Sevdaydı beni yarınların umuduna sürükleyen
ve sendin aşkın rüzgarı ile yüreğimin yangınını körükleyen…o kadar
yakındımki senin uzaklarına ve şikayet
ettim o kadar hayıflandım yakındım ki
sensiz yokluğuma..gözlerime bakan gözleri tanımayacağım tenime üfleyen
soysuz nefesleri hissetmeyeceğim; ve, ve işittiğim güzel sesinin anısına set
çekeceğim senden gayrı sedaları kulaklarımın tınısına…beni göremeyişinin
yıllarının üzerinde meçhul bir esareti olacak lakin sana olan aşkımın
yüreğindeki cesareti hep baki kalacak..sevda
şarkılarım dönecek zihninde ve ben senin; senin o güzel söyleşinle ‘’bir lahza
olsun’’unutmayacağını, unutamayacağını; zaman zaman o tatlı dilinde yol bulacağını
ve duygulara döküleceğini zannediyorum
. Biliyorum ki ALLAH(cc) ımızdan sonra sen
olacaksın bu aşkın şahidi ve ben olacağım bu sevdanın şehidi ve yine yıllar
geçtikçe,sen yaşlandıkça benim aşkımın her geçen gün yüreğinde daha da
gençleştiğini kalp atışlarından dinleyeceksin..belki o zaman ikimizin aklı da
fikride birbirimizsiz boşa geçen zamana aşktan başka dayanağı olmayan ama
çürütülmesi imkansız bir tez öne
sürecek….belki aşkın ne olduğu hiç bilemeyeceksin! Sen aşkı çağırsan da o sana
gelmeyecek ya da o seni çağırdığında sen
onun ben olduğunu göremeyeceksin..Ne acı değil mi Aşk! Nee! acı değil mi Aşk?
Evet aşk acıdır.. ki aşığın canını çok
acıtır..sancılarda bulur ışıl ışıl parlayan gözlerini, hele birde mavi ise
benimki gibi gözleri; okyanusların girdabında alabora olur, gözleri gibi sevda
sözleri…bilirim anlarsın; anlarsın da anlamanı istemezler bizi bize layık
görmeyen dünyalık kafalar..oysa bilmezler mi ki iki dünyalıktır cefalar ve
parayla sürülmez esasında sefalar….
Aşk çağırıyor beni sen de duydun mu Gül
Gülüşlüm? Avuclarımı sımsıkı sıktım
hissetmediğim ama tahmin ettiğim kokunu terliyorlar…bir ayak tekmeliyor
gecelerimi, yeter artık yat uyu diyor ama ben farkında olmadan Yusuf olmuşum
gözlerim illaki kuyu diyor..
Ben sensiz geçen her gün seni düşünmeden seni
yaşamadan bir gün geçirmedim, seni anmadan aşkınla yanmadan bir yudum su
içmedim sana kanmadan…
Bir aşığın çığlığı yankılanıyor gönlünün
odalarında duydun mu Gül Gülüşlüm? Gülüşünün gül kokusu doluşuyor
nefesimde ve senle yeni bir nefes oluşuyor göğüs kafesimde, üşütük bir
sıkıntı sarıyor bedenimi yoksa bu sensizlik
nedenimi? Dünsüz bir hatıra canlanıyor gözlerimde, yarınsız bir sevda heyecanlanıyor sözlerimde, bugün de
bugünsüzüm sensiz dermanı kayıp, bağı çözülmüş dizlerimde…..
Sonu olmayan uçsuz bucaksız bir aşkın sesidir
bu, başlangıcı bilinmeyen, sarılmadan yoksun kucaksız bir sevdanın hibesidir bu
zalim ayrılıklara yararlı…ve zahmetli bir duruştur bu, ebediyete değin dimdik
ve ezeliyetten kararlı ….
Sensizliğin korkusunda yaşamak illettir be
Akkız….! Bizi bize çok gören nasıl bir millettir..ve emin ol senden başkasını
bırak sevmek; düşüncesi dahi zillettir…her gün tekliyor kalbim sensiz sona
yaklaşıyor her nefeste bir adım daha..bir adım daha var aslında ‘’Aşık’’
diyorlar bana, sana ne diyorlar Gül Tanesi? Gülüşünü güle benzetenler var mı?
bir bak etrafına aradığın orda mı, beklediğin yar mı? yoksa olması zor da mı?
Koy şimdi elini kalbine bir bak bakiim benim ki gibi kor da mı!
Gül gülüşüne hasret çeker sevda toprağına
ektiğim gönül fidanları, kim hak eder seni gerçekten, bu adamın sensiz gündüzü bile
olmuş zindanları! Her gün aşkınla büyüyen bir başkası olacak mı ve aşkı sende,
seni aşk da bulacak mı? Aşktan meşkten anlamayan yine de seni çağıranamı, seni
deli gibi seviyorum deyip sahte bağıranamı gidersin? yoksa sevdanı mahşerde
yaşamaya bile razı olan bu saçı ağırana mı?
Bir başkası için baktın mı hiç yalvaran
gözlerle gökyüzüne a kız? yağmur yağmur ağladın mı hiç, hadi tam zamanı şimdi
dök yüzüne kız ….sözümün hiçbir değeri ehemmiyeti yok ise sende, hayatını bırak
sevdiklerinin sözüne …ki ahirette hatırla bu deli aşığın sözü ne….!
Ara sıra kanamalarım durur gönül yaralarımda,
bazı bazı gönül kapısını ardına kadar açmam aralarım da hala kendimi görürüm o
boşlukta ve yine sen olursun o boşlukta ki hoşlukta…Aşk uykusuzdur, sabaha
kadar sevileni sayıklamaktır ve ayıklamaktır
ondan gayrısını beş duyudan ve Aşk susuzdur her seferinde su çekmeye
çalışmaktır kaynağı kurumuş boş kuyudan…
Dayanıksız bir yadırgamadır sensiz
düşündüklerim…olmadı hiç sana dair üşendiklerim
ben sana yakın olduğum kadar yakın olmadım
hiç kendime..sana hastayım.. ya sen ilacım olacaksın ya da seninle ölmeli Aşk
! belirgin bir kıyastayım…
senin aşkınla yanarken buza düşse hissetmem
acıyı ve seni bu kadar net severken kendim için dahi olsa geç diyemem ana
bacıyı… bilhassa sen olmadığında
seni sevmek olmalı düstûrum….ne yapmalıyım
bilmiyorum içimde ki yokluğunu
susturum…birbirine düğümlüyorum adındaki heceleri ve geceleri her bir heceden aşk kelimeleri
türetiyorum hayaller içinde,, gidip
alacağım sanki aşkın olsa dahi Çin’de…
Kim tarif edebilir mutluluğu sevmeden
sevilmeden ve hangi sevgili arif eder bir aşığı acı çektirmeden..ve hangi
sevdalı aşk meyvesinden yer gönül tarlasına hasret ektirmeden.. hangi dilek
gerçek olmuş ki Yaradana yalvarmadan ve hangi hüzün son bulmuş bir müddet
darlanmadan..Söyle yüreği büyük kız! kim
benden daha fazla sever seni ve bunu iddia eder utanmadan arlanmadan…Gülme öyle
abartıyorum diye…evet abartıyorum ama biliyor musun niye, çünkü kalbim sana
inandı aşk aşk ve yine aşk diye ve hissediyorum ve umuyorum en az iki cihandan
birinde olacaksın bana Rabbimden büyük
bir hediye…..
Bir aşk katarına mı yüklenmeli sana dair
ümitler, zorlanmalı mı benim olma ihtimaline bağlı bütün limitler, ya nasıldır
sende ki bana ait umutlar,yok mu hiç kalbinden bana yönelik aşkı emreden
komutlar…bilemem ki senin ruh halini, sevmek suçtur derler ben aşığım suçluyum
da göremiyorum sende ki sevda mahâlini,,ben
bu aşk denizinde sevdiğini sevgi korsanlarından çekip almak isteyen Simbat,
sen ise aşk denizinde gönül sahillerime esip bir daha uğramayan imbat gibisin…bir
şey desem, desem yapar mısın?
Şimdi şu an kestane gözlerini kapatıp sana
olan aşkımı düşünüp saçının tellerine üfler misin? Teşekkür ederim Gül
Gülüşlüm…
Dileklerim gerçeğe dönüşse yani sen gerçeğe dönüşsen
ve olsan gidiş SEN.. dönüş SEN… desen desen yüreğimde motifleşsen ve desen SENİ
SEVİYORUM yalnız sen, yalnızken de sen ….ah bi desen bir ALLAH(cc) ım bi de SEN…
Nerelere hapsetsem seni düşünmeden geçen bir anı,
nerelere kilitlesem sensiz her yanı,sen olmuşun aşk da teşhis sevda da tanı
..ah be Bidenem! ah be Kaan’ın canı! sakın unutma emi bu aşığı mahşerde de
tanı, görürsen orda avuçlarında bir parça sevap tutanı; hatırla ne olur her
zaman sana sözünü tutanı…
Şerh koydum, savaş açtım; seni şiirlere
namelere yazmayan parmaklara, gözüm yaşını özendirdim coşkun akan ırmaklara,
ağlayışlarımın feryadı kısık, gülüşlerimin suratı asık, zehirli bir ayrılık
kılıcı saplanmış sanki tenime ve tesirli bir aşk kalkanı kaplanmış bedenime..çok
denedim seni sevmemeyi düşünmemeyi sıktım otuziki dişimi ama olmadı anladım ki ve
biliyorum ki ve eminim ki ve kesin ki senden gayrı bir aşk doyurmaz dirilişimi,
varsın aşk defterini ecelim dürsün biz yinede aşk meyini içelim ve aşkımız
mahşere dek sürsün,yok yok mahşerden sonra da sürsün ki bütün melekler nasıl
bir sevdaymış bu yerinde görsün…
Her gece keder öpüyor mu senin kalbini de
benimki gibi, seninde umutlarının karanlık mı dibi, kimler hangi yasağı
yasadılar kavuşmamamız için, hangi aşk örgütünün militanıyız, hangi mahkemede yargılayacaklar
aşk suçu kapsamında söylemlerimizi ve kaç celsede kıracaklar sevdamızın
kalemini hangi hücreye kapatacaklar aşk eylemlerimizi ve hangi dar ağacında asacaklar bu büyük
sevgimizi?
Gül Gülüşlüm bu satırları yazarken o kadar
zorlanıyorum ki bazen gözlerime hükmedemiyorum ve dur artık yeter yaşları dökme
demiyorum, ağlamak istiyor her bir azâm ve benimde buna var rızam çünkü sana
olan aşkım muazzam..sensiz nefes almak demek; nefes nefese kalmak demek ve bir
an önce ölmeyi istemek ve emin ol Bidenem ölürken de düstûrum seni sevip
gülümsemek…
Müsaade et de biraz hayal kurayım..elele
gezseydik seninle beyaz bulutların üstünde,sen şimşek ben yıldırım olup
çarpışsaydık sessizce,mavi denizlere dökülseydik yağmur tanelerinde ve aynı
ummanlara dalsaydık, batsaydık derinliklerine, yansaydık ve kavrulsaydık aşk
ateşinde ve savrulsaydık ifil ifil esen
rüzgarında sevdanın serinliklerine…..
Issız bir kalabalık seni düşleyen düşler,
içinde hasret barındırır gayrısakindir rüyalarım ve beni senden başka herşeyden
arındırır ayrı lakindir güyalarım ve anlamsızdır amalarım fakatlarım, uçurumdan
aşağıdır düşüşler ve umudumu bin yerinden ve en derinden sakatlarım.. bilhassa
yalnızlığımda yoğunlaşır çokluğun ve gül kokar gül gölgesi yokluğun ve Gülgülüşlüm
seni anan dudaklarımda Gül’dür Gülüşler…
Yüreğime maki mavi bir okyanus damlar,..
ereğime bakî her kavî sensizlik fikrinde bir intihar yaratır çatılar damlar,
sıra sıra dizilmiştir ardışıktır ve gönlümdeki boşluğunun cellatını bekler
idamlar….geceden aşka çağırır özlemler, gündüzün yine aşkı bağırır istemler ve
aşk üzerine kuruludur sevgiye hayiz sistemler ve kavuşmaya dairdir yokluğun
asabından sitemler ve haddi hesabından da taşmıştır duaya endekslidir totemler..
Sensiz her anımda gönlümün sokaklarında,top
oynuyor in cin ve seni düşününce yalnızlığımın kaldırımlarında bana el uzatıyor
senin yaşam sevincin ve sanki önce sevdanın yıldırımlarında ölüyor sonra seninle
yeniden doğuyorum ALLAH(cc) biliyor ki seni çok seviyorum ve istemem bir gün
incin, sensiz olan aşktan soğuyorum ve sensiz bütün sevgileri gözyaşımda
boğuyorum..
Sensiz okyanuslara terk edilmiş girdabın gece siyahına, mahkûm etmişim kendimi?
Suskunluğum,bu dilimin umutsuz kalışının nedeni yüreğimde gizliyse eğer, sana olan yüceler yücesi aşkımdandır…..
Attığım her adımda,aldığım her solukta,
hayalin; güneş gibi doğuyor yıldızları güne uğurlamış, karanlığın koynuna girip sevişen gökyüzü gibi..
Sesinin bir titremesine; sabır taşı olsa yüreğim; erir bin parçaya bölünür, gözbebeklerimden yaş olur akar da ….
Bir gülümsemene; deniz gözlerim denizleri yakar da, yine de söyleyemeye cesaret edemem kendime zulüm ettiğim sensizliği…
Kaç gecedir yastığımın eli elime değmedi..
kaç gecedir örtmüyor sensiz üstümü, küstürdüm yorganımı bedenime..her hecedir,hep hecedir ismin dilimde,
ben nicedir sen bilmiyorsan da kan kusuyorum hasretinden..kaçsam da uzaklaşsam da kurtulamıyorum sevdanın esaretinden…
etkilenmemek mümkün mü Bidenem! gözlerinin büyüsünden..bakınca insan sıçramaz mı gökyüzüne ölüm kuyusundan…
Sanki gök kuşağını bağlamışsın o bahar saçlarına…sanki insan Erciyes’in zirvesinden düşer kalbinin yamaçlarına…
parmaklarının arasında uykuya dalar gözyaşlarım da yanaklarım…Dilimi bir tek, hep o üç kelimeye odaklarım.SENİ ÇOK SEVİYORUM diye haykırır dudaklarım…
Şimdi sensiz nasıl aydınlatıyor dünyayı; hiç mi yüzü kızarmaz güneşin..
Nasıl utanmadan çiçek açar dallar boy verir başaklar? …
Oysa bilmez mi hiç biri Sevdiğim! Sensiz çoktan namlu da üşümüş kurşunları ısıtmaya talip olmuş bu şakaklar! ! ! …
Hayâl evinde yaptım nişanımızı,rüya salonlarını tuttum düğünümüz için.Ahiret de melekler şahidimiz olsun Peygamberimiz kıysın nikahımızı…Cennette doğsun, cennete yani sana benzeyen çocuklarımız…
Sor bir kere yüreğine Bidenem! Olmadı bin kere sor.Hangi akıllı seni böyle deli sevebilir?
Daha ne yi bekliyorum bilmiyorum ki, sanki dünya tersine mi dönecek ki,,
hangi umudun resmini çizeyim yüreğimin sayfasına..
Mahşere dek kurumaya bıraktım, yüreğimin ak teline astım özleminle ıslattığım sevdanı..
Bir tatlı sızı olarak kalacaksın; sensiz duvarlarına ecelin çivisi çakılmış gönül odalarımda..umudu yoksa bir aşkın
çifte kanat takılmalı hayallerin sırtına..
Hüzün bulutları yüklenmezmiş mutluluğu meğer gökyüzü ağladığında..
Yokluğunun ayak seslerinde kulaklarımın zarları hep yek düşüyor sevdaya..
Kadir kıymet bilmiyorsa anılar hakkını helal et demenin manası var mıdır Sevdiğim! Gözünden damıtmıyorsa yaşları ayrılık hüznü; bana olan sevdanı sorgulamadan uyuma sakın…
Kendine en yakın kederden bir rüya buketi yap zihnine..
…
Nisan’ın kokusuyla yeşil ve nemli gözlerin
hasretin ve vuslatın gölgesinde dinlenirken senin; benim her geçen gün kör olmaya namzet mavisi kirletilmiş gözlerimin aklında yine de bir sen olacaksın yalnız sen……..
Ben şimdi içimde yokluğunun nasıl sızladığına tanığım..ben şimdi senin o berrak yüreğinin hakimliğini yaptığı gönül mahkemende aşka kurşun sıktığı gerekçesiyle huzuruna çıkmış cani bir sanığım…
Hiçbir hayal sana zevk vermiyorsa
henüz yaşanmamış ve yaşanması mümkün gözükmeyen anılarımızın harabe ülkesinden; ayakta durabilmeyi başarmış sapasağlam iki sütun misali umutları kucakla Bidenem!
Yüreğimin makarasına sarmışım saçlarını
Seni ne denli densiz ve nedensiz sevdiğimi
gerekirse sadece ruhumla bedensiz seveceğimi sakın hiç unutma emi!
O bir sonu gelmeyen masaldı de,O sözleriyle
etkilemeyi başaran çok tehlikeli bir büyücü de,
O bir aşk sahtekârı de fütursuzca sevip pervasızca giden; ciğeri beş para eder de yüreğinin bir kuruşluk değeri yok de…
yok be,deme be Aşkım..kötü söyleme bana.beni hep iyi hatıralarla ansan olmaz mı…Bu garib beni çok sevdi de… kimsenin sevemeyeceği, sevip de bir sözümle ölemeyeceği kadar….
Sevgiye aşka yani sana doymamış, doyamamış sensiz tebessümlerinde bile bir hiddet yansıtan gülüşlerinde şiddet anımsatan bu çaresiz adam bunca yıllık ömründe ALLAH’ın hiç bir kulunu böyle kutsal sevmedi; seni sevdiği kadar mübarek!
Bir çığ düşüyor hasretinin dağından gönül evime,,altında kaldım yokluğunun.. çığlık çığlığa ses tellerim ama dudaklarım tehditkâr haykıramıyorum.fal taşı gibi açılmış en irisinde, gözlerimin her iki ‘iris’i seni hayâl etmek istiyor..bu bir neden ise,nedense onları kıramıyorum..
senin sesini duymayan bu kulaklarda şimdiler de hatta deminler de huysuz bir gürültü kopuyor binbirkez…,soysuz bir uğultu yankılanıyor binbirkez..ne olur gel ‘SEN’ de bu akşam rüyalarında benim gibi aşk atına bin bir kez……
Beni sevmen sana zor geliyorsa, aşamıyor
engelleri yüreğindeki ateşlerin kor geliyorsa ve ben varım bu sevdada ya sen! gönlüne sor geliyorsa,gelmiyorsa da
sıkma canını be Gülgülüşlüm..
Varsın olmayalım bu dünyada can ciğer iki
aşık dedim ya defalarca zikrettim ya bu can diğer tarafta da sana aşık olacak
ve seni bekleyecek…orada hiçbir aşk yalan olmaz ve yoktur seveni
kekleyecek..son sözüm ilk sözüm gibi seni daima hep SEVecek..
oscara_aday_hayaller(münhasıran)
Özay KarakuşKayıt Tarihi : 27.3.2013 13:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!