Sana tüm nefretimi, şiddetimi yönelteceğim,
Kalbine kartal gibi süzülüp paramparça edeceğim,
Bahar dallarını, dolu yağdırıp çökerteceğim,
Heybetli duruşunu fırtınayla devireceğim,
Üstünde sağanak olup tepineceğim.
Bir daha dilin dönmeyecek,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
''Sitem Sevgiden Doğar''
Ama
Nefretin de Sevgiden Doğduğuna İnandım...
Üstüme alınıyorum nefreti
Sevgi zaten bizimdi...
GEZGİNDAĞCI
Bu ne şiddet, bu ne celâl be sevgili şiir dostum.Anlaşılan sizi çok incitkişler ve isyandasınız.Hem siz hiç bir şey yapmasanızda,size bu acıları yaşatan, günün birinde bir toslar ki ne olduğunu şaşırır ve sizi çooook arar.Ama tavsiyem sadece uzaktan seyretmeniz sessizce.Nice sevgi gibi sevgi dolu günlere diyor sizi gönülden kutluyorum.
CANAN hanım, ne bu şiddet bu celal,::)) sanırım daha yeni olmalı kızgınlık, zamanla hafifleyecektir. ne varki bu kızgınlık olmasa bu şiirde çıkmazdı, işin iyi tarafı yalnız bu olsa gerek değilmi::)).
herşeye rağmen şiir olarak çok güzel yazmışsınız. elbette ki herkesin böyle durumları olmuştur. aldırmayın derim. Bilal Esen
Öfke işte, korkulur/ Farklı bir anlatım/ Tebrik ederim.
oyyy oyy oy ki ne oy :)) yüreğini bu denli dağlayıp aşkın nefrete dönüşmesine neden olanlar utansın...! dili tatli ablam,yüreği pamuk ablam,kalemin ne kadar keskinmiş meğer...diline ve kalemine sağlık boncuk gözlüm :))
Sana öyle bir oyun oynayacağım ki nevrin dönecek,
Özlemle sarıldığın aşk sırt çevirecek,
Hayatın her an namlunun ucunda geçecek,
Her şey bitti sanıp uzandığında,
Örtündüğün ölü toprağı bile çok gelecek.
yüreğin kırgınlığı ve azcık kızgınlığı...
nefis bir anlatım...
kutluyorum...
'Sana öyle bir oyun oynayacağım ki nevrin dönecek,
Özlemle sarıldığın aşk sırt çevirecek,
Hayatın her an namlunun ucunda geçecek,
Her şey bitti sanıp uzandığında,
Örtündüğün ölü toprağı bile çok gelecek. '
Oyun oynamaya gerek var mı,
Bence gerek yok !
Hayatı her an namlunun ucunda değil mi *
Bırak ,,,
Güzel şiir,,,
biraz sert,
Tebrikler.
Süleyman kaya
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta