diktir ve dardır ezelî
rumelihisarı sokakları dünyalar güzeli
döne döne iner karşısında masmavi deniz
erguvanlar erikler ıhlamurlarla bezeli
kamaşır göz yanar geniz
dönersiniz bir yeni apartman
sade sıvalı duvar dümdüz
pencere kalfa zevki yırtık görgüsüz
dönersiniz cumbalı çıkmalı bir eski ahşap güzeli
dönersiniz çınarlar arasında alabildiğine deniz
eski yollar kambur kumbur arnavut kaldırımı
şimdi kirli suratlı asfalt
sevimsiz mi sevimsiz
iniyorum
solda mezarlık sokak denize konuş
sağa kıvrıldın mı büyük yokuş
önümde kadim surp santuht ermeni kilisesi
bahçesinde boğaz leb - i derya
ağaçlar kediler ve bir dolu kuş
tahta kanepede hayganuş teyze ile madam surpik oturmuş
ve ilerde şair nigâr okulunda çocukların neşeli sesi
yeni oluşmuş yeni okumuş
dümdüz denize iner yokuş
âsudeliğin yerinde egzoslu yeller eser
arabalar kamyonlar itiş kakış
ne madam kayani’nin kocası topumuzu keser
ne ohannes ustanın küçücük ayakkabıcı dükkanı
ne yoğurtcu hasan
ne tenekeli eşekleriyle sucu şabettin gezer
iki taraf eskiden bozma yüksek yapı
elbette çoğu artık yabancı kapı
ne arkadaşımın haminnesi hacer teyze kahve içer
ne abimin arkadaşı sabri abi balkondan balkona
tenekeci hristo ve balıkçı kirkor’la gırgır geçer
ne madam efemiya’nın işveli kızı zoyiçe
terzi yorgo’ya uğramış kendine entari biçer
ellili yıllarda başlayan çirkin kalkışmada yıkıldı surlar
ne ermeniler kaldı ne rumlar
kaybolup gitti beş yüz yıllık şehrin şaheser insan mozayiği
asıl işte o zaman kültür başkenti yapacak en değerli unsurlar
ne o dostluk kaldı dededen toruna
ne hayrı dokundu türküne ermenisine rumuna
yerlerde süründü hilal ve haç
bir 6 - 7 eylül yaşadık ki rezilâne sâfi utanç
kapkara bir leke insanlık ve ülke onuruna
ve bu ayıp hâlâ tamire muhtaç
iniyorum yokuştan
peşimde mahallenin dost köpekleri
ve yine tanıdık birkaç pisi
anılar da geliyor peşimden teker teker
karşımda gözümü acıtan boğazın parlak mavisi
ki içinden devasa tankerler geçer
kulak tırmalar birden acı bir düdük sesi
sağda sultan mehmet’in taş kalesi
solda hep poyraz üfüren yuşa tepesi
sıralanmış elpençe güzel cariyeler misal
kanlıca anadoluhisarı küçüksu kandilli
dünyanın en büyük ve güzel tablosu
yalılar fıstık çamları gizemli derin kayıkhaneler
yaz başında erguvanlar kırmızı mor
gelin gelin pırnakıl bembeyaz erikler
kayık çekekleri arasında yosunları okşayan su
kıyıda birkaç derme çatma balıkçı kahvesi
ve yürürken sürekli değişmede resmin çerçevesi
iki uçta iki tarihi cami arasında
hisar’ın dar meyhaneler caddesi
her evde mutlaka denizli bir pencere
ve hepsinin yeni süsü
metalik köprü görüntüsü
eskiden kalma birkaç şirin cumba
ve karanfiller ve cam güzelleri ve eski kadınlar
hepsi sigara yakar ve düşünceli denize bakar
gözlerinden kimbilir ne sisli görüntüler akar
bir deniz köyüdür rumelihisarı
karadeniz gümbürlenir kuzeyden
marmaraya koşar nehir gibi yüzeyden
yazları meltem meltem öpüp koklar
kışın buz tipilerle tokatlar
deli mi deli fırtına deli mi deli kar
diktir hisar’ın yokuşları
akşam yorgun insanlar ağır ağır çıkar
ve her sabah dinlenmiş tazelenmiş
iş telâşesiyle ekmek peşinde
koşar adım denize akar
dimdik bir yamaca sırtını vermiş
deniz ve fatih sultan’ın şehitliği ile
iki rüzgâr arasında sıkışmış hisar
poyraz sızım sızım sızlatır
lodos kavurur yakar
hoyrat ve soysuz siyasetçiler yoluyla
artık gecekonduya dönüşmüş mezarlar
saygısızca yokedilmenin hüznüyle susarlar
her dem güneş içinde
her dem mavi mavi
şıkır şıkır boğaz
bir büyülü nektar gibi moryeşil billûr tasta
şehvetli bir odalık edasıyla yatar
biz ona tutkun
biz ona hasta
o bize naz atar caka satar
(22 kasım ’06)
Fuat EriçokKayıt Tarihi : 22.11.2006 15:31:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yarım asırdır inip çıkıyorum o yokuşları.. Evlerin yarıdan fazlası değişti.. Çoğu yandı koca meşaleler gibi.. İnsanlar.. İnsanlar.. Ne dostları taşıdık omuzlar üzerinde Aşiyan'a.. Ve babam.. Ve canım anam.. Ablam.. Bu güne kısmetmiş yazmak.. Demek şimdi gelmiş sırası.. Burada yaşadım.. Burada ölmek istiyorum.. Rumelihisarı'nı çok seviyorum.
![Fuat Eriçok](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/11/22/askim-rumelihisari.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!