Aşkın Ve Suların Öğleni Şiiri - Yorumlar

Doğan Ergül
1

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

öğlen güneşi soyuyor her şeyi...
ışıyarak üşüyor dal

yalnızlık
yol üstü çiçeği
o hep bir şiiri ağırlayan

Tamamını Oku
  • Salim Genç
    Salim Genç 11.11.2012 - 18:55

    Ben alacağımı aldım,duyacağımı duydum...selam olsun şiire...

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 11.11.2012 - 15:13

    Elbette Naime Hanım, hemfikirim.

    Cevap Yaz
  • Hasan Tan
    Hasan Tan 11.11.2012 - 14:07

    Kalitesiz bir duman almak'ın şiiri gibi.

    Cevap Yaz
  • Metin Solak
    Metin Solak 11.11.2012 - 14:05

    Oturmuş üstadlar yazan yazana
    Birde varıp orda bakın ozana,
    Düşürmüş hurufu serbest suzana.
    Yandırır içini Züleyha gibi

    Cevap Yaz
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin 11.11.2012 - 12:19

    Ben dert etmiyorum Selçuk Bey. Sonuçta burası serbest bir kürsü. Herkes, bildiğini, kendince anladığını, hissettiğini yazıyor. Ben böyle düşünürüm, siz farklı düşünebilirsiniz. Hem ne demiş ustalarımız;

    “Barika-i hakikat müsademeyi efkârdan doğar.”

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 11.11.2012 - 11:56

    Naime Hanım'la aynı anda mı yazmışız?
    Pek de paralel düşmemiş gibi üstelik :)
    Olsun, insan sayısınca bakış açısı olmak zorunda.
    Çünkü her insan bir başka yerde olmak zorunda şu evrende, bunun ikinci anlamı evrene hiçbir ikinci insanın ilkiyle aynı anda ve aynı açıdan bakamayacağı :)

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 11.11.2012 - 11:53

    Sözüm yine şâire değil, -farkında olmasanız da- şiiri işte bugünkü hâle düşüren günümüz şiir anlayışına:

    Şiir yazmak/söylemek için hep 'Işıyarak üşüyen dal', 'dildeki haşhaşa duran zaman' türünden sivri -üstelik teşbih anlamında da tartışmaya açık- buluşlar yapmak zorundaysanız içinizden gelenlerin kâğıda akıp dökülmesine ne zaman fırsat bulabileceksiniz, çok merak ediyorum.

    Bu işin özeti şu:

    Sizler beyinlerinizin esîri olmuş, kalbî hislerin beyin kuruntularına üstünlüğünü çoktan unutmuşsunuz. Küçük bir çocuğun yüzündeki o meraklı, ürkek aynı zamanda mâsum ve umutlu bekleyiş ifâdesine ebediyyen kaybetmiş olmak kadar acı bu.

    Gayrı şiirlerin en güzellerini yazsanız neye yarar?

    Cevap Yaz
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin 11.11.2012 - 11:45

    Ne yazayım Doğan Ergül için?
    Ne yazılabilir ki?
    Sayfalar dolusu yazabilirim ama yetmez!

    “bir ağaçtan düştüm, sarı hafif bir eylül yaşım /
    şimdi o bahçeler kadar çıplak avazım!..”

    (D.Ergül, “Ağzımda Zalim Bir Ay” şiirinden)

    “şimdi hüzün
    bir ay adı olabilir /
    yarısında durduğum yol /
    çatlamış bir narın düşü…/…”

    (D.Ergül, “Aşkın Unutkan Dili” şiirinden)

    “gölge yoksa ses kendine doğru bakar…”

    Dedi ve gitti…

    Ömrü vefa etseydi, şiirinin ağırlığını her geçen gün biraz daha fazla hissedecektik. Yine de 1990’lı ve 2000’li yılların külliyatında çok önemli bir değer olarak kalacaktır. Aşka ve insana dair dizelerini unutmayacağız.

    Aşkı başka türlü anlatırdı Ergül. Öyle ki hüzün sularına dalmış gibiydi aşk dokunuşları…

    “anlıyoruz ki aşk soyunan bir şehirdir”

    (D.Ergül, “Taşladıkça Taşıyor Deniz” şiirinden)

    “eğri bir akşamı aşk biliyor”

    “gittiğin yerde yokluk /
    tenhada aşk
    susardı…/…”

    (D.E. “Güzü İnciten Yara” şiirinden)

    “gel
    ve bitir bende unuttuğun günü /

    yüz
    gözlerimde uyuyan okyanusta /

    arın
    ve arıt yoluma çıkan gizi…/…”

    (D.E. “Sabah İçin Son Söz” şiirinden)

    Haydar Ergülen şöyle anlatmıştı onun şiiriyle tanışıklığını:

    “Cenk Koyuncu'yla aynı yaşta, otuz dokuz yaşında yitirdik Doğan Ergül'ü de. 1968 doğumlu şair, 2 Haziran 2007 Cumartesi günü aramızdan ayrıldı. 'Malum' hastalığa yakalandığını bir ay önce öğrenmişti, ne yazık ki tedavisi bile tamamlanamadan, ikinci kitabı Uykulu Yağmur'un yayımlandığını göremeden çekip gitti bu zalim dünyadan.
    Doğan Ergül adını, ilk 2003'de 'Borges Defteri'nde yayımladığı şiirleriyle duymuştum, okur okumaz da büyülenmiştim. O zamanlar ilk kitabı Aşkın ve Suların Öğleni yayımlanmamıştı henüz, 'keşke her ay bir şiir yayımlasa da okusak!' diye yazdığımı hatırlıyorum. Doğan, son yıllarda okumaktan mutluluk ve heyecan duyduğum genç ve iyi şairlerin en iyilerindendi. Bazen bir şairle tanışırsınız, belki de geç bir tanışıklıktır bu, bir kaç şiirini ya da ilk kitabını okursunuz ve böyle bir şairle tanıştığınız için şükredersiniz. Çünkü bilirsiniz ki o şair sizi hiç yanıltmayacak, daha görkemli şiirleriyle hep izlediğiniz bir şair olacaktır. Doğan bu hazzı yaşatmıştı bana. Ölümünden birkaç gün sonra yayımlanan Uykulu Yağmur da bu hazzı yaşattı ama üzüntüsü daha büyük oldu. Bu kitabı da ilk kitabı gibi kendi yatağında akan, duru ama derin şiirlerden oluşuyor. Sanki birbirleriyle buluşan iki kardeş nehir gibi… Yükselmiyor, taşmıyor, coşmuyor ama sizi öyle bir içine çekiyor ki, ne kadar derin olduğuna şaşırıyorsunuz.

    Uykulu Yağmur'un arka kapak yazılarından birini yazdım: ‘Bazen bir yaşam boyu yazılan şiir yalnızca bir dize olsun içindir. Doğan Ergül de o dizeyi tamamlamak için yazıyormuş gibi gelir bana. Uzun, geniş, derin ve çok katlı bir dize, ki içine bizim anlamamız için bıraktığı o ferah boşluk da dâhildir. Belki de bir şiirinin başlığı gibi 'Bir Şiirin Son Dizesi'dir bu, ama içinde onun eliyle şiir olmayı bekleyen bir hayat vardır. Doğan Ergül hayatı hiç boş bırakmamak için yazıyor sanki’….' / HAYDAR ERGÜLEN

    “Doğan Ergül'ün ilk şiir kitabı (Aşkın ve Suların Öğleni) edebiyat çevrelerinde ilgiyle karşılanmıştı. Arıza çağı insanının sorunsalına güzel bir buket içinde zehirli çiçek demeti değil, ‘sarhoş atların’ asi çığlıklarını, arzuların veya arzunun kıtlığını sorgulayarak estetik ve zarif bir dil aracılığıyla sunar... Saf bir epistemolojik çözümlemeyle değil, kendi gerçeğini, sözünü bağlantılar ve çelişkilere göndermeler yaparak aktarmaya çabalar...tüketim toplumun yarattığı yanılsamalar ve baskıya karşı, dilin (sonra da düşün) önemini vurgulayan önemli bir kitaptır...Unutmayalım devinim tözün kendisi ve evrenin temel kuralıdır. Bütün acılar, kederlere rağmen içimizde soluduğumuz, yaşadığımız süre gittikçe yayılan nitel bir devinimin de habercisi olacak…
    Geçmişin şimdi içine süzülüşü durmaksızın devam edecek..
    Hayyam’ın deyimi ile ‘bizden sonra da dönecek bu ay, bu yer, bu gök..’
    Belleğin rastlantısal dolaşımında hep karşımıza çıkacaklar, tüm sevdiğimiz şairler…”
    (Borges Defteri, Haziran 2007 arşivi – Vefatından sonra yayımlanmış bir yazıdan alıntı.)

    Bana kalırsa, ölümü şiirle hiçleyen bir şairdir Doğan Ergül.
    Unutamayacağımız bu değerli kalemi konuk ettiği için kurula sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

    Cevap Yaz
  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan 11.11.2012 - 11:06

    su herşeye dergah/ suyla arınır her günah/ suyu kirletme /o zaman eyvah.... dersem yalan olmaz kaleme sağlık

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta