Başlık soruya hemen '' Olmaz! '' dediğinizi duyar gibi oluyorum.
İnsanlar genelde aşkın yaşının olmayacağını, her yaşta aşık olunabileceğini söyler ve yazarlar. Bence de... katıldığım bir düşüncedir bu. Ama, bu anlatılar ya yazılarda, ya da sadece sözlerde kalıra öylece. Yaşamın gerçeğinde ise, bu böyle olmuyor. Yaşlı birinin aşık olması adeta dile dolanıyor, sorgulanıyor, yargılanıyor... olmadık şeyler söyleniyor... Adeta her bir kişi kendince engizisyon yargıcı olup, yakılmasına karar veriyor.
Bu denli açık ve örtülü aşklar dünlerde vardı, bu gün de var, yarın da olacaktır. Ve yaşamın bu gerçeğine açıktan ya da örtülü tepkime içinde bulunanlar, kendilerinin de bilincinde olamadıkları iki yüzlülüklerini hemen ortaya koyarlar. Çünkü aşkın yaşı, mantığı, ölçüsü, biçisi,kalıbı yoktur. Bu sınırlamaları koyarsanız, aşkta var olan sonsuzluğu yoketmiş olursunuz.
İnsanlardaki iki yüzlülük, işte burada başlamaktadır. Hem '' Gönül yaşlanmaz'' derler, hem de yaşlanmayan gönül yolcularına kota uygulayarak duvar örmeye çalışırlar.
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Haydar Bey çok haklısınız.Bende sizin düşüncelerinize katılıyorum...SAYGILAR...:))
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta