02.09.1970 İstanbul / Bakırköy
Sen hiç sevdiğini kokladın mı, gözlerin kapalı ve o yanında yokken?
Hiç gözlerinle sevdin mi uzaktan ve dokunmadan?
Sadece o seviyor diye bir şarkıyı binlerce kere dinledin mi
Dalgın baktığın dalgalarda onu görüp sevindin mi?
Sesini duyarım diye aradığında yüzüne telefon kapandı mı hiç?
Boş verip gece gündüz deliler gibi işe vurdun mu?
Gecenin bir yerinde, kulağına gelen sesi onun zannedip irkildin mi?
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
İspatı yoktur sevginin sadece sen bilirsin.
Aşkın terazisi yoktur büyüklüğünü tartamazsın.
Yaşarken kendin ’de aşkını zaten kimseye sormazsın
Aşkta beklenti olamaz, olsa da o zaten aşk olmaz.
Başkası için sevabına sevilmez oda zaten istenmez.
Aşk, severken iliklerine kadar sevmek,
Her türlü fedakarlığı göze almaktır.
O bilse de bilmese de secdede onun iyiliği için yalvarmaktır.
...........................
aşk kokuyor dizeler buram buram aşk kokuyor
her bir sözcük aşk diyor, hece hece dokuyor
iliklerine kadar hissedip yazmış aşkı bu şair
kimi yaşayıp yazarken, kimi yalnızca okuyor
............
aşkı kitaplardan ve şiirlerden çok önce tanıdım ama şimdi yualnızca kitaplardan ve şiirlerden okuyorum... şimdi çok sahici olanını okudum..
tebrikler şair.. herşey aşka dair..:):):):):)
ilk gördüyümden bu yana 44 son gördüğümden bu yana24 sene geçmiş,istanbul dönüşümde taşınmış
lar,telepatiyle oturduğu sehrin adresiz geçdi;ertesi sene evlendiyi sonraki sene kızının doğduğunu geçd
i,hiç inanamadım raslantıyla buldum,uzaktan bakış
dık;her şey doğruymuş,ölüyordum,geri döndüm,şim
di kızı 25 yaşında olmalı;yoşumuş renkli saçlı zayıf nayif biri;onuda uzaktan gördüm,tanımamı gerekdire
cek sebebde yok,durup durduk yerde hayatımı karış
dırdı,son günü bekliyorum,yaşlanmışım,çekilir tarafı kalmadı,bir bir sevdiklerim terkedip giderken ceza
mın katlanır tarafıda kalmadı,deyişik bir eleşdiri si
ze.
AŞK GÜLÜ DİKENİYLE AVUÇLAMAYA BENZER! ELLERİN KAN İÇİNDE KALIR AMA DİKENLERİN HESABINI GÜLDEN SORAMAZSIN
duygulu ve anımsatıcı ne diyebilirim ki .
tebrikler
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta