Aşkın Hicreti(Benistan'dan Senistan'a)

Bak işte geldin yine sol yanımda atışlarının hızında eriyor erişemediklerim.
Korulukların kendini gömen gölgelerinde gelişinin her adımına ırak sevmeler ekledim çekim eklerimle. Ve gün kendini bize verdin,aç kalıp yığıldı kavuşmalar.Erguvan renkli düşlerin gözleri seni çaldı sözlerimden.Doğumu sancısı çeken bir kadın ahları kadar azize bir çılgı ile çıkageldin.
Bir ses geliyordu içimden adına dair, yanına dair. Ağız dolusu bağırmak istediğimde kalbim durdu nefesim tıkandı kalakalmalara kal oldum. İçimden çıkartamadım seni. Ne sesle ne de sözle,ne özle,ne gözle…Haydi götür diyordu ses, senli doğanların som altın tapınaklarına,
Orada ruhun kutsansın,Meryem’I bakışlarla beni İsa kılan özlemlerimim doğumunu yaşa.
Yaşamanın her merdiveninde içsel bir sen beni tutuyor sıkıyor yüreğimin duvarını.Acıtıyor sensizlik yüreğimi. Biçare bir mecnun gibi kentin ortasında sensiz kalmak ne acıdır biliemezsin.Tutmuyorsun gelip üşüyen düşlerimden ellerimden. Uçurumlarda bırakıyorsun büyütülmüş yalnızlığımla... Bu yedi tepeli şehirde,yedi renge boyanmış yalnızlığım.Yüreğimi yedi parçaya böldün tıpkı bu yedi tepeli şehir gibi.Yedisinde neyse yetmişinde oymuşu oyluyor sensizliğim. Bir yanardağ olsam keşke
Hayaller kurulu bir yanardağ olsam.İnan razıyım öyle bir volkan olmaya,derinlerden özlemlerinin faylarından çatlamış umutlarına gelmek.Bir parçam sunak gözlerine takılıp gitti gidişlerin Hani bakarken hayat sunan, kalbimi yerinden uçuran o bakışlarına. Derinliğinde kaybolmak istiyorum o ela gözlerinin boyasında boyumun ölçüsünü almak istiyorum.
Bensiz gitme.Bensiz bakma.Uzaklıklar yangındır.Sensiz baktığım gecelerde
aysız kalabilirim..gölgemin üşüdüğü bakış sürecinde, alev yerlerinin son aşığı olabilirim sen gidince.Gözlerindeki yakıcılığı,benli bakıcılığı bırakıp gitme…

Bir paramparçanın sesine takıldı gitti buralar. Hani o yüreğini sesi verdiği heyecanlı sesin var ya işte o. Hep kulaklarımda çınlayan, son türkü gibi nakaratları kulaklarımda küpe. Şimdi kurşun geçirmez bir yelek olsun o unutamadığım suretin.Hangi güzelin kurşuni bakışları delebilir ki böyle. Unuttuğum ve belki de kasten unuttuğun son bakışın özümde
kimliğim ve kimliğime sakladığım o derin özleyişin nereli olmasını tümlüyorum.
Sen hep konuş, ben de dinleyim seni olur mu? Çünkü kelimeler seninle anlamla sevişiyor, sonra yeni kavuşmaların çocukları olur hayallerime. Hayat senden dinleyince hayat oluyor. Ne olur konuş benimle. Binbir gece masalları gibi süreğen beni sana urağan konuş. Ben vardım sende ben varamadım sende.
Ben gelirim umut akşamlarına.Varlığım giderdi sahipsiz arzular diyarına.Gelişlerde hoşluğun boşluğu.Eriyen yüreğin tüten her anında keskin sade umutlar
gelceği kayıp duygularımı hoşluğu kaplayan o fanusta sessizlğinle beni hapsediyor bilesin.
sen var dan ya da yok tan ; ama benden varolmadan önce ruhumun aranan denklemine tümleniyordun.
Bir parça sensizlik sigaranın dumanıyla sislere, hiçlere, hissizliğime karıştı.

Bir parçam,bir perçem yüzünün güzelliğine takıldı. Tıpkı Züleyha’nın Yusuf’a vurulması gibi. O yüzde süsledim, düşledim, işledim her anımı. Göremiyor gözüm,o yüzden başkasını ve görmeyecek bundan sonra yüzleri, yüzsüzleri,hatta yüzsüz gidişlerini. Takıldı kaldı gözlerim oracıkta.Ordayım. Hayranlığım şimdi Züleyha misali bütün imkansızlığı derliyor.
Bilir misin boşlukları dolduran hayallerin hoşluklara dert olduğunu.Bilir misin her bakışında çeşni olan bakışlarının resim sergisi gözümden düşmedğini. İşlediğin her soyut resim cinayetin katili olarak mı kalacaksın.
Tuallerine sığmaz,acımasızlığın son bakışınla yeniden çiz beni,çöz beni.
İkonalaştırdığın özlemlerimi çerçeve eyle, idlerimi kes benden …Egolarıma gem takıver.
Bir parçam düşlerinle birlikte sonsuz ve de umursamaz.Hiç gerçekleştiremediğin düşlerin var ya ha işte onları gerçekleştirmeye gitti bir parçam. Avucuma koydun kırık düşlerin buhuru nemli gözlerinden bulutlara sevişme anın yarattı akışların.Şimdi kendimden geçtim senin düşlerinin yağışlarında ıslanıyor uslanmayan sevilerim.
Sana armağan ettiğim en büyük gerçeğimde hislerim ermiş ve yanmış her anına seslendi.Sesinden şarkılar besteledim telsiz umutlarımla.Seni çaldım senden.
Senin adın bu yürekte emanet ettiğin niyetinde taşkın ve aşkındır. Sensizken çürümeye bıraktığım, sensizken durulmayan, sensizken susturamadığım atışlarıma aşk sayar taktım. Sayısını bilmek ister misin? Senli ne kadar attığını öğrenmek ister misin?
Ben sayamadım, özlerim, gözlerim,sözlerim, ummalarım, dahası hiçbir şey sayamazdı ki
Şimdi burada sensizken şerha şerha olmuş ölümsüzlüğünün küllerimden dirilişini tavus misali yeniden seni doğurmayı bekliyor her anım. Musa misali o leyyin sesinle çağır beni tur dağında nurlarınla, çözülmüş sırlarınla.Çağır ki dirilip geleyim bütün parçalarımla. Gelip konayım kara bahtının üstüne en kara dip kara sevdamla.
Can bağışla bu garip aşığa İsa misali. Yeniden dirilt beni bakışlarınla, sesinle, bana hitaplarınla.Bir yudum aşk suyuyla geleyim gönül kapına.Susuzum,suçsuzum,sensizim.Çıkart dipsiz kuyulardan Yusuf misali. Kaybolan bütün özlerimi geliş gemime aldım Nuh misali.
Çoktan düştüm yollara,sensiz her şeyi aldım sensizliğin hicretindeyim,ben geliyorum sana,sen gelmezsen de bekler ömür beni de senide..