Hani en az bir kez gitmek boynunun borcuymuş ya aşkta
Ödedik diyetimizi bizde
Elde ne var diye sorma
Kahveyi arttırdım bolca
Uyku düzeni diye bir şey kalmadı
Her şey gibi onu da verdim araya
Saçlarımı kestirdim, eskisi kadar özenmiyorum makyajıma
Ha bir de tekrardan sigaraya başladım
Eskiden olduğu gibi “en kadim dostum o” bahanesine sarıldım
Annem çok kızıyor
“Ne kadar canın var ki içiyorsun o pis şeyi” diyor
Söyleyemiyorum nedenini
Susuyorum
Şebnem Ferah dinliyorum arada
“Sil baştan başlamak gerek bazen” diyor ya
Denildiği kadar kolay olmuyor asla
Uzun uzun yürüyüşler yapıyorum
Ucu bucağı sana varmayan yollarda
Eski Türk filmlerini izliyorum
Kıza araba çarpıyor kör oluyor
Yakışıklı jön ameliyat parası için hırsızlık yapıyor
Kız meşhur oluyor oğlan hapse düşüyor
Sonunda onlar bile kavuşup, mutlu oluyor
Bir kez daha anlıyorum ki;
Mutlu sonlar yalnızca filmlerde oluyor
Mevsim güze dönüyor
Ellerim her zamankinden fazla üşüyor
Günler ayları aylar yılları kovalıyor
Kimseleri sen gibi sevemiyorum
Kitap okuyorum,balık besliyorum
Menekşeler büyütüyorum cam kenarında
Elimde kalanlarla mutlu olmaya çalışıyorum
Kimselere için için kanadığımı belli etmiyorum
Gitmek diye bir şey icat edildiğinden bu yana
Her giden kör ve sağır
Her kalan mutluymuş rolüyle Oskarlık oyun çıkarmakta
Ne gökyüzünün sahibi kuşlardı
Ne de tüm okyanuslar balıklara tapulandı
Aşk'tı adı, yalnız dile kolaydı
Öyle kuşla balıkla oyalanarak atlatılamazdı
Hayata olan tüm bakış açılarını
Acı olarak sana sunardı
Bir yıldızlar çaresizliğime naçar kaldı
Bir de sen yokken savurduğum buruk tebessümler hükümsüz kaldı
Kayıt Tarihi : 21.9.2016 19:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sensizliğin Şiir Yanı