Aşkın türküsü Şiiri - Bayram Çinkil

Bayram Çinkil
281

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Aşkın türküsü

Aşkın türküsü

Öyle bir dünya ki bu
Herkesin dilinde bir aşk
Herkesin dilinde bir aşk
Tutturmuş gider
Bak sana söylüyorum ben
Demedi deme sakın
Gel sen bu aşkta
Gafil olma
Güneşli ve
Yorgun geçen
Bir günün ardından
Oturmuşsun mehtaba karşı
Püfüüür-püfür esen
Rüzgar ile beraber
Denizi seyretmektesin
İçindeki o yangını söndürmesi için
Buğulanarak demlenen çayından
yudumlar iken
Fokuuuur fokur
Kaynayan semaverinin
Bir anda üzerine
Devrilmesidir aşk
Sen bu aşkı ne sanırsın
Haşmetli sultanın
Saltanat kayığının
İçindekilerle beraber
Alabora olması
Yada o sultan ki
Aciz kullarını
Denetlemek amacıyla
Bindiği saltanat faytonunun
El pençe
divan
baş eğmiş
Kulları arasından geçerken
Atlardan birinin huysuzluk edip
Kocaaa saltanatı
Zer zebun ederek
Yerlere devirmesidir aşk.
Sen bu aşkı ne sanırsın?
A gafil
Yirminci kattan
Düşmüş iken bir insanın
Vücudu yaralar içinde
Kemikleri hurdahaş
Sekiz ayı alçılar
Ve askılar içinde
İki yılı bastonu, topal
Çektiğin onca acının ardından
Tam ölümü yendim
Dediğin anda ama
Gökten bir yıldırımın düşerek
Seni olduğun yerde
Küle çevirmesidir aşk.
Sonra bir düşün
Bir düşün ki
Diyelim çöldesin
Kızgın kumlar üzerinde
Yandığım yeter diyorsun Allahım
Yeter artık
Gölgelik bir yer diye aranırken
Bir fırtınanın kopup aniden
Seni kızgın kumlar içerisinde
Kaybetmesidir aşk.
Yıldızsız bir geceyi düşün
A cahil
Yıldızsız bir gece
Alabildiğine zifiri, karanlık
Ve sen yön bulmada acizsin
Güneş yok
Ay yok
Kutup yıldızı yok
Aranırken gök kubbede çaresiz
O çaresizlikler içinde ama
Gözlerini senden alıp giden
Ve seni kör karanlıklarda
Gözsüz bırakandır aşk.
Ya da bir düşün
Kainatta sen varsın
Ama bir tek sen
Başkada hiç kimse yok
Bakınırken gök kubbenin tavanına
Kim attı beni buralara yahu
Kaç yıldır buralardayım ben
Ve kaç yıl daha kalacağım
Gittiğim yer neresi
Kim karşılar beni oralarda
Görmeye gözüm
Konuşmaya sözüm
Oturmaya dizim
Olur mu diye düşündüğünde
O düşüncenle beraber ama
Aklını başından alıp
gidendir aşk
Bütüüün bu olanlarının ardından
Dayanamayıp gücün
bitmişsin
tükenmişsin
Uzanmışsın musalla taşına
tiiiiiir mir
Seni yumuşlar, yıkamışlar
Ağlayanlar bir yanda
Gelirsin bir açııııık alana
Okunur arkandan
Tüm okunanlar
Sorarlar
Kimi memnun
Kimi mecburiyetten
Kimi de insanlık adına
İndirirler seni
Kıyamete kadar kalacağın
O son mekana
Kapanır son kez kapılar üzerine
Ve derken
Sen ölmemişsindir
Can gelir sana
Bağırırsın arkalarından
Haykırırcasına
İmdaaaaaaat!
İmdat! diye
Ben ölmedim
Ama hiç kimseler duymaz seni
işitmez
görmez
İşte seni
O andayken bile orada
duyandır
işitendir
görendir
Ve ruhunu senden alıp
gidendir aşk.
Yada çektiğin her bir acıya
Dayanmayı geçirirken aklından
Bu yolda çekilecek daha
Çoook acılar var diye
İçinden sana ünleyen
tellalındır aşk.
Hasılı, o aşktır ki o
Yunusun etidir, kemiğidir
Karaca oğlanın naçar hali
Mevlana’nın bi şemsi
Pir sultanın darağacı
Ferhatın dağları
Veyselin sadık yari
Hüseyin in kesik başı
Alinin zülfikarı
Eyyübün sabrı
Musanın asası
İsanın çarmıhı
İbrahimin mancınığı
ateşi
Muhammet mustafanın
Mührü, kameri, ayı
Yöneldiği mihraptır
O Rabdır
O Selahtır
O Felahtır
İsmi doksan dokuz tam
Esma-ül hüsna İlahtır
O nurunu gösterip
Ama asla ve kat’a
Kedisini göstermeyen
Kuvveti
Kudreti
Merhameti sonsuz bir
Allahtır
Aşktır o
Be sen bu aşkı
Ne sanırsın gafil
Gel etme eyleme
Sen bu aşkta gafil olma

Bayram Çinkil
Kayıt Tarihi : 26.3.2010 03:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Çinkil