Aşkın Köyünden Kerbalayı Anlamak - Garib ...

Engin Demirci
946

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Aşkın Köyünden Kerbalayı Anlamak - Garib Çoban

Aşkın Köyünden Kerbelâ’yı Anlamak - Garib Çoban



Nîmetleriyle sizi beslediği için Allah’ı sevin.
Beni de Allah sizi sevsin diye sevin.
Ehl-i Beytimi de beni sevdiğiniz için sevin.
Sâkiyâ bir cür’a sun ehl-i safânın aşkına
Sâki-i Kevser Aliyyü’l-Murtazâ’nın aşkına.
Lâle öz başını yarmışdur Hüseynîler gibi.
Kana boyanmış Şehîd-i Kerbelâ’nın aşkına.
Yâ Hasan el-medet Yâ Hüseyin el-ihsân.
Hüseyin(r.a) toprağa düştüğünden beri bir yanımız Fırat gibi küskün, bir yanımız çöl kadar suskun.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Yüreğimiz iki kanatlı şimdi bir yanımız hicret, bir yanımız şehâdet.
O gül yaprağı toprağa düştüğünden beri yüreğimiz kor, içimiz Kerbelâ bizim.
Hala bu yüzden Hüseyin adını duyunca asırlardır susuyoruz.
Dudaklarımız bu yüzden derin derin çatlıyor akıp giden suları gördüğümüzde.
İzin ver çocuklar gibi çaresiz olsunlar.
Çünkü güçsüzlük muhteşem bir şeydir ve güç, hiçbir şey.
Hüseyin’in toprağa düşen mübârek başını her hatırlayışımızda taşa dönüyoruz.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Toprak bu yüzden taşlıyor bizi masum kanı akarken.
Bu yüzden hala sürüyor savaşlar içimizde, bizi birbirimize esir eden.
Ne istediğimizi bilmeden ardına durduğumuz saflar.
Kimin yanında olduğunu bilmeden yürüdüğümüz yollar bu yüzden.
Hüseyin toprağa düştüğünden beri içimiz hep Kerbelâ bizim.
Kardeşin kardeşle savaşı önce bizim içimizde kıyâmet koparacak, bizim yüreğimizi kanatacak.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Dur diyemezsek eğer.
Her zâlim önce bizim içimizde akıtacak masûm kanını.
Biz göz yumarsak bir kez daha kuduracak.
Fırat, usul usul kanayacak Resulullah’ın gelişiyle açan güller.
Kerbelâ’da söylenen yiğitlik türküsünü duymazsak eğer!..
Ehlibeyt, Mevlanın evidir dünya yüzünde.
Bu ev asır asır gezer.
Bu evin taşları sevgi ateşindendir.
Bu taşlarda aşk çiçekleri açar.
İnsan insan dolaşan Resuli Ekremin bu kül tutmayan, cefa ve sefa ile sönmeyen ateşi birçok isimler almıştır şimdiye kadar.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Allah, bozguncuyu yapıcı olandan ayırır.
Allah, dileseydi sizi zora sokardı.
Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Dünya ve âhiret hakkında düşünesiniz diye Allah size âyetlerini böyle açıklıyor. Bakara -220)
Ayeti mü’minlerin helâkı olacak!…
Biz Kerbelâ’yı anlayamadığımız için kanı dinmiyor toprağın.
İşte bu ateşi gezdiren, beyanlaştıran Ehlibeyttir.
Mevlanın evi, mutlak kalbin mülküdür.
Yalan bilmeyen, doğru olan, haset ve gıybet nedir bilmeyen, dedikodu yapmayan insan namaz kılar.
Bu insanın kendi kalbini sevmesi Ehlibeyt sevgisi demektir.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Bir de kapısından içeri girmek nasibine mazhar olan Hazreti Selman’dır.
Beytin kokusundan, ruhaniyetinden hisse alan binlerce mübarek kul var.
Bu beyte kimse giremez.
Buraya sevgi ve aşk yolunda baş koyanlara oradan sevgi ve rahmet gelir.
Bu beytin sırrı akıl siciline giremez.
Zorbalıkta adalet, zulümde hak arayanlara “DUR!..demediğimiz için.
Kerbelâ şehitlerinin başlarını vererek kaldırdıkları, ümmetin izzetini ve şerefini kendi ellerimizle yok ediyoruz.
Küçücük hırslarımızın ardında yitip giden kayıp zamanlarımız bu yüzden!..
Anlayabilseydik oysa görürdük ki aydınlatmak için yanmayı seçenlerin diyârıdır Kerbelâ!..
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir.Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Çığırından çıkmış zamanları düzeltmek boynumuz borcudur diyerek birbir toprağa düşen mübarek başların, hakkı ve adaleti diriltmek için yaşayan yiğitlerin ölüme koştuğu yerdir.
Büyük hakikatler uğruna serden geçenlerin, yürek yükü iman olan şehitlerin vuruştuğu yerdir.
Nuru Resulullah’ı dünya perdesine aksettirip gösteren adesedir Ehlibeyt.
Ey aşk!..
Tüm bir varlıksın sen; hem taçsın, hem zincir; hem Peygamber’in davetisin, hem ümmetin halden hale geçişi.
Bizi yokluktan, ciğeri yanmış, susamış bir halde sen var ettin de gözümüzü şu devlet çeşmesine diktin.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Resulü Ekrem huzurlarına Cebrail (a.s.) bile geldiği halde ayağa kalkmazlardı.
Hz.Fatıma girdikleri zaman derhal kıyam ederlerdi.
Bu ne demektir, bunu anlamaya çalış.
Ben bunun niçinini söylersem bu büyük hürmeti tozlandırmaktan korkarım.
Sen sor öğren, yahut söylemeye derecen, sevgin yükseldiği zaman anlarsın.
Duruşuyla asil, mücadelesiyle onurlu.
Ölümü bir kutlu izzet, zalimlerle yaşamayı bir rezil zillet sayanların yurdudur.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Ya Rab eğer sırtım toprağa düşecekse, düşüşümü ümmetin silkinip kalkmasına vesile kıl” diyen Hüseyin’i anlayabilmektir.
Hüseyin’in düştüğü yerden ümmeti kaldırdığımızda.
İçi boşalmış barış ve kardeşlik sözlerini dirilttiğimizde.
Yeniden Kerbelâ’nın belâsından ve hüznünden önce hikmetini.
Ve hakîkatini taşıdığımızda çağlara, birlikte yürümenin anlamını öğrendiğimizde.
Müminlerin yardımına koşmanın hak olduğuna yürekten inandığımızda.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Dikenimiz senin sayende gül kesildi, cüzlerimiz kül haline geldi.
Gark eyledin bizi nura, önümüz de rahmet bizim, sonumuz da rahmet.
Gülü dikende gör!..
Dikensiz gülü herkes görür.
Tümü cüzde gör; ehliyet de budur zaten.
Şerabı korukta gör, varı yokta gör.
Ey Yusuf, padişahlar padişahlığını, saltanatı kuyuda seyret.
Gülü olmayan diken, yeşilliğin başköşesine kurulamaz; bir avuç toprak, canı olmadıkça başı, bıyığı nerden bulacak?..
Gül dikenle barışır, dost olur.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Allâh’ın lütf û ihsanı bahçeyi güllerle, çiçeklerle süsler, ihtişamlı bir padişah haline getirir.
Her an bahçeden elçi gibi bir hoş koku gelir de.
Ne duruyorsunuz!..
Recep, Şabanı, Şaban aşka Ramazan geldi geldi.
Muhabbet için dostları gönül bahçesine teheccüt vakti çağırın!..diye seslenir.
Bahçe içten içe kendi sırrını, kendinde bulunan gizli kuvveti sürükler.
Şems vakti garibler yürür gider, yol alır da sana derki!..
El çırp da bundan anla ki her sesin aslı sensin, her ses senden çıkıyor.
Gönül saraydır, sevgi bir sultandır der deliler şeyhi.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Çünkü ayrılık, yahut buluşma olmasa şu iki avucunu birbirine vuramazsın.
Sus artık, bahar geldi, gül geldi, diken geldi, gayb âleminden güzeller bizi davet için sıçrayıp geldiler.
Başkalarından üstün olmanız önemli değildir.
Önemli olan dünkü halinizden üstün olmanızdır.
Hüzünlerimiz, kederlerimiz ortaktır demeyi bildiğimizde anlayacağız Hüseyin’i.
İçimizde adım adım büyüyen çölü, birbirimiz için akıttığımız gözyaşlarıyla suladığımızda çoğalacağız.
Hem uğrunda ciddiyetle yaşanacak hem de uğrunda ömürden geçilecek davalarımız.
Ve sevdalarımız oldukça anlayacağız Kerbelâ’yı.
Kıyıma değil kıyâma kalktığında yüreğimiz işte biz o zaman anlayacağız Kerbelâ’yı ve Hüseyin’i…
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Ehlibeyti sevmeyen Resuli Ekreme yanaşamaz.
Hakkın emirlerini yerine getiren, yasaklarından kaçan, içinde sakladığı Ehlibeyt sevgisini beşeri kelimelerle münakaşa mevzuu yapmayan, bu sevgiyi içinde bir nur incisi gibi saklayan bir Müslüman, ona hürmetini daima abdestli bulunmakla ancak yapabilir.
Böyle olan insan doğrudur, yalan bilmez.
Kin bilmez, midesinde haram yoktur, derdini gizler, aç kalsa da bildirmez.
İsyanı yoktur, dilinden fena sözler çıkmaz, etrafını incitmeden korkar, kanaatkardır, sabırlıdır.
Kahkaha ile gülmez; tebessüm eder, dişlerini temiz tutar, anaya babaya, ihtiyarlara, kadınlara hürmet eder.
Böyle olan bir ehlibeyt aşıkının ben ayaklarını öperim.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Bunca asır geldi geçti, hiç ağarmadı Kerbelâ’ya vurulan o insanlık karası.
Kanasın hiç değilse şu rahata alışmış tenimizde bir Hüseyin yarası.
Ok atmak Kurretül-ayn’e değil mi aslını imhâ.
Sebepsiz mi bu gün hâlâ hakiki müslümân ağlar.
Bir günün feryâd ü figânını, bir yılın sükûtunda sabır ateşiyle demleyen canlar var.
Ateş daha ne yapsın bana yanmadığım, âh etmediğim gün mü var!..
Bir âh sesinde saklıdır âlem, görülmez bu yüzden işitilir;
Âteş-i aşk ile âh eyle sen dem be dem,
Her Hüseynî meşrebe Kerbelâ’dır bu âlem.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Feridüddin Attar, 'aşkın hâli'ni üç kelebek ile anlatır; biri ateşe bakar, aşkı ben biliyorum, der. Öbürü, ateşe yaklaşır, ben aşkın nasıl yaktığını biliyorum, der. Üçüncü kelebek ise ateşe atlar ve yanar tutuşur. Artık ona suâl olunmaz..
Ben kim oluyorum da gülbahçesinden gelen kokunla yetinmiyorum da yüzünü görme sevdasına düşüyorum.
Ne vakte dek çare nedir, dermanım ne deyip duracaksın?..
