Aşkın Gizli Günlükleri.2.-Tutunamayan Du ...

----------------------------------------

.
Bilgimize sığmayan Aşkı nasıl umumileştirelim bu yüz nasıl kepaze olsun dostun duasına.

Umur-ı külliyesin hayattan ayrı olan bir hakikatsin.
Aşk ilmin alime akar damla damla ve hayatıma nispet eder buruk tadın

Ellerim uzanınca dost yalnızlığına nazar et şimdi
Kendimle kaim seninle hükmolunan zatında zahirliğin son bulacak.
Ayn-i vücuda nispet parçalanmayı kabul etmeyen aşkla yolculuğumuz.
İrtibatımızın hasıl olduğu birleştirici dualar sağlam ve kuvvetli.
Biz aşkı bir vasıf ile vasıflandıramadık sevgiye arkadaş olamadığımız hayatta.

Kırılgan hüzünlü hallerle biz aşkı zati olan vücub-i has'tan başka bir vasıf olduk.

Ve biz aşkı bizim ile bizden bildik, kelimelere sığmadı tarifsiz
Gani olması ona muhtaç olduğumuz şeyin mislindedir.
Tek varlıktan çokluk meydana geldi dualarla.
Zem ve hamd'dır seni sevmek, ruhumda oluşmuşsun
Ve bunu iki avucum içine aldın mertebesini gösterdin vefasını aşkın.
İlk tecellin hikmetin özü zatının aşkta, düşlerden yoksun
İhsansın esma yönünden gelen saygıda zevkle özlenensin.

Kul dileğiyle istememe zuhur ediyor gelişin ağlıyorum.
Kamil ve üstündür hamd-u senama tecellindeki dualarla marifetin.
Halis kulsun aşkla ihsan diliyen sükut eden hallerdesin.

Kaderden ileri gelir dileklerin vakte uygun gözyaşlarınla.
Şuurum yok oluyor sevginde dileğin gizli haldir.
İlk tecellenin sırrı hasıl oldu ayn-i sabitte keşfettin sana sonsuz tecelli ediyorsun.
Vasıtasız ilahi tecelliden meydana geldin bundan başka olmaz hoş geldin kadınım

Seher vakti gördüğüm çoban yıldızının sırrında yüzün.

Utandırma bizi ne yapacaksın aşk diyorum.
cezalandırıyorum sömürülen hayatta kendi kendimi sürüyor çobanlığımla gönüllüyüm.
Her adımda mutluluk sürgünlüğüm berrak aşka
derin garipliğimle yorgunluk havada yıldız yıldız.
Sen yoksun teselli arıyorum nerdesin dedikçe.

Semada vefanın hüznü aşkla hasretle bekliyorum dua dua kuytularımla sana geliyorum.
ezel ve kıdem gerçekleşti gözyaşların damladıkça alnına.

Keşif ve şu hedayla benden buraya kadar.

Sen ilahi hediyesin hatem-i velayetler eşliğinde.
Hatem-i evliyada yıllarca çilelerim nazarındasın.
Adem çağından varıncaya kadar hallerim dua dua senin için feyzine.
Şaheseri ayırt edebilirmisiniz..? fısıldayışları sana
Muhabbetin başladığı yerde arıyor çareyi ebedi edepte parmakların hizmetkarı kılıyor duaların.
Ben seni anlatamıyorum beklenmedik sevdalanıyor misafirperverliğinde dualarım.
Ruhuna uygun dilenme eyleminde yaratıcılığın sevdasında ölsem.

Bir zahmet siz buyurun parmaklarımda bırakılan dua sözcüklerini şiirleştirin.

Hizmet ediyorum ruhuna madem bizi istiyorsun aşk.
Niye biz sizin ayağınıza gelelim ve sen hep yalnızsın dünyada aşk.
Hasretin sona ersin hayranlığım dua dua sevgiliye.

Tanıtıyorum sana bıkmış olabilirsin,bu huzur yanan ateşim
tanımadığım bir çok kelime sessiz sedasız beni avlıyor
aşka gönül vermiş birinin elinden çıktığı besbelli avareleğim.
Demek ki bu aşkın kaidesi sensin hüznün saatinde

Siz anladınız mı ne olduğunu?

Beklentim yüksekte değil! Damlamakta kırmızı aşk
Mütevazı sayılanları bekliyorum, tiryakisi kesilmiş suskunluk

Vefalı dualarla basit bir erdemle yetiniyorum.
Duyguyla filizlendi hayran bakarken bir çobanın dua kavalının gönlünde tutkun.
Bu süzülüşüm oklanmış yorgun dalgalarımda uğuldayan seslerin hıçkırıkları her şeye rağmen.
Ruh halime uygun duada nereye gittiğini uyandırır rüzgar.
Yığın yığın uyukluyor yurdumda duaların saçların arasında

Ne güzel bir sohbet gerine gerine anlatıyorum seni aşka yaklaşıyoruz.

Ve benim için hem beklediğim hem çok şaşırtıcı son aşk başladı.
Düşünüyorsan bu öykü senin için uyuyan şakaklarına
Işıksız bir tünelin içinden yürüyorum akşam kızıllığında
kalbim hızla atıyor yaşayan gizlerine aşkın vakıf olmak için aşkla

Uzun ve karanlık tünelin sonundaki uzak aşk ülkeme göç ediyorum dualarınla keşfettiğimsin.
Silinmişti zihnim duaların ruhlarla uyumunda.
Eski yaşam ılık bir esinti kocaman kırmızı vaktinde

geldi dokundu ince zarif ve içinden gizemli nehirler akan gözlerinde anlam kazanan yüzünde aşk.

Bir melodimi çalındı kulağına eski günlerden tek başına değilsin
yadigar sesle irkildi sesin duyulunca yalnızlığına vefalı aşkın.
Zamanın tortularıyla yükselen aşk ruhuma çöküyor hüngür hüngür ağlamak tuttu dualarımı.

Kendim artık geride kalan karanlık,titrerken sönen çığlığım
Temas etmemek için çıkış kapısının yerini belirleyen duaların ışık çizgisine odaklanıyor.
Eski günleri anımsatan duaların açtı yüreğin farklı duygular varlığına
Dualarım hüzünler bulduğu sese sarıldı tüm varlığımla.

Onun rehberliğinde ilerlemeye devam ediyorum.

Dualarının açtığı kapıya doğru çarpıyor kalbim.
Ruhuna sarılıyor duaların her dokunuşunda uykularımın sarhoş gelinciği

fırtınalar denizinin ortasında kalmış minik bir yelkenli gibiyim.
Unuttuğum ıslak bir sıcaklık hisseti gözlerim gözlerinde.
Etrafında kanatlı melekler hep uçacak ve dokunacak hapsettiğin kilitli bir kutuna.
Bir an içtenlikle gülümsedin uçuşan anıların arasında.
Ruhumu almaya başladı duaların ışıklı gölgesi senin şarkın olsun.

Kapının önüne gelince derin bir nefes aldı ve çekti içine karışmış besmele.

Bilinmeyen bir yerden hızlı adımlarla yıllardır
Bekliyor muş casına sabırsızlık döküldü duaların
Masum hıyanetlerimiz var, doğarken batan yanlarımıza.
O yitik kalan zamanların izlerinde, bulmak için gizlediğimiz takıntılarla.
Ruhsal edimleri irdelemeden, çıkarız hep bir başka yolculuğa.
Nasıl yaşadığımızı sorgulamadan, biri fısıldamakta
Tanık ediyoruz içimize işleyen yanlarına yalnızlığın.

Geçmiş zamanda peşi gelmeyen çelişkilerle.

Tek takvim yaprağında kalmıştır gecikmiş aklımız.
Sayfalarına yansıdığında umudun,soluksuz dile gelir.arayışlar.
Kendine aitmiş gibi yaşanan yalnızlar arasında.

Konuşamadıklarımız yüreğimizdeyse yaşanacaklar hissedilendir.
Sözün dolaşmadığı yerdir,daha sessiz gidelim
Kendinde iz bırakan çağrışımlarla hayalleştik.
Hiç bir yanımızın masum olmadığı çıkar ortaya dostça.

Görevin ardından geri mi gidecektin? Gidebilirsen! Yada gidemezsem?

Sessizliğimi anla sözcüklerden ilerde anlatamadıklarım
daha açıklayıcı kendime dualarla itiraflarım, fısıldanan bir soru
Buluşma noktan sınırında ecel gibi öğrenmek için.
Yüreğinden içeri adımlarını attığımız anda sevgi tanışmasıydın.

Savrulunca dualarımın sessizliği kapladı ortalığı.
İki yabancının gözlerini dikmiş şaşkınlığının değildi.
Yüreğe sipariş edilmiş bir sesin vuruşun dostluğa eğildiğini fark edendik.

Yudumlayarak aşk şarabını dualarla sabahı ettik.

O gece sormaya cesaret edemedim ölü bir gölgeydim.
Benim bildiğim kadarıyla sınırı geçebilmişti duaların.
Pek çaktırmasada aşk gizli bir haleti ruhiyedir dua aleminde boşluğun

Ne okuyorsun enginliğinde aşkın sırrında.
Çok mu seviyorsun mecnun olmayı,yoksul günlerin ötesine
Sessizliktir aşk dikkatin dağılır hayattan boyun eğişin
. Ateşinden duramaz garipleşirsin faziletinden nura boğan.

Niye ve neyi okuyorsun diye sorar çoban yıldızı.

Kendini çoktandır kanıtsadıkların giderek ustalaştığın sıkı soru-yanıt divaneliğine düşer
Derin bir oh çekemezsin aleminden,gülmeyen şeytan uyuşturan
O an akan sular durur dün getirilip çağlarsın yalnız.
Nedenini hiç düşünmediklerini düşünmek de istemezsin.
Şunu hep merak ettim? Nedir bana yazdıran, neden sevdiğini merak eder insan.
Aynı soruda ayrılan sebeplerse garip zikrim, birde aşk şarabı
Aklımı aşan ruhuma gelen berduş üstadın bence en iyisi.

Tedirgin gölgeler suskunluğun dehşetine inat, bir yabancıdır ruh bize

Avucunun içi gibi bilen bir sensin, yolumun sonuna varmak tek istediğim
İlk gizli olmayan görevim sevgine lisan olmak aşkın gizli günlüklerinde
Bir daha asla hayat benden kaçmayacak geldiğinde
Mihrabın ışıklarını yakıyor çiğ tanesi şafak vaktinde duaların
Bakıyoruz bir birimize, sus sus diyor sonsuz hüzünler
Kapılmış gidiyor akşam vakti kaybolana kadar susmalar
Tatlı bir sarhoşluk etraftaki yıldızlar sönmekte düşünmekte melekler

Ruhumun içindeki karanlığı gördüm karanlıkta ayna gibi yansıyan yüzünde
Fakat çözemedim bismillah düşecek dudaklarından okşarcasına..
Susma susma..aşkın gizli günlüğünü yaz adamım gizemle! diyorsun
Söylenecek bir şey yoksa en iyisi susmaktır kimseler görmeden.

Tel afer….14:12..2008…20.40…Engin Demirci

http://www.beyazrenkler.org/forum/showthread.php? t=12468