Cok yorgun siir yazilmaz.
Ve cok yorgun yogunluguda, dardir duygunun.
Ama icimizde, kirletilmemis beyazliklarda akiyor iste birseyler.
Öyle diyelim.
Akiyor ve alip götürüyor, beni yine hic bilinmeyen duragina askin.
Hani o gecmiste, bizi bizden alan ve götüren, belkide su an bizim icin cokda olagan ve yapay olan asklara ve sevgililerine.
Hani o dilimizden düsürmedigimiz sözlere, acemi sevislere, yeniden yaratildigimizi ve yasamdan müthis bir zevk aldigimizi sandigimiz, günlere, saatlere.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim