Vicdanımın sesi sessizliğin şarkısını çalıyor.Şarkısız sözlerini okuyor içimdeki çocuğa.Bilinçaltımdaki mevzine değiyor içsel sızılar.En dokunduk bir şarkı gibi dokunmatik olarak dokunuyorsun yarama.
-Kilitli hasretlerimi açıyor bir gün kavuşmak. Yaptığım hata, ödemediğim bedel yüzünden kapatılan aşk dükkanıma mühür vurmuştun. Mührü kıracak gücül tutkularım vardı.Direndim, eridim, son pişmanlık kitabımı yazdım. Yazılmamış yazgımın içinde bekledim.
*Dualarımdaydın.Hep orada kaldın.Sabrın sonundaki selametin adıydım.
-Susturamadım seni.Bir toparlayış köprüsünden geçtim.Sırat kadar özel olmalı bu aşkın yolculuğundaki köprü.Fırat gibi içi yaralı tarihsel acılarımla ,teslim olmadığımız sevgimle sana geldim.
-Sonsuzluğu bağlayan bir köprüydü.Öylece yürüyordum.Onsuzluğun yolculuğu gibiydin.Varsın ama ne kadar varsın sorusuna yoktun.
-Yeter ki sözlerim ona varsın.Sözlerimin yoluna köprüydü sevdan.
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun