Asla
İşte el bağladık, durduk karşında,
İzinsiz huzura girmeyiz asla.
Yeter ki büyük ol kupkuru başta,
Büyükten ileri varmayız asla.
Gördük pirelerden küçük adamı,
Bizde kutsal olan; sözün anlamı,
Bilene veririz koca ummanı,
Cahile damlayı vermeyiz asla.
Bize post gerekmez; saydık kılları,
Cevherden ayırdık düz çakılları,
Bize veren verdi sırma çulları,
Körlerin altına sermeyiz asla.
Girmek girenlerin kendi elinde,
Meğer anlam ola her bir dilinde,
Biz bekçi değiliz kapı önünde;
Girenin önüne durmayız asla.
Bize sandık gerek, sıkı kilitli,
Bize duvar gerek, demirden çitli,
En kör dehliz bize binbir geçitle,
Kolay görüleni görmeyiz asla.
Gözden konuşuruz, sessiz, saygılı,
Çünkü nefes alsa; duyarız kılı,
Gönlümüz doğuştan beri kaygılı,
Kulağı bükmeyiz, burmayız asla.
Biz cahili daha o an tanırız,
Heybesinde neyi varsa buluruz,
Koltuğunda fazla görsek tek karpuz,
Adını, sanını sormayız asla.
Sözümüz çok özdür, vermeyiz zahmet,
Demeden anlayan anlar akıbet,
İlişemez bize hiçbir musibet;
Düğümler atarız, yormayız asla.
Bizim iznimiz ta Perverdigâr’dan,
Binbir şekle giren o ruzigârdan,
Bazen zerrelerden, bazen dağlardan,
Çok dersler alırız, doymayız asla.
Her devemiz yüklü binbir mal ile,
Tuzlar yoğurmuşuz tatlı bal ile,
Taşırız ipekten bin hammal ile,
Keçe heybelere koymayız asla.
Barlıoğlu der ki; baş koyduk yola,
Gideriz sırdaşla her an kolkola,
Sonsuzlara kadar uğurlar ola,
Çarıklar yırtılsa caymayız asla.
(Hikmet BARLIOĞLU (1933 -2003) 'nun
Mühürlü Kilit isimli Felsefi Şiirler’inden > 70 -72/412)
Kayıt Tarihi : 2.3.2008 21:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!