şimdi hangi renk bu acının da karıştığı
muayenesi gecikmiş bir aşk mı
ruhsatsız bakışların mı..
köy yolları gibiyim gereksiz yere ıslak
bir adım ötede tozum yüzüme dağılmış
yangın olsa bilirim kabataslak
ki adım da ateşe içten içe karışmış..
yine de duymak isterim hayatı
bir dağ gibi dinlenip karın altında
sisin ve pusun öyküsünü alıp
ovaya çiçeklerle dönmek biraz da
bir patika gibi sessiz ve kibirsiz..
ve ellerimle kapayıp yüzümü
o eşsiz müziğin akışını duymak..
bir bütünü oluşturan ne varsa
hani o ıslak ve tozlu yollardan gelen
hani mazgallardan akan kirli
ve tepelerden dökülen berrak su gibi
dağılan yaprak toplanan bulut
ve gelen yağmur gibi aynı rüzgarla..
hani bütün ayrıntılarıyla bir geceyi
yahut bir sabahı ilk ışıklarından
yahut da bir aşkı kanlar içinde yalnız
gözlerinin kör olmuşluğundan duymak..
hani hiç bir şeyin rast gitmediği
savaş meydanları gibi mağlup
ama ölümü göğsünde bir gül gibi taşıyan
o cesur o kahraman hayatı duymak..
ve soyunup bütün kavgalardan
bütün bu kan ve barut kokusundan
-ki artık bir düştür bu
bahar dallarından - papatyalardan
bir hayatı yürümesi..
ve hiç bir şeyi duymadan yaşamak
bir çocuğun gözleri gibi ışıklı
acemi bir aşkla seni..
Kayıt Tarihi : 19.9.2013 16:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aşka dair her şey soldu,kırıldı ve tükendi mi gerçekten?
İçimizde filiz veren tüm tohumlara karakış mı değdi?Kaba saba kan kokan eller mi parçalayıp dağıttı umutlarımızı?
Olmamalı...Her doğan güneşte yeni bir umut,her gülümseyen çocuk yüreğinde yeniden diriliş olmalı...
Kutlarım şair.
TÜM YORUMLAR (18)