Aşkım, sen yine de kendine yalanlar söyle, sevmesen de seviyorum de, senin beni seviyor olabilme ihtimalinin şakası bile, benim için en kesin doğrulardan bile daha dürüst ve gerçektir inan Reçel Dillim!
Bırak öyle kalsın yapma sakın... eline bir kibrit alıp, yüreğimde ki; henüz senle yaşanmamışlarımı yakma..Yanaklarına; dudaklarımdan reddedilemeyecek bir davet var,Ve senin gözlerinde sev emri... Sen hayatımda olsan da olmasan da ben hep itâât edeceğim o mübârek amire..
Saçma sapan bir sevda de dilersen benimkisine.. Aşktan bahsettik ara sıra hepsi o kadar de! Hani olur ya acebâsından; Hayatın kandırmacasıydı yaşananlar, hiçbir zaman tutuşmadı de yüreklerimiz, ben razıyım Sevdiğim ne dersen de! Su içer gibiyim avuçlarından, kalp atışlarımın ritmi bozuldu, sen bana aşkı anlattın, ben sana aşktan daha yüce olan SEN’i anlattım! ne kadar daha avuturum sensiz gönlümü bilemem, ne kadar daha saklarım gözyaşlarımı yanaklarımdan..Ellerim saçlarına ait gibi, bakışlarım senden başka herşeye yabancı; ne sen benim kalbimde hancı ne de ben
sevdandan yolcuyum....Gel hadi beraber bir delilik edelim,kanunları,kuralları tanımayıp bütün bentleri yıkalım? desem!
Dola yüreğini yüreğime karmakarışalım sevdaya! Ses tellerimiz titrese; en heyecanlı fısıltıları üflesen kulaklarıma desem? Sırt üstü uzansak
bulutların gölgesine olmaz mı? Saçlarınla örtsen yüzümü, hiç durmasan soyutlasan beni benden, atsan kalbinin aşk kuyularına olmaz mı be Olur Olmazım!
Senelerdir neredeydin? Ne iyi ettin de çıktın karşıma! Sen iste Seni hiç bırakır mıyım! Bir düş, bir rüya ise bu; yalvarırım uyandırma beni!
Hep hayâl kurmaktan korkmuşumdur, hangi hayâli kurduysam yıkıldı gözlerime; şimdi öyle büyük bir hayâl kuruyorum ki; bu defa gerçekleşmez ise; gerçekleşmeyeceğinden değil ölmekten korkuyorum! Anla işte korkum sensiz olmaktan! Ya bir gün sevmez isen beni, ya bu aşkın büyüsü bozulursa, ya okşayamazsam kalbini, ya ulaşamazsam ya uzanamasam hayallerine! Bırak hayali, meyal dahi etmezsen beni! sonum ne olur hiç düşündün mü?
İnandığım tek bir şey var artık; sen bu koca âlem de tek ve en Sevdiğimsin! Bir serçe olsam, uçsam, konsam pencerenin önüne, üşüsem, titresem saatlerce; acısan, içeri alsan, avuçlarında ısıtsan, ellerinle okşasan, kanadımda ki yarayı fark etsen,bu yara da neyin nesi desen,pamuk giysili parmaklarınla acıtmadan sarsan,tahmin edebilir misin yokluğunun yüreğimde kanayan yarasını? söyle edebilir misin Gönül Yaram! !
Bazen bir rüzgâr olmak istiyorum saçlarının arasında dolaşmak için, o zaman esintilerimde Seni nasıl Sevdiğimi anlardın belki, bazen bir dağ yamacında bir evimiz olsun istiyorum, herkesten uzak, sen bana yakın ben sana! Birbirine sevdalı çam ağaçlarının kokusunda el ele, göz göze koşmak, aynı dereden birbirimize su sıçratmak, aynı dere yatağında yıldızları üzerimize örtüp, gözlerine dalıp uyumak istiyorum, bu rüyadan hiç uyanmamak istiyorum Aşkım! Biliyorum bu dünyada insanlar anlatmasa da; bütün melekler harf harf, tane tane, tek tek anlatacak bu aşkın hikâyesini Cennet ehline! Cennetlikler ağlayacak Sevdiğim sana olan Aşkımdan! ...Sadece romanlarda, masallarda olur derler büyük aşklar, kim bilir beklide romanlar, masallar bizim Aşkımızda olur.Hadi canım sen de dediğini fark ettim,farkındayım; olsun be Güzelim! en az Seni Sevdiğim kadar seviyorum Senli hayalleri,her düşüncem de Senin olmanı! ... Benim olmanı; Senin olmayı bekliyorum beklentilerden öte, Aşkı doyasıya yaşamak istiyorum şüphelerden,her çeşit eklentilerden öte! Ben seni imitasyon bir sevdayla değil; saf ve hakiki bir Aşk’la seviyorum be Kar Tanem!
Sana olan Sevdam o kadar büyük ki sorma bana ne kadar diye! Şimdiye dek anlatmaya çalıştığım kadar! Açtım bak kollarımı, trilyonlarca kolum olsa onları da açardım, Sana olan sevgim işte o kadar, aşkın sınırlarından taşacak kadar sınırsız! Kalbimde ki yerini Bir ben bir de ALLAHI’ım bilir; dokunamaz ki kimse yüreğime, Söyle Bidenem! Sen dokuna bilir misin yüreğimde ki ateşe, hissedebilir misin yanışlarımı? Ben şimdi senli hayâllerde; Sen bensiz, sessiz bir şehirde! Bak yapraklar sararalı epey oldu, ağlamak faydasız artık, yok kalmamış gözyaşları, kış güneşi vurmuş umutlarımı; hangi tabloya çizeyim yüreğimin özlemini, hangi hücreye kapatayım sicili bozuk kaderimi? Şimdi Sevdanın Aşkın zamanı; Zümrüt Gözlerine hasret sevgiler, öksüz yağmur bulutları gibi sensizliği yüklendiler,ha yağdı ha yağacaklar,Sen var iken zaman duruyor,devinmiyor Senden gayrısına dair hiçbir şey! Yalanlar ne kolay söyleniyormuş, palavralar ne kolay atılıyormuş meğer, hani asla aşık olmazdım hani sevemezdim kimseyi, hani ben hiç ağlamazdım, hani hiç uykusuz kalmayacaktım sabahlara kadar; nasıl da kandırmışım kendimi! Gönlümde gururdan yana her şey bitti, kim ne derse desin, şimdi Senin yani Aşkın tam vakti Dünyam!
Aşkın vakti diyorum anlıyor musun? Gözlerinde tebessüm, hala ağlamıyor musun? Sensizlik ıstırap, sensizlik çile; Sensiz kalınca en acısı da hüzün gelir teselliye gönlümü! Ne olur olma aşksız, sevgisiz, bırakma beni nefessiz, gitme ne olur habersiz, gideceksen bir haber ver de; o an oracıkta kıyayım canıma! Sakın acıma başı dik sevdama, korkma gönlümün ümidini kırmaktan, hiç çekinme beni ateşlere atmaktan; sevdanla tutuşup kor olmuşum daha fazla ne kadar yanabilirim ki? İnan hiç usanmam, hiç bıkmam yüreğimde ki çatlakları onarmaktan; yine içerim aşkını gönlümün pınarından! Biliyorum ne kadar uğraşsam da, didinsem de sonunda tuvalimde siyah olacak bulutlar, belki için daralacak bu şiiri okurken, ellerin yanaklarında dakikalarca bir başka bakacaksın satırlara, gözlerin hiç kıpırdamak istemeyecek belki! İnan Bidenem! Yokluğunda azapla yoğrulmuş kederden bir heykel gibiyim, taş kesiliyor bedenim; o kadar kimsesizim ki kimseyi istemiyorum yanıma, bir seni, yalnız seni diliyorum, hadi gel bırakma beni kalabalık yalnızlığıma! Gelmesen de seni hep seveceğim unutma sakın, bunu bil! Ah,ahh bir gelsen! asla bırakmayacağım seni gitmeleri sil! Gel de, ansızın kapısını çaldığın bu kalbimde; o yere batası özlemin son bulsun be Özlemim!
Bana çok yakınsın ama bir o denli uzak, aynı gökyüzünün farklı bulutlarının yağmurlarında ıslanıyoruz,aynı yıldırımlarda farklı kaldırımlarda yürüyoruz cesurca,ama anlamadığım ayrı güneşin ışınlarımı dik düşüyor ki sevdamıza; ben aşkınla yanar iken Sen sanki hâla soğuksun aşka!
Sanki Sen hâla hiç bilmediğim ağaçların, hiç tanımadığım gölgesinde soluklanıyorsun. Yalvarırım sana Aşkım! yabancı gönüller de,yabancı ellerin yabancı parmaklarına,tanıdık gözlerle dokunma,dokunup ta Sana susamış yüreğimi; susuz, sensiz bırakma! Çık gel Bidenem! Bekletme beni!
Seni düş ile hakikatin birleştiği, vuslatla umudun kesiştiği; kalbimin sana en muhtaç yerinde, elmacık kemiklerime akıttığım yaşlarla; özlemle, hasretle beklemekteyim.Gönlümü yüreğine rehin bıraktım,olur ya belki; aşkımdan bir fidye talep edersin diye,belki Sende bir gün benim kadar seversin diye! tüm zamanlar emrinde, sevemezsen beni, benim seni sevdiğim gibi; hiç sıkma canını, endişelenme! Senin bir zerrecik mutluluğun için; Sen bilmeden alır canımı giderim hayatımdan….giderim hayatından! Hayatım!
Bu canımı; sesinin ahengine tutsak etmişim, yüreğimi yüreğine sürgün göndermişim. Her şey Senin elinde Sevdiğim! İstersen idam et yüreğinde aşkımı; istersen yüreğine müebbet mahkûm eyle; istersen ciğeri beş para etmez bir ayrılığa üç kuruşa köle niyetine sat beni! İtiraz edersem, namerdim, kabul etmezsem; şu âlem de ne kadar şerefsiz varsa hepsinden daha şerefsizim. Senden geleni Hak’tan gelenle bir tutarım! Başımı ağrıtsa da sensizlik inan aspirin değil ‘’AŞKPİRİN’’yutarım! Bir kez daha söylüyorum Aşkım! İstemezsen; reddetmek istersen eğer sana olan bu çılgın sevdamı; hiç ama hiç kasma yüreğini üzülür ağlar diye; hiç düşünmeden, hiç çekinmeden söyle; üzülmek mi? yıkılırım, dağılırım, ağlamak ne ki; yağmurlar yağdırırım gözlerimden ama vazgeçmem asla Senden! Öteki dünyada bir kez daha denerim şansımı! Yüreğimin beşiğinde sallayıp gönlümün odalarında büyüttüm ben bu nesli tükenmiş Aşkı! Kim bilir; belki senin için benden sonrası var…meğer benim için senden öncesi olmamış hiç,Sonrası da kesin olarak bitmiştir artık; bu sevda ilk ve son kalacaktır gönlümde,sen olacaksın hep yüreğimde be Yüreğim!
Hani yıldızlar bir biri ardına girer ya sabahın koynuna, hani mevsimler her defasında aldanır, gelir ya güneşin oyununa, hani bazen içinde ki bütün duyguların öldüğünü düşünürsün de; O an bir ümit peydahlanır zihninde; serin bir huzur dolar ya kalbine; işte bende yıldızlar gibi senin sevdana gömülüyorum, mevsimler gibi Aşkına kanıyorum; bazen bende Sensiz bütün hücrelerimin öldüğünü düşünüyor o an içimde tıpatıp gözlerinin renginden yeni bir ümit yaratıyorum, derin bir sevgi doluyor yüreğime! Aşkına düştüm düşeli kendimi doğduğum gün gibi günahsız hissediyorum, Ey Yüreğimin Sahibi! Ses ver kalbimin hezeyanlarına, sen yok iken okyanusların tüm mavi sularını mavi gözlerimde biriktiriyorum,
Göz göze geldiğimizde sırılsıklam dolacağım bakışlarına! Daha nasıl hangi şekilde anlatsam Sana bu sevdayı! Yüreğimin bütün pencereleri bir tek, yalnız sana açık ardına kadar, büyüsünü kaybetmeyen o iki kutsal kelimeyi sonsuza kadar çıkardım dudaklarımın arasından, senelerdir boğazımda tutsak ettiğim nefesimi bırakıyorum! Seni Seviyorum BİDENEM!
Sen yoksan! Yangınlarım da sakladığım bütün kıvılcımlar yok olur, dilim susar, sözcüklerim tükenir; vakitsiz kurumuş göller gibi çöle dönüşür bedenim! Sen varsan! renk değiştirir hayallerim, sevdayı giyerim baharı üstüne geçirmiş kuru dallar misali… ve aşkınla başlar besmele gibi tüm söylemlerim ve aşkını çağrıştırır bütün eylemlerim! Yoksan! geçmişten kalma çürütülmüş bir teori timsali mesnetsiz kalır aşka dair tezlerim,bir avuç lakırdıdan öteye gitmez sözlerim,kimselere diyemem; ebedi sır olarak kalır,tespih gibi çektiğim hasretin! Varsan! Güneşi kuşanır gecelerim, adını haykırır hecelerim, Hiç gün yüzüne çıkmamış sözlerle yoğunlaşır dilim! İnan dilim dilim doğranırım aşkınla bin eşit parçaya Ay’ın Mehtap Hali Sevdiğim!
Hangi an yaslayacaksın başını göğsüme, hangi an; nasır tutana kadar saçlarında dolaşacak ellerim, ne zaman sarıp sarmalayacaksın vücudumu, ne zaman hissedeceksin avuçlarında avucumun terini, ne zaman resmedeceksin gözlerinde, gözlerimin gözlerine tapan ferini? O Gül Kurusu dudaklarında; Sensiz nesebi belli olmayan; piç kurusu dudaklarım söyle ne zaman kavrulacak, yetim buselerim nar yanaklarına ne zaman savrulacak, ne zaman bu aşkın hedefi on ikiden vurulacak de hadi, söyle hadi be Mabedim!
Sağ yanımda elimin tersinde kaldı sensiz bütün geçmişim; sol yanımda Sevdam ve Aşkım, yani koskoca bir ‘’SEN’’…lütfet de Bidenem! Ayrılığın radarına yakalanmadan, kalbimiz kilometrelerce hızla çarpsın bu aşkın yolunda, hiçbir hasret polisi durduramasın, hiçbir sevda kanunu ceza kesemesin! Eğer gün gelir de; ALLAH korusun! Ayrı düşer isek; dilerim ki en azgın fırtınalar kopamasın, en kızgın rüzgârlar esemesin! O kadar ihlâslı ki sana sevdam; değil şeytanların İblisin vesvesesi bile Aşk’ına olan imanımı zedeleyemez! Kurşun sıkıyorum olmazlarımın şakağına,
sevdamı kamyon kamyon yıkıyorum olurlarımın sokağına! İçten içe kin güderim kadere; gidermezse sensizliğimi… Seni annenden babandan bile çok seviyorsam! Ki! herkesten her şeyden çok seviyorum; ne olur bağışla densizliğimi Süt Benizlim!
İdam sehpasına gönderme ümitlerimi, vurdurma boynumu kahreden yalnızlığa; zirvesinden indirme hayallerimi,bırakma, yem etme sonsuzluğa! Öldürme Aşkım bizi! Yani beni ve sevdamı! Biz ölürsek hangi yürek baharı getirir gülüşüne; Sevdanın kaç rengi vardır bilmem ama her rengin de boyadım sana olan Aşkımı...Aşkınla yıkadım yüreğimi; misler gibi yani Senin gibi kokuyorum, gel ne olur! Gel de bir kez kokla kalbimi Aşkım!
Seni Ölümüne Seviyorum Ölümsüzce! Seveceğim Ölene Kadar, Gerekirse Ölürüm, Sen de Ölümsüz Sevene Kadar! Dudaklarımızda ALLAH’ın adıyla BİSMİLLAH’ımız olsun sonsuza dek Sevdamız! Bilmiyorum! Gönlünün mahkemesinde ne vakit yargılanır bu sevdam, kaç celse de mahkûm edersin, ama unutma şiddetli Aşk’tan dolayı boşarsan yüreğini yüreğimden, nafaka olarak vereceğim bir tek canım var O da feda olsun sana Esmerim!
Bir sensizlik bozar kimyamı, Sensiz dengesizim, Sensiz yitiğim, Sen yoksan inan bitiğim! Yok desem yok olur mu kalp de var olan sevdan! Bütün nesneler sanki hasretini zikreder; hasretin anasız bir bebek! Ağlar içimde hüngür hüngür! Dilim hep Seni söylüyor, kulağım bile seni çınlıyor, düşündükçe seni, düşünmedikçe seni düşünüyorum, hasretini gözümün mavisinde yüzdürüyorum,ben senin uğruna yavaş yavaş bu dünyamın ışıklarını söndürüyorum,bir şarkı yapmışım sana; sabah akşam dilimde, parantez içinde döndürüyorum,söz yazarı bensem bu şarkının; bestecisi de sensin Sevdiğim! Sana şimdiden bütün kalbimle yani sana Seninle teşekkür ediyorum! Beni anladığın ve bana bu yüce duyguyu yaşattığın için, az da olsa gerçekten sevdiğin için! Yaşantıma inanılmaz bir mutluluk kattın, Sevdalı Saygılarımla anarım O güzel adını BÜŞRA! m
Aşktı aradığım, mutluluktu istediğim. Ulaşmak için uğraşsam da bulamıyordum hiçbirini Ben mi zor beğenen biriydim, Yoksa aşk mı kaçıyordu ben den. Beklentilerim mi farklıydı herkes den..Nedenlerin arasında boğulup kalmıştım yine. Bir koşturmacaydı hayat, yetişemeden kaçıp gidiyordu avuçlarımdan,.
Sevmeyi düşlüyordum fütursuzca ve çok sevilmeyi. Saçlarım okşandığında, O Yârin ellerinin arasında titremeyi! Tutkuyla yanmak, aşkla bağlanmak, özlemek, özlenmek! Sabah olmamalıydı gecelerde, hep sevdiğimi düşünmeliydim. Nerdeydi böyle bir aşk, sevgi! Bir aldatmaca olmuştu dünya.İki günde birbirini aldatıyordu sevenler.Nasıl inanacaktım nasıl sevecektim.Belki de aşka tutkunluğum bu yüzdendi.Aradığım aşkı bulamadığımdan dı..
Seni gördüm, tanıdım ve çok, öyle çok sevdim ki. Sonunda Aşk bana da uğradı,. Kısa sürelidir aşk, uzunca devam etmez derler,. Acıymış sevda, yürekte yanıkmış derler! Eğer sevda buysa ben sana aşık değilim,Çünkü benim sevdam; Senin gibi,bir tanecik BÜŞRAM gibi tatlı ve AŞKIM gibi yüreğimde ki sevgiye tanık…
Bir oyun senin için belki aşk, belki de bir komedi…istersen şuh kahkahalarla gül…. gül...hep gül Gülüm! Ağlamanı istemem. Ben ikimizin yerine de ağlıyorum zaten. Belki senin için hiçbirşeyim ama sen benim için, çok şey oldun hayatımda. Mutluluğumsun, sevdamsın, yüreğime dolan aşkımsın yani ''HERBİRŞEYİMSİN''...
Sevdim ALLAH’ıma çok sevdim seni, Öyle vurulmuşum ki sana anlatmak istesem de; kelam ustası dediğin bu zavallı şair bile anlatamaz! .Bu sevgiyi öyle sindirmişim ki yüreğime, içimden hiç çıkmayacak söz veriyorum Gönül Sözlüm!
Bir aşk hikâyesi mi bu! Sonu çoğu aşk gibi; hüzünlü biten.Sevebilir miyim bir başkasını, aşık olabilir miyim bir başkasına Sonu hep hüsran da olsa neden sevmeliyim seni biliyorum,.. Unutamam seni de ondan..asla unutmayacağım Umudum!
Ne istiyorsun benden, canımı almaksa niyetin; çok tan yüreğin de çarmıha germedin mi? Sevmek istedin de sevme mi dedim. Kara sevdalı gibi sana aşık iken, unutmanı mı istedim. Düşünme halimi beni düşlediğinde... Bırak alevlendir artık bu ateşi düşlerinde, Sen ulaşılmaz yüce bir dağ
Ben eteğinde kuru bir çimen, Ben aşıkların aşığı, ben sevgi delisi! Yüreğimde ki tutkuyla bakıyorum gözlerine! Başın masmavi bulutlarda,
erişemiyorum ki hiç sana. Secde ediyorum bütün gün Rabbime,dualarım hiç bitmiyor dilimde, tek dostum ise resimlerin……
Biraz aşağılara baksan görsen beni, Bende ki Seni fark etsen! ,tıpkı orman yangınları gibi, yansan ben gibi; yüreğinle yansan Yangınım!
Rüyalarımla haber yolluyorum rüyalarına; Belini sarıyorum sevginin, aşkın doyasıya, tutma güneşimi, boğma beni karanlıklarda,
Bir damla yağmura muhtaçken sele verme kirpiklerimi, Bu kadar severken Seni, aşkımı sığdıramazken takvimlere mahkûm etme beni,yazık olur bu Aşk’a... Yine hayalin sığmıyor beynime,yine bütün varlığıma taştı! Belli değil kaç binlerce kez lânet ediyorum sensizliğime,
Sensizlik bir kâbus, çörekleniyor yüreğime; Sensizlik bir afakan, basıyor beni karabasanlar kara bağrına! Hayat anlamsız,yığın yığın yığılıyor üzerime, Beklediğim tek şey bana ağız dolusu sevgiyle bir kez olsun ‘AŞKIM’ demen..farkında mısın bilmem! Kaç defa bunu sana hissettirmek istedim kaç defa yalvar yakar oldum ama nafile anlatamadım galiba..ya senin ki gelip geçici bir hoşlantı ya da bir heves belki! Bak yine bir düş kuruyorum; belki de bunu söylemek için kendini zor tutuyorsun,belki şımaracağımı,övüneceğimi düşünüyorsun,asla şımarmam ama övüneceğim tek şey Aşkındır….hayâl işte benimkisi… sadece bir hayâl, Hayâlim!
Yürek seninle yalnız,seninle sensiz, Aldırma diyor gönül, ama yapamıyor ki sensiz,sevdasız..Bu hayat değer mi bu kadar yanmaya sensiz yaşamaya, Çilelere düğüm atıp, ömrünce ağlamaya, Kraterlerde yüreğim, lâvlar içinde bedenim, Vuslatı ise hiç sevmiyorum Bidenem! .
İnanmadıklarıma artık seninle inanıyorum, senin inanmadıklarına inanmanın hiç biri değeri yok inancımda,artık sen ne dersen de benim için doğru olan ‘O’dur..İnan şimdi bende görüyorum, bende hissediyorum; Dediğin gibi gerçekten de ‘’sarı ve lacivert’te de mavi varmış’’
Kayıt Tarihi : 8.2.2011 12:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yazılanı yazanı belli
![Özay Karakuş](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/02/08/asrin-sozleri.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!