Şiir yazma okuma eser yayınlama
Anaya Kalkan Eller Kırılsın
Anaya kalkan eller kırılsın,
Değirmende günlerce yün ören,
Soyulan derileri senden gizleyen,
Yemeyip içmeyen sana yediren,
Eylül Sabahı
Eylül sabahı sessiz iner pencereme,
Rüzgâr, sararmış yaprakların fısıltısını getirir.
Bir kahve kokusu gibi yayılır içime huzur,
Ve bilirim… bugün yine dost bildiklerim eksik,
Gazzede Suskun Dünya
Gökyüzü kara duman,
Yıldızlar utancından saklanmış,
Bir bebek ağlıyor enkaz altında,
Ve rüzgâr, bombaların sesini taşıyor.
Hasretin Sessiz Çığlığı
Gözlerini kapattığımda, ilk kokladığım toprağın kokusu gelir burnuna.
Çocukluğumun geçtiği sokaklar, o köşede saklambaç oynayan çocuk sesleri…
Şimdi hepsi uzak, şimdi hepsi bir anı.
İnsanlık
İnsanlık…
Tokken paylaşabilmektir,
Güçlüyken bağışlayabilmektir,
Haklıyken susabilmektir.
Kadınım
Bir sabah uyandım…
Gözlerimde hâlâ dünün yorgunluğu,
Ellerinde ise yeni bir günün telaşı vardı.
Kahvemi değil, gülüşünü koydun önüme.
Mert Adam – Babam
Köy yolları çamur, rüzgâr sert eser,
Omuzlarında yıllar, yükünden beter.
Gözleri ufka bakar, uzaklara dalar,
Hayatın fırtınası, onu hiç yıpratmaz.
O, Hasretle Yaşayan Kız
Gittiği günden beri, gözlerinde hep uzak şehirlerin puslu çizgisi var.
Ellerinde hala eski evinin kapı tokmağının sıcaklığı…
Ne zaman adını ansam, yüzünde yarım bir gülümseme belirir,
ama bilirim, içinde kopan fırtınaları kimseye anlatmaz.
Seccadenin Sessizliği
Gecenin koynunda, yıldızlar susmuş,
Ay secde etmiş, ışığını yumuşatmış.
Rüzgâr, Kur’an sayfalarında dolaşır,
Kalbim “Ya Rab” diye titrer, ağlaşır.
Türkiye’m
Ey yemyeşil dağların göğe uzandığı,
Derelerinin türküler söylediği güzel ülkem…
Toprağında yürüdüğüm her adım,
Atalarımın izini taşır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!