Asrı velvelede eline kaldık

Törenin otağı yıkılmaz iken
Ahlakın bileği bükülmez iken
Arların perdesi sökülmez iken
Asrı velvelede eline kaldık

Eskiden kılsızdı bizim yağımız
Bülbül ötmez oldu viran bağımız
Temmuzda karını eritmez dağımız
Asrı velvelede yeline kaldık

Gölgesinin adım adım gelişi
İt korkutur havlamayı bilişi
Kemik için sırıtarak gülüşü
Asrı velvelede halına kaldık

Yürürken seyretsem aynasız bayı
Tiripcan tesbihli görünüş dayı
Fikrini soyarsan fodulluk payı
Asrı velvelede keline kaldık

Nefis tezgahında çürümüş özü
Yalanlar dizeler ağzında sözü
Haram arkasında çağlayan gözü
Asrı velvelede seline kaldık

Çalış desen eli kırık tutmaya
Göz kapalı ağız açık yutmaya
Pazar arar akıl verip satmaya
Asrı velvelede diline kaldık

Uğrun uğrun kaş altından bakışı
İskif bozmaz hayal çıkar yokuşu
Destelesen burun tıkar kokusu
Asrı velvelede gülüne kaldık

Giydikleri emperyalist urbası
Yedikleri meymenetsiz çorbası
Ölümüze kisvet ceset torbası
Asrı velvelede salına kaldık

İç iklimi nev baharsız yazında
Duygu ölür tınısının nazında
Onarmaya dede korkut sazında
Asrı velvelede teline kaldık

Kıymetini bilmez rızkı varının
Evde yemek yapmaz süslü karının
Dört mevsimde nektar bulmaz arının
Asrı velvelede balına kaldık

Kimliğidir sırtındaki abası
Kara günde toplanmayan obası
Seyyar gezer ikamesiz babası
Asrı velvelede dölüne kaldık

Arası yok alın teri emekle
Karnı doymaz kul hakkını yemekle
Eğri sensin doğruları demekle
Asrı velvelede kuluna kaldık

Derdimin feryadı ikrar dilimde
Bi çare bir kulum kendi halimde
Dünyanın dümeni nesli zalimde
Asrı velvelede zülüne kaldık

16/01/2025 Ekinözü/Kahramanmaraş
Abdulkadir DEMİRCİ