Aşkın Felsefesi 2

Aşk nedir?
Bir soru mu, bir cevap mı?
Bir başlangıç mı, yoksa sonsuzluğa açılan bir pencere mi?
Biz mi aşkı buluruz,
Yoksa o mu bizi seçer,
Kendi yazgımızın içinde?
Aşk bir fikir midir?
Soyut bir kavram, bir ideal mi?
Yoksa varoluşun en somut hali mi,
İki tenin çarpışarak
Yeni bir anlam yaratması mı?
Bizi tamamlayan mıdır aşk,
Yoksa eksikliğimizi hatırlatan?
Platon’un yarım vücutları gibi,
Kayıp parçamızı mı arıyoruz?
Yoksa Nietzsche gibi,
Kendi varlığımızı aşmak için mi seviyoruz?
Aşkın doğası değişir mi,
Zaman gibi akar mı,
Yoksa her ânında sonsuz mudur?
Bir ateş mi, yoksa su mu?
Bizi yakarak var eden mi,
Yoksa eriyerek bir kılan mı?
Ve aşk, bir özgürlük mü?
Yoksa en tatlı esaret mi?
Kendi varlığımızdan vazgeçmek mi,
Yoksa en saf halimizle var olmak mı?
Belki de aşk,
Ne bir soru ne de bir cevaptır.
Ne bir başlangıç ne de bir son.
Aşk, sadece olandır.
Ne anlatılabilir,
Ne de tam olarak yaşanabilir…
Sadece hissedilir,
Ve o his, tüm felsefeyi susturur.
Aşk