Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Seni bir carsamba gunu terkedecegim,
Persembeye dogru gidecegim,
Kimbilir ,
belki gelecek cuma,ya yeni sevgilere merhaba demek icin.
Saygilar.
zaten herşeyi bitirmek için başlıyouz..
terketmek için gidiyoruz sevgililere..
ve sonunu bile bile çıkıyoruz yorucu yolculuklara mutlu olmayacağımızı bile bile..
Bu tür şiirlerde; sayfayı açmak için parmak ıslatmak, şaşırmayı önlemek için bir işaret koymak, kürsüde konuşurken bir yudum su içmek gibi tatlar vardır, şairi zaten iddialı değildir ve o an ders arası teneffüse çıkar gibidir ve de bu tür şiirlerde fazla eleştirisel kafa patlatılmaz. Her şairin böyle şiirleri vardır. Ceviz ağacı yaprağı koklar gibi. Anekdotsal, fıkracıksal, öykücüksel... Sanatın sınırları yok. Yağmuru beklemezken bir damla gelir alnınıza... işte öylesi hoşluklar. ramazan topoğlu
cuma
cumartesi
pazar
yine sana döneceğim
sen bıraktığım yerde bekle beni
ben bir dolaşıp geleyim...
Bu şiir kelime anlamı bakımından değerlendirildiğinde ve eğer önyargılı bakılırsa şiirin yansıttığı özelliğin çiğ olduğu düşünülebilir. Fakat, şiir yorumlanırken
1- Şiirin kelimelere kazandığırdığı yeni ve anlamların gücü
2- Şiirin herkezin bildiği kelimelerle yazıldığı ve ağır bir sorumluluğun bu kelimelere yüklendiği
3- Şiirde tüm topluma ulaşabilme özelliği,
Bu şiir anlaşılamamaktan muzdarip şiirlerin yazarlarına çok ciddi baskı yaptığı, ve bu şiir de hangi çarşamba terkedebileceğini bilemeyen ve bir perşembe de yaşayacağı yalnızlığı anlatmıyor mu?
Şiir kelime yoksulu kabul edilebilir ancak, anlam zenginliği ve hayatın sürekliliğini ifşa etmesi bakımından ise mükemmel...
tanıtıYORUM
Aa unuttum söylemeyi sayfamda kısa şiire bir örnek var adı'kekemenin paranoyak şiiri'belki bakarsınız iki satır
Günlerden Perşembe, Şair terk ettiğine seslenir,
'Sana en muhtaç olduğum şu anda gel
Yaşamak olsan da gel, ölüm olsan da gel.'
dönüYORUM
nasıl olsa dönüp tekrar pazar gününe geleceksin,kürkçü dükkanı misali ama üç gün tatil iyi gelebilir
Aşkımızın Son Çarşambası
Pazar
Pazartesi
Salı
Seni bir çarşamba günü
Terkedeceğim
Sonra başımı alıp
Perşembeye doğru gideceğim
Kim ne derse desin ''BENCE'' harikanında ötesi.
Saygılar...
Dr.İbrahim Necati Günay
( www.ultrailan.com )
Ümit Yaşar Oğuzcan'ın en uzun şiirleri de dahil tüm şiirleri gibi bu da beni tam taşmak üzereyken durdurup, heyecanımın kursağımda kalmasına neden oluyor. Tarzı bu, ya da ben yanlış anlıyorum... Her şiiri bende 'birşey yazmalıyım' hissi uyandırıyor. Devam etmeliyim, burada kalmamalı.. Fakat eminim şair tüm söylemek istediğini söyleyebilmiş- fakat benim gibi duygularını henüz tam anlamıyla çözümleyememiş, zeki olmayan insanlar illa beni de yansıtmalı deyip devam ettirmek istiyor... Ama zeki olmadığımızı kabullenip tekrar okursak aynı hisleri hayatımızın herhangi bir döneminde yaşadığımızı hatırlayabiliriz...
ve terketmenin ne kadar zor olduğu da ancak bu kadar anlatılabilir...
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta