Asr-ı Cehâlet, Asr-ı Saadet
KARANLIK ÇAĞ
(Asr-ı cehâlet)
Bir iken,
İki oldu.
Yol...
İtaat ve isyan
Âh Kâbil âh!
Açtın kanlı bayrağı,
Düştü senin elinle, ilk kan
Toprağa...
Ürperdi kâinat
Damlanın haşmetiyle
Seni izledi
Nice Ebu Cehiller...
Zirveye ulaştı
Kara bayrağın, kara kalplileri
Beterden beter dünya
Açmadan solar çiçek
Diri diri toprağa gömülür
Papatyalar...
Seyirci kaldı dünya
Her çeşit zulme karşı
Gözler ufukta
Kurtarıcı bekler...
AYDINLIK ÇAĞ
(Asr-ı saadet)
...Ve nihâyet
Gün doğmadan
Bir “Nur” doğdu
Öksüz...
Yıl: 571
12 Rebi-ül evvel
Çöl şefkatli bir anne
Sevdi en içten duygularla...
Hüzün yüklü kâinat
Dindirmeye gebe kendi ıstırabını
Sevindi.
Gözyaşı döktü.
Güneş başkaydı o gün
Ay daha parlak
Yıldızlar müjde dağıtır
O, doğdu diye...
O gece şafak sökmeden
Yıkıldı burçlar
Söndü bin yıllık ateş
Susuz kaldı göl
Devrildi putlar
Bir korku bir telaş
Nihayet onlar da anladılar
Güneşin yere indiğini...
Çile dolu altmış üç yıl
İnsanlığa bir mesaj sundu
Ölümsüz...
Her fâni gibi o da öldü
Ölmemek üz’re...
Dudaklardan dökülen
Son söz:
Refîk-i Âlâ’ya
Refîk-i Âlâ’ya
Refîk-i Âlâ’ya...
Hanifi KARA
Hanifi KaraKayıt Tarihi : 30.11.2017 09:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!