var’dan geldim yoktayım
yerle gök arasında şavkıyan yanan sönen çıralar gibi
yana yana söne söne
titreşiyorum
aşksızlığınla
yüzüme ince ince yürüyen içli bir yağmur damlası hasretin
feryatlarla günler eskitiyorum ayrılığın ıslak dualarında
gündüz ve geceler dağlar boyunca arşa yükselen
gökyüzüne savurduğum sözlerin hüsranın
nice ah’larınca
kederdeyim
sonsuzluğu yalayan süreğen bir ateş gibi yangınlardayım
ışığın harelerinde ve kırık pervanelerde boylu boyunca
kavrulan kelebeklerin ince ağrısıyım
dökülen küllerimse aksın ağıtlarca
hiçliğin obruklarına
ağzına
özlemindeyim
esen rüzgârların faysalında ateşim dumanım
yere saçılan çürük nar tanesiyim nazeninim suyum tükendi
bir damlacık ah’ım ah’ların içinde
ölü bir kökten şıvgınlanan filiz
dal veren körpecik
bir nüveyim
ah’ yârim
her gün yüzünü yıkayan güneşleri öpüyorum tutkun dudaklarımla
aşkı bir gül yaprağında uyutup ağlatıyorlar bağlar içinde
seni anlatamıyorum başı dumanlı yaylalara ovalara
kardelenlere eş kokunla savrulurken kalbim
hasretine hepten gebeyim
var’dan geldim yoktayım
yerle gök arasında şavkıyan yanan sönen çıralar gibi
yana yana söne söne
titreşiyorum
ölümlerdeyim biçâreyim
aşksazıyla
hiç bilmiyorsun ruhum ruhuna kıyımsız göçlerdeyken
2010202516:54
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 20.10.2025 22:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!