Sana çare aratan kim?..
O’nu ara…
Ne vakte dek gamdan can veriyorum deyip gamlanacaksın?..
Can nedir, bunu bilmeye hiç mi heves etmezsin.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Böyle olan bir kula, Ehlibeytin kokusu, arası kesilmeden gelir. Bu kokuya hak kazanmak ne mutlu şeydir.
Onun yüzünde temizlik ve güzellik şekilleşmiştir.
Bu yüzün altında hile, yalan ve hiçbir fenalık gizlenemez.
Ondan ne denizdeki balık kaçar, ne de havada uçan kuş, sokulur yanına kırk yıllık dostmuş gibi.
Böyle insan toprağa verildiği zaman, cesedine ne böcek, ne yılan, ne çiyan dokunur.
Temiz geldi diye toprak bile ona dokunmaz, ceset öylece kalır kabirde.
O kabire de nur iner.
Bir somun kokusu mu duydun, o kokuya doğru git de o koku, ekmek nedir, sana anlatsın, bildirsin.
Aşık olmuşsan aşkın delil olarak yeter sana.
Yok, âşık olmadıysan delil isteği de nedir ki?..
Şu kadarcık da aklın yok mu, buncağızı da bilmezsin?..
Padişah yoksa ne diye otağı kurulmuş?..
Şu gök duvağın ardında bir güzel yoksa, canın elindeki şu parıl parıl parlayan meşale de ne?..
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Erlerin gözlerindeki ateş, mahremiyet perdelerini yaktı gitti.
Sense perde ardında oturmuş.
Görünmeyen şeye inanmak da nedir?..demedesin.
Aşıklar Sultanı, gözümü yurt edinmemişse, her dişimin dibindeki bu bal kaynağı neden?..
Bizim başımızda senin hayalinden başka bir hayal yoktur.
Hiçbir başta bundan daha iyi bir hayal yoktur.
Geceleyin, köyünde gezenler nasıl sana gelen yolu bulabilirler.
Ehlibeyti her Müslüman sevebilir.
Fakat bu sevgiyi şekillendirememiştir, şekillendiren azdır.
Şekillendirdiğini zannedip kuru bir sevgi ve aşırı beşeri bir duygu ile müdafaa ettiğini zannedenler yanılmışlardır.
Bu sevgiyi şekillendirebilen insan, Âdemiyet hamulesi ile görünmek hünerinin sırrına ermiş olur.
İşte büyük insan budur!..
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Eğer, senin mum gibi aydınlatan yüzünün bir sureti yol göstermezse.
Senin yüzünün hayaliyle biz, yerimizi ve halimizi hep göz yaşının üstünde kurduk ki kimse bizim üzerimizden geçmesin.
Selvi ağacı ve çimen asla bu tazelikte büyümez, tatlı ve şeker asla bu tatlılıkta olmaz.
Aşk köyünde canı tehdit eden tehlike vardır.
Her ne kadar aşkın bulunduğu yerde hayati tehlike olmasa da canı tehdit eden tehlike.
Bu gibi insanlar değişik bir kadere ve kimseye nasip olmayan meziyetlere sahiptirler.
Bunları şeceresini söylemeye hacet yoktur.
Onlar olduğu gibi büyük insandır.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Bugün bu kubbenin altında öyle kullar vardır ki, Allah’ın verdiği helal rızıkları bile yerken utanırlar.
Şükrünü nasıl ödeyeceğim endişesi içindedir.
Minnetle hizmet eden çoktur.
Hizmet ettiğini minnet bilen azdır.
Hizmette bulunduğunuzu minnet bilesiniz.
O zaman kimse sizden şikayet etmez.
O zaman Ehlibeyti seven belli olur.
Eğer seninle senin adınla birileri can korkusu kafa veya mal isteği üzerine bir kavgası varsa ben kafayı canımı terk ederim.
Canımdan vazgeçerim ki kafa ağrısı ortadan kalksın.
Bizim ahımızın pek çok tesirinin olduğunu biliyorum.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Ama kendimizin bir tesiri olmadığı zaman o tesirin ne faydası var.
Aşığın sevgiliyi gördüğü bir halvette, ortada gözden başka bir şey olmamalı.
Gözün gamze ile her an binlerce aşığın kanını döker.
Öyle ki kimsenin haberi bile olmaz.
Ehlibeyte bağlı olmayan Resuli Ekremi hakiki sevmiş olamaz.
Canım başım kurbandır Ehlibeyte.
Ehlibeytin sevgisini kazanmak kuru sevgi ile de olmaz.
Ezbere bildiğimiz ama olamadığımız nice kelime ile irtibatımızı tazelemek için yazdırıldı bu yazı, o niyetle okunsun, mânâyı aslına mayalasın isteriz.
Biz de isteriz ki, sözler içimizden gelerek söylensin.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Bu Ey hitâbını can kulağıyla dinle ki ondan yayılan nur, gafilleri uyarmak.
Gâiptekileri hazır etmek, sâkinleri harekete geçirmek.
Cahillere işin aslını bildirmek, meşgul olanları boşaltmak.
Yalancı oyuncaklarını ellerinden alarak yüz çevirenleri.
Hakka döndürmek, sevenleri heyecana getirmek, müridleri teşvik etmek içindir.
O zaman içine hile girer, böyle sevgi tehlikelidir.
Böyle seveceksen sevmemek evladır.
Resulün emirlerini bihakkın yapmak lazımdır.
Onun için boş gürültü, boş laf insanı küfre kadar götürür.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.

Demek istediğim salavatların dilini öğreniyorum.
Şems vakti sana çıkan yolları bana açana hamdolsun.
Teheccüt vakti O beni silmek istediğim şeylerle karşılaştırıyor.
İmtihandan geçmeyen sevgi, saman alevidir.
Salman gözünden tamah etmez zira O’nun gözü üzerinde ciğer olmayan ateşe su döker.
Muhammed Aliy’le aç teheccüt vakti gönül dükkanını ki, şems vakti aşk olsun.
Mutlaktan açılan sayfasını bulmalı insan.
Kim Ehl-i beytten ateşsizdir, yok olsun böylesi, vesselam.
Efendimsin, bu dünyada itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa sendendir.
(Y.ed - Ehl-i Beytin Sofrası Albümü )

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 16.2.2025 16:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Ey Resulullah'ın Ehli Beyti, sizi sevmek farzdır. Niyâzî-i Mısrî k.s

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    "H.Z. Hüseyin,
    Kerbela, sükunet..."

    Doğrusu "iki yüzlülüğün" İslama girişidir o Kerbela, Hasan ile Hüseyin'in "iktidar için katli!"
    Bir türlü "Cahiliye" alışkanlıklarından kurtulamayan
    Sadece çıkar, iktidar, "ganimet", çökme, soyma üzerine kurulu Arap yayılmacılığı ve dinciliğinin geldiği yerdir o "suskunluk"
    Sabilere kadar uzanan canilik!

    Bizi de bulaştırıyorlar ya
    Kaygım, üzüntüm onadır Engin Bey,
    Tebrikler...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)