AŞKIN MENSURESİ
Kurşuni bir gecede kurşun gibi yüreğime saplanır da hasretin, ben senden uzakta çaresizlik içinde kıvranırım.
Sessiz ve sakin sokaklarda gece boyu dolaşırken aylak aylak, bazen hüzzamın kırık namelerinden mırıldanırım ağlayarak; mehtabın şavkında tebessüm etse bile hayalin, emin ol ben seni benden kıskanırım.
Aynalarda gördüm yıllarca saçlarını düz taradığını. Kınalı ellerini hep hayal aleminde kokladım. Gözlerime yapıştırdım gözlerini hiç kaydırmadan sağa sola izdüşümü. Hep düşledim yanaklarının alını, saçlarının kahve rengini, gamzeyin çukurunu, kaşlarının karasını, gözlerini süzüşünü…
Umudu katık ettim gönlüme, aşkına acıktığım her anımda… Gözlerimden akan da üstüne bir bardak su olur hep dudaklarım gevrediği vakit. Senin için çarpan kalbime şifa, seni özleyen gönlüme huzur, seni düşünen beynime tefekkür oldun ta eskiden beri. Bir tatlı tebessümüne ben yine aldanırım.
Bir kuş kanadı gibi çırpınan yüreğime hiç kulak vermedin; hiç ses vermedin sessiz çığlığıma yıllar yılı. Hiç okumadın senin için yazdığım şiirleri, dinlemedin hiç senin için çaldığım sazı, bestelediğim şarkıları… Beni hiç düşünmedin, bana çevirmedin hiç yönünü, bakmadın benden yana hiç. Bilmem ki nedendir bana garezin, kinin, husumetin… İnkâr etme boşuna ben seni iyi tanırım.
Unuttuğumu sanma, unutur muyum hiç? Unutmamak için anlattım ben seni bana. Tahayyül etmek o kadar tatlı olurdu ki bana doğru koşarak gelişini. Öyle heyecanlı olurdu ki akşam üzeri geçecek diye beklemek yollarını. Zor da olsa, cefa da olsa bir ümitle beklemek; ben yine katlanırım.
Sevenim, sevilenim sensin; mabedim sen ol, mihrabım sen ol. Tekkem, dergâhım, ibadetgâhım, sevabım, günahım, gündüzleri güneşim, geceleri mahım, sevda yüklü yüreğim, çıkmaz sokaklarda umut kapım sen ol. Yaşama sevincimsin, ölümsüzlük suyumsun… Duygum, düşüncem, hayalim, hasretim, heyecanım, gülen yüzüm, ağlayan gözüm, geceleri yırtan güneşim, tebessüm eden mahımsın. Sen benim aşkımsın. Tanrı’m seni benim için yaratmış sanırım.
Gülüşün ömrümü uzatır, hazırladığın masa benim için iftar sofrası, ellerimi tutuşun ibadetim, kollarını boynuma dolayışın beni taze hacı eder şüphesiz. Sözlerin imanıma güç verir bilesin. Yüreğin Kâbe’m olur tereddütsüz. Ellerini açıp bana doğru gelişin duamdır inan. Yüz vurduğum yüzün mihrabımdır mübalağasız. Gerçekten ben sana inanırım.
Acaba acısam mı senin için beyhude burkulan yüreğime diye düşünürüm bazen.
Ama rüyama girme öyle anadan üryan; ben çok utanırım.
Seni seviyorum ulan seni seviyorum!
Kayıt Tarihi : 19.6.2020 03:04:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İdris Nebi Karakuş 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/06/19/askin-mensuresi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!