Sermayesiz çevrilen ruletlerin sır/ça saraylarında yaşar mutluluk, hüzündür sermayesi
Kefilsiz sözcüklerin aşikâre mevsimlerinde acıtır gönlümüzü yokluk, özümüzdür payesi
Kıyam/et/in cenderesine yolculuk yapıyor insanlar, maya/sız bildirilerle tükenişte gayesi
Aşktı damarlarımızdaki asi/l vebal, asırlardır kirli masallarla büyüttük çocuk yüreklerimizi
Kendinden taşarak uzaklara ulaşan ırmakların sürüklediği kırık dalların intizarıdır hayat, mutlulukla ışıldayan su zerreciklerinin aşikâr yalnızlığıdır aslında. Doymamış hazların tenceresinden taşan ve ruhu besleyen kollar gibidir aşk, kekre yolculuklarla yanaklardan süzülüp toprağa düşen gözyaşlarının öyküsüdür bir bakıma. Kıymık tende kök salar, dal geceler boyu uzun yolculuklarla suları kucaklar. Gözyaşları bu yüzden asildir gülüm, mevsim ne olursa olsun gönüllerden ayrılarak başıboş denizlere akar.
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
...yürek söylemiş kalem dans etmiş..yüreğinize sağlık..
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta