İstanbul olsaydım senin için,
ve sen de Kız Kulesi.
Peki *boğazımda kalır mıydın yine?
En büyük prangayı parmaklarıma vursunlar istedim
Yazamayayım seni, canım yanmasın, kanım donmasın...
Sev beni istedim, ben ateşlerde yanarken sen cenneti yaşa istedim.
En sevdiğim mevsim; sonbahar ol istedim
Son baharım değil...
Sinirime yenik düşünce küfrediyorum sana,
Sonra küçük bir çocuk gibi azarlıyorum kendimi,
Pişman oluyorum...
Aslında sana da hak veriyorum
Cahildik o zamanlar, çok sevdik...
Aşk, odamızdı.
Darmadağın ettik giderken,
Annem bile toplayamadı.
Hatırlıyorum da huysuz bir çocuk gibi tutturur da tuttururdum şöyle olsun böyle olsun diye.
Ne mücadeleler verirdim geceleri sana sarılıp uyuyakalmak için,
Yere düşerdim ya arada dizlerim kanardı hani,
O zamanlar şöyle derdin; '' Geçti, yok bir şey ''
Evet geçmiş...
Sen de dahil olmak üzere yok bir şeyim...
Senin gibi kokuyor yalnızlık, beni sardıkça alışıyorum ona.
Sigaram senin gibi, yandıkça yanıyor benim için.
Peki adına içki dediğim aşkına ne demeli...
Gözlerin kadar deniz karanlık,
Boğuluyorum...
Sonunda oluyor derken, solumdan oluyorum...
Hatırlıyor musun? Zamanı piminde barındıran saati durduruşumu, yatağa uzandığımda sana olan tutkumu.
Gözlerine her ne zaman baktıysam içeride kopan kıyametleri
Saçlarına takılan parmaklarımın her gece seni yazışını
Gecenin bir yarısı attığın '' Özledim '' mesajlarını
Ne günlerdi...
Peki ya, hatırlıyor musun?
Kalbimde yaptığım en kanlı devrimdin.
Uğruna ne sevdalar asıldı dar ağacında.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!