İki yakası bir araya gelmedi bu aşkın ki,
İki dünyada iki elim yakasında ayrılığın.
Sessiz sedasız ölmek vaktiydi,
Yaşamaktansa bağıra çağıra.
Gitmekten geçiyordu kavuşmanın yolu.
Yolu kesilmişti kara maskeli geçkalışlarla,
Yusuf yüzlü mutluluğun.
Ancak aşkın gözyaşlarıyla yeşerecekti mahşer-i vuslat ağacı.
Ve gölgesinde dolacaktı avuçlarım ellerinle..
İsrafil'in çaldığı son şarkıyla dans edecekti ruhlarımız.
Azrail kıyacaktı nikahımızı.
Son denilen yerde bekleyecektim başlangıcı.
Sana yanışımla ısınacaktı,
Kahpe dünyanın buz tutmuş bağrı..
Sana yanışımla aydınlanacaktı,
Karanlık aşk cinayetlerinin ardı...
Sana ağlayışlarımla kanacaktı suya Kerbela!
Sana ağlayışlarımla sönecekti aşıklerın cehennem azabı..
Ancak aşkın gözyaşlarıyla yeşerecekti mahşer-i vuslat ağacı..
Şimdi usulca, hıçkıra hıçkıra susma zamanı.
Şimdi ebedi vuslata değecek kadar,
Hasret çekme zamanı..
Kavuşmak kadar çektiğin acıda gerçek olmalı.
Şimdi, seni görmek için,
Sonkez kapanacak gözlerim.
İki melek olacak nikah şahidimiz.
Aşkın gözyaşları Kevser'inde yıkanacak yaralarımız..
Şimdi her aşık bizimle sevecek ayrılığı.
Bizimle bilinecek ayrılmadan kavuşmanın kıymeti.
Bizimle son bulacak Geç kalışlar, Erken bitişler..
Bizimle dinecek AŞKIN GÖZYAŞLARI..!
{m.okcu}
28.12.2012
CUMA
Kayıt Tarihi : 15.2.2015 13:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)