AzraiIi kapımdan kaç kere kovdum
Prangasını zincirini bin kere kırdım
Aşkın alevleri göz yaşlarımla söndü
Bunu duydun mu hiç duydun mu Safi
Bin parçaya bölünmüş bendeki yürek
Bilir misin hiç bunu bilir misin Safi
Boynuma takılmış çözülmez ilmek
Yakıyor beni her gün yakıyor Safi
Aşkın diyarında yüklendim yükümü
Ağırlaşıyor her gün sırtımda benim
Gönül dermanım bilmeyen hekimin
Vursa da neşteri ne fayda Safi
Ölüm gelip kaç kere kapımı çaldı
Ömrümün bütünü yarıya indi
Kimi çok acıdı kimisi güldü
Yalnız üzülen sen değilsin Safi
Var mıdır bilen aşkın tarihini
Ateşe atmadılar mı Hz. İbrahim'i
Pir Sultan'ın asıldığı gibi
Şairlerin kaderi böyledir Safi
Enel Hak dedi de derisinin yüzdüler
Parça parça edip göle saldılar
Hallaç Mansur'un ruhuna leke sürdüler
Acının da acısı var unutma Safi
Seversin de aşkın bilinmez ise
Kararan bir ruha ne söylesen de
Birde ta derinden vurulmuşsan
Sırrını kime açarsın Safi
Şiirler senin kulaklarında nağme
Kalplere sunulan altından damla
Kitaplar yazılar hepsi bahane
İçin için yananı hiç gördün mü Safi
Üzülen yanan yalnız sen değilsin
Sanma ki aşk ateşiyle yanan tek sensin
İçimdeki gizli volkanı nerden bilirsin
Şükret haline şükret Safi
Ağaçlar kalem olsa denizler mürekkep
Yazsam derdimi buna ömrüm yetmez
Seven şairlerin halini kimseler bilmez
Alın yazımız böyle yazılmış silinmez Safi
15.11.1993
Dost ağabeyim Şair Cemal Safi’ye ithaf olunmuştur.
Paşa Özgür YıldırımKayıt Tarihi : 21.11.2014 11:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!