Ne desem ki sana?
Nasıl anlatayım içimden geçenleri?
Sana neyi ispat etmem lazım onu da bilmiyorum?
Bildiğim,
Sensiz olunmuyor gülüm …
Yarınsız sabahların,
Güneşsiz günlerin,
Yıldızsız gecelerin,
Apansız düşlerin.
Çaresiz düşüncelerin tek çilesi…
Çıkmaz sokakların,
Yol vermez dağların,
İsyanların,
Feryatların,
Bir yığın hatıraların sesi…
Gözlerine mil çekilmiş,
Dili sökülmüş,
Mantığı düşmüş ,
Dermansız derde düşmüş,
Yaması sökülmüş,
Gençliğimin Sessiz düşüncesi…
Sen !
Evet, sen benim hayatımın perişanlığısın.
Derd-i dermanım, ahu zarımsın.
Yığınla göz yaşım, göklere sirayet feryadım,
Şirinimsin, Aslımsın, Zühramsın, Leylamsın…
Sen adını koyamadığım sen tüm aşklardasın.
Hasretin karabasan gibi her gece çöktüğünde üstüme,
Bir şiir olur dökülürsün dudaklarımdan.
Hangi ağaca assam anlatabilirim kendimi sana.
Kaç kadeh kırsam masalarda, denk gelir bu acıya,
Yığılmış acılar birikintisi gözlerimde çağlarken,
Bir sel olduğunda yarınlar içimde,
Sararan ne kadar yaprak varsa hepsini sana biriktirdim.
Solan sayfalarda kaldı adın, gençliğim elinde…
Sevemem senden başka deyişlerin vardı,
Tutamam başka eller deyişlerin vardı,
Sen gidince yalanların kaldı geride,
Bir de terk ettiğin günden beri koca bir yalnızlık.
Git bakalım …
Sana ne denilecek bir söz kaldı geriye,
Ne bir anı senden hediye…
Her şeyinle git
Bitişin olsun bu,
Öyle bir git ki,
Aşkların sonu olsun bu…
Kayıt Tarihi : 27.11.2023 13:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!