Kırdılar gülümü
Şansıma tüküreyim
Vuslatı tatmadım...
Yari sarmadım
Olmadı narlı nurlu çocuklarımız...
Annem de bilsin ve ağlasın
Aşkta şansım yok
Ey ölüm ey zulüm bir rüyayı soldurdun
Bir rüya bitti
Nerede şimdi o yar
Sanki ben bir hayal sevmişim...
Bir rüya görmüşüm...
Kader alnıma ne yazdın
Nerede yar
Kırdılar gülümü
Kırdılar gülümü
Aşkta şansım yok
Yari sarmadım
Gün göremedim
Aşkta şansım yok
Kırdılar gülümü
Ben bir hayal mi sevmişim...
Nerede sevilen şimdi
Kırdılar gülümü
Gitti uzaklara
Allah de öl kadın
Benim olmasan da olur
Cennetin ol kadın
Cennette arayacağım seni
Şansıma tüküreyim
Vuslatı tatmadım
Yari sarmadım
Gün göremedim
Ayırdı ölümden zalim uzaklar
Ayırdı en zalim tuzaklar
Neden çıktı karşıma
Kadere soruyorum
Kadere yoruyorum
Aşkta sansım yok
Kırdılar gülümü
Kırdılar gülümü
Aşkta şansım yok
Benim leylamın kaybolduğu çöl belli değil ey mecnun
Ey mecnun sen de şanslısın benden
Vuslat yazılmamış bana
Sevdiğim kadınla
Yari sarmadım
Eylül gelmeden
Kırdılar gülümü...
Kader yazsın bana da ölümü
Kırdılar gülümü
Gitmeyeceğim bu şehirden
Gidersem öksüz kalır onun silik anıları
Kokusu var onun ey öksüz şehir sende
Ey güzel İstanbul
Zincirlikuyu zincir vuruyorum ayaklarıma gitmem
Zincir vurulmuş ayaklarıma
Ey zincirli kuyu gitmem
Sürsün bende bir ömür bu bekleyiş
Bu şehirde şaşkın öldüğümü görürsünüz bir yorgun gün
Bu nur şehir uzaklara gidemem
Bu şehirde gördüm o güneşi
Gitmem senden ey güzel şehir İstanbul
Gül kadını gördüğüm gül şehir
Kırdılar gülümü
Ecel ayırdı bizi
O gitti
Ve dönmedi
Zeliha gitti ve döndü
Ben en şansız bir yusufum
Kırdılar gülümü
Aşkta şansım yok
Vuslat yazılmamış bana
Bağrımı döğe döğe ağlıyorum
Kırk yıl sonra bile
Ben o kadın için
Kırdılar gülümü
Ey Karacaoğlan şanslısın benden
Benim sunamın yıkandığı göl belli değil
Şansıma tüküreyim kim şanslı değil benden Karacaoğlan
Kırdılar gülümü
Düşmüşüm çöllere
Delmişim dağları
Beni de bir güneşti çarpan
Ferhadın ateşine denk ateşlerde yandım..
Kırdılar gülümü
Kınama beni güneş
Güneş sen de benden şanslı bir aşıksın
Güneş her gün kavuşuyorsun maşukun o İstanbul’a
Nerede o gül yar
İstanbullu yar güneş yar
Kırdılar gülümü
Kınama beni ey aşık dost
Şanslısın benden
Kırdılar gülümü
Avucumda değil kalbimde taşıyacağım bu ateşi
Adı her saatime çivileniyor
Çivilensin
Yaşasın bu aşk bende gül gül
O gül kadındı
Kırdılar gülümü
Kınama beni kınayan
Beni de bir güneşti çarpan
Ferhadın ateşine denk ateşlerde yandım..
Tarih kınama beni ilk miyim ben
O kadının ceylan bakışları çöllere düşürür
O kadının şirin dili dağları deldirir...
Kırdılar gülümü
Kırk yıl oldu
Adı her saatime çivileniyor bende en deli özlem bu
Adı her saatime çivileniyor o gül kadının
Hasret ateştir deseler inanırım
Onun hasreti bağrımı deldi...
Şansıma tüküreyim vuslat yaşamadım
Mecnunun çölü
İki adımlık
Beş kulaçlıktı
Benim çölüme bir ömür yetmez
Ben bir gün bile görmedim o gülü
Şansıma tüküreyim...
Kırdılar gülümü
Ben ferhattan şanssızım
Ben bülbülden şanssızım
Şansıma tüküreyim ayrılık varmış
Çıktı karşıma aşık oldum
Ve ağlattı aşk
Mektubuna,selamına bir tatlı sözüne bir anlık hasret
Eder dünyayı kör gurbet
Kınama beni aşkı bilmeyen
Uğruna dağlar aşılacak güneşli sıla olur kadın...
Kınama beni aşkı bilmeyen
Gözüme nur olsun o kadına aşkım
Kırk yıldır sönmedi hasretim ona
Gelmeyecek hala bekliyorum
Kırdılar gülümü
Bir güneş kadının mavi göklerine hasretle
Yanar dağ oluyorum gördüğüm günden beri
Güneş ve ay bana aşkın ateş olduğunu söylemek için doğdu-battı
Aşkı tattırdı ya...bu yeter
Yaşasın bende ölmedikçe ben bu aşk
Ve sürsün bu bekleyiş
Kırdılar gülümü
Bu gece
Adı her saatime çivileniyor o gül Kadının
Çivilensin
Yaşasın bu aşk bende ben yaşadıkça
Kayıt Tarihi : 9.1.2015 18:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!