Aşkımız vardı, sonra her şey vardı
sen vardın senin ince bellerin vardı
sonra bir kent güneşi gibi sırıtan hüzün
yani o zamanlar, her şey biz kadardı
belki kısa süre kaldık orada
kaldığımız yeri bilmeden…
Adamlar gelirdi ışık içinde, bir de teyzeler
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
tebrikler
'sonra ben vardım, ensende bir kurt gibi uluyan
soluğum vardı, parmaklarım yetmezdi dokunmaya
senin görmediğin sana dokunan
yüzlerce yerim vardı,
çıkmaz sokaklar emekli, yorulmuş sokaklardı
orada en yalın halimiz, el ele tutuşmalarımız akardı
hani o teyzeler gelirdi yine, biz görmeden
çarçabuk toparlanışlarımız vardı, '
şair olmuşun...benim haberim olmamış..üzüldüm çocuk:)
Kutluyorum sizi...
Ve şiirlerinizi OKUMAYA geleceğim...
Sevgilerimle
Çok ustaca işlenmiş bir şiir. Ne denebilir ki... Tebrikler Mutlu
ee göz bu kayoyorrrrrr:)) akıl zate dağınık:p
bak ya benide kendine benzettiiiiiiii:)
Kardeşiiiimmm yorumları okuma sen de halla halla ya :) kaçmaz şiirimiz büyüsü bir iki sözle kaçıyorsa valla billa yazmam daha şiir :p
bak gördün mü yine girdim tartışmaya ne yapıyım ya gencim kaynıyorum durduğum yerde duramıyorum yürüyorum koşuyorum :p
Sevgili Mutlu'cuğumm ben bu şiiri hatırlıyorum ve bu haliyle daha bir zevkle okunası olmuş diyeceğim diyeceğim ama yahu ihtiyarlatın beni:)
Kaç kere dedim şiir altında tartışmalara girme cevap verme, git başka yerde tartış, şiirini düzeltmen gerekiyorsa gel düzelt abi yaaa:)
Gitti canım şiirin büyüsü hıh:p
Sevgilerimleee
adamlar ışık içinde gelmiş, güzel de gelmişler, öpüşmekten yorgun düşen dudaklar değişmiş, ayaklar olmuş yürümekten yorulan, o da güzel olmuş, elele tutuşmaların akması hoş yakışmış o dizeye ve ve ve...
en zengin halimizdi göz göze vermek
yaprak düşmesi kadar zamanda
gözlerinden gözlerime bir ılık mevsim akardı
sende bir toprak ıslanmanın tadını çıkarır
bendeki çamurlar kurumaya başlardı,
dudaklarımdı kelem, dudakların kâğıt
dudakların kalem dudaklarımdı kâğıt
herkes böyle yapabilir mi? Nerdee!
aşkın imzasıdır dudakları birleştirmek
....
sona pek yakışmış bu kısım yalnız kelem sözcüğü farsça lahana demek hoş durmamaış ve zannımca orası kalem olacak değil mi? :))))....
evet aşkın imzasıdır birleşmek...neyseeee
güzel olmuş güzel, bitmemiş olduğunu şiirin eksik olduğunu hissetmiştim acele kaydettin iyi olmuş böyle ama bence hala oynanacak bir iki yeri var gibi...neyse başarılar çocuk ışık dol emi...ışık dol ki görebilsin kör gözler gerçekleri...eyvallah sal kağlıcakla...
:)
Mevgili Hakan abi 'tren' fransızca'dan gelme biliyorsun Dünya'da arapça kökenli, bizimkiler dünyayı çevirirken uygulamış uygulanması gerkenleri, ama bu 'tren' sözcüğü Türkçeleşirken bunda bencilce davranmışlar, yine sen de biliyorsun Türkçe de tek harften hece oluşmaz 't-ren,trafik vs.. çok var'' Türkçe'de dilden çıkan bir ses mutlaka yazarken de bulunmalı ya o açıdan.. bu yüzden tiren... Bu yaptığımı Cumhuriyet döneminin başındaki şairlerde yapmıştır Türkçe'yi savunmak ve bazılarını uyandırmak adına...
(ama tabi gelmeyeceğim, ölmeyeceğim, gitmeyeceğim gibi sözcükler konuşma ve okuma ağzında gelmiycem görmiycem vs. gibi okunuyor bu da ayrı bir tartışma konusu...)
Örneğin biz üniversite sözcüğünü de Fransızcadan almışız ama Türkçe'ye uyarladığımızda kökeni Fransızca da olda kısmen Türkçe'ye de uyuyor... üniversite...
Neyse konu uzun seninle uzun uzun konuşuruz şiirin sonundaki benzetme hakkında da... :)
övgüler hakan :)
Kardeşim tebrik ederim. Çok güzel bir ezgi yakaladım şiirinde.
Sevgilerimle,
Bülent KORKUT
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta