Aslı hu Nesli hu *Her Şey Aslına Çeker*

“Aslı hu nesli hu” der, belki bilirsiniz, eskiler.
Nesiller değişince tabii ki yenileniyor tabirler.
Yeni nesil bu sözü farklı şekillerde de söyler:
“Sarımsaktan olur şeker o da cinsine çeker.”

Kabuk ne kadar değişse de öz yine sabit kalıyor,
Çağdaşlık eskinin kılık değiştirmiş hali oluyor.
Karşımızda medeniyet adına modernizm duruyor.
Gezegeni kişisel menfaate bulaşmış akıl kuruyor.

Dünyada olan bitene anlam vermeye çalışanlar;
Hafızalarını yoklayarak geriye doğru bir baksınlar:
Afrika’dan zenci getirip medeniyete kavuşturdular!
Doğa dostu Kızılderili neslini koruma altına aldılar!

Afrika’ya ayak basıp yeraltı zenginliklerini kim iç ediyor?
Halkını refah yaşatmak için kim geri hizmette kullanıyor?
Kim etnik grupları besleyip sonra masum halkı kurtarıyor?
Perde kapanıncaya kadar nasıl da sessiz sedasız kalınıyor?

Cumartesi yasağını -İlahi yasaları- çiğneyip avlandılar.
Güçsüz olduklarında Musa’ya “Sen ve Rabbin gidin savaşın.”
Güçlü olduklarında dünyada hangi yasayı, ne hakla saysın.
Tarih yazdı bunları ağlayınca duvarda sen masum mu sandın?

Satın alıp içimizdekileri, halkımıza tuzaklar kurdular.
Gafletimizle beslenip semirerek bizde huzur buldular.
Bizden biri gibi davranıp dostlarımızla arkadan vurdular.
Siyasete yön verip, çağdaş uygarlık diye nesilleri bozdular.

Irak, Afganistan, Filistin, Lübnan… hâlâ soruyor musun?
Dünya niye sessiz kalıyor bu zulümlere anlıyor musun?
Sırtlan nesli avlanmaz, onları sen beslemiyor musun?
“Elimden bir şey gelmiyor.” demeye utanmıyor musun?

İstanbul, 29.07.2006