Yarın bir şehri terk etmiyorsun.en sevdiğinden de
ayrıldığını düşünme hiç.gitmek nedir aslında? ayrılık neyi
besler?
Bil ki sadece mekanlar değişiyor bir süreliğine.ve hiçbir zaman içte yaşatılan kimseler bir aynanın karşısında beliren bir düşünce gibi durmaz karşımızda.o içte kıvrandığı için sürekli bize acı mutlu huzurlu zamanlar yaşatır.sevilen varlık hiçbir zaman dışımızda büyümez.içimiz de şekillenir.o yüzden sen yarın aslında bir yolculuğa çıkmıyorsun.çıkıyorsan da bize yolculuğun…
Şimdi şunu düşün araba hareket ettiği zaman.içindeki ben senle beraber yola çıkıyor mu? mola verdiğin yerlerde oda seninle iniyor mu? yol kenarlarına bırakılan umut kırıntılarından oda kendi payına düşeni arıyor mu? ve durmadan sana sarılıyor mu düşün.aslında sen ne giden nede kalansın.yok yok sen sadece kalansın yüreğimde.gidenin kim olduğunu bilmiyorum.bende kalan bende büyüyen bende yaşayan bir şey hiçbir zaman yolculuğunu başka şeylere yapmaz.o yolculuk her zaman ikimizedir.ve bizi otogarlarda karşılayan yine biziz.yüreğimizin oturma odasında sürekli gezinen,duvardaki bir resme gülen,içimizde yaşayan o çocuk yarın sadece bir odadan diğer odaya geçiyor.ona da yolculuk denmez elbette.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman