Askerlik anıları
Gakgonun asker arkadaşları haber gönderip köye ziyarete gelmişler. Muhtar Mehmet, şehirdeki adaşı, Mustafa, Ali Ahmet tertipler toplanmış bahçede yemek tatlılar yenmiş çerez falan çaylarını yudumlarken koyu sohbete dalmışlardır.
Kadınlar arkadaşların hanımlarıyla birlikte havadan sudan konuşmaktadırlar