Eyy aşkı hüsran olmuş gönül...
sevdan yoksa neylesin ömür.
Bir bilse neden hüsranlardasın,
Aşkı besler kalpteki tenezzül...
Eyy nefsi medanet bilmez aşık.
Onuru yıkmadan olunmaz maşuk,
Neden hüzünlüdür sendeki gönül,
Benlikler hep gönüle karışık...
Eyy muhabbetime yanık sevdalı,
Aşk mı sandın sen bu yanmayı,
Sevdadan öteye geçer sohbetim,
Açıldı maşuk kapısı, at sevdayı,
Eyy bahrı harab olmuş habibe,
Yanmadan olunmaz ki harabe,
Aşk engel olur Nura varmaya,
Nur gönüle yakışandır harabe.
Eyy aşka susamış yanık bahır
Feryadın duyulmaz bu ne kahır,
Bırak aşkı da sönsün bu yangın,
Çağır gelsin Onu, kendini çağır...
Eyy aşk hülyasına dalmış gafil,
O aşk tek sensin, ikilik değil.
Çık Şirk-i hafiden, aç gözlerini
Tekliğin aşkı varsa, O teklik değil.
Eyy akl-ı selim olmuş maşuğum,
Kelamdan anlarmı hiç aşığım,
Anlatsanda fayda yok mecale,
Nurlar aksa saçılsa da ışığım.
Eyy Halilim nerde pir gönüller,
Deniz gönüldür ol Muhammediler,
Aşk değil, Aşk-ı hişyandır sevdası,
Maşuk olup da aşkı terk edenler.
Eyy nur perdesini aşmış kamil,
Sorarım nereden dir ol şamil
Zül cihan gezsende fayda yok,
İki aynadan da ötede Ol kamil...
Eyy varlığın sahibi Hüsn-ü Halilim
Aç kapımıda görünsün Habibim
Nuru yakmış, aşkı aşmış gönülde,
O Kul Bahr-i Harabe’m dir benim…!
Kayıt Tarihi : 18.11.2011 13:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)