ASLANIM BAK
Şöyle bir doğrulup gerildi yatağından
Sesini en tiz en etkileyici şekilde ayarladı
Belli ki çok mühim şeyler anlatacaktı
Yutkunup iç geçirdi gözleri dondu kaldı
Girdi zaman tüneline şöyle bir uzandı
"Biz aslanım" deyip başladı söze
Çarık giydiği zamanlar geldi aklına evvela
Koyun keçi davar ardında çobanlık yılları
Amerikan yardımı patiskası iç ve dış göyneği
Beyaz göyneğinin yakasında eksik olmayan
Bitten pireden söz etmeden geçmek olmazdı
Ağanın emrinden dışarı çıkılamayacağının da
Anadan babadan çok ağadan korkulduğunu
Çünkü güç kudret para ondaydı
En ufak bir ihtiyaçta kapısı çalınırdı
Una, buğdaya, ata, katıra, öküze mandaya
Devlet kapısına müracaatlarda
Maden ocaklarına işbaşı yapıp yapmamaya
Alınan hak edişleri alıp saklamada
Dilekçe yazmaya akıl danışmaya
Düğün dernek bayram seyran aklında ne varsa
Gelir sıra illa saklı şehrimiz yeraltlarına
Aslanım girdik on altı yaşında maden ocağına
Babam da buradaydı onun babası da
Ustamızın ardında o nerdeyse biz orada
Zaman diye bir kavram yoktu yevmiye alımlarında
İndin mi kafesten aşağı
Susuz lağımlarda,dik bacalarda tamir taramada
Tahkimatta bant başlarında kazmacı yanında
O gün ne çıkarsa bahtına
Mesai biterdi verilen iş bittiğinde tamamı tamamına
Neler çektik güneşsiz günlerde kuru tayınlarla
Dere Kenarlarında tenekelerde su kaynatıp
Hem banyo yapmaya hem çamaşır yıkamaya
Dayanamayıp kömürün kara tozuna
Öldürücü yorgunluğuna kaçıp giden çok olurdu
Gelirdi bir hafta sonra iki jandarma arasında
Çok sevindik vatan borcu gelip çattığına
Dört ay sonra döndük tekrar çıkan bir kanunla
Yeniden karaelmas diyarı Zonguldak ocaklarına
Aslanım "biz esas duruşta dururduk
Ana baba amir çavuş kâtip karşısında"
Bende beklerdim, gördük de az çok
Maden başçavuşluğu yaptığım yıllarda
Hatırlayıp anarım o şafşatayı yıllar sonra
Kaldık şimdi bir başına, derler ya şapkamın altında
Geçenlerde rastladım bir vardiya kaçağına
Geçerken yanından amirin sorar ne işin var burada
Hazır cevap gideriz işe yarın oda bu aydan ya
Döküldü kaynar sular tepemden baştan aşağıya
Ah çocuklar ah ya ah aslanım ya
Yazık olmuş çiğnediğimiz çamurlu yollara
Haydi, kömürü yarattın güzelde
Bu gaddar çavuşları niye getirdin başımıza
Diye sızlanan zavallı maden emektarlarına
Kalmışız ahlara vahalara yattı yerine usulca
Anlattıkları anlaşıldı mı sorup meraklanmadı
Olsun döküverdi içini gitti gençlik yıllarına
Yaşadıkları çoktan tarih olmuş her anlamda
Görgüde ahlakda madddi maneviyatta
29/06/2015
Muharrem Akman İhsaniye
Muharrem Akman
Kayıt Tarihi : 26.5.2024 09:46:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Muharrem Akman](https://www.antoloji.com/i/siir/2024/05/26/aslanimm-bak.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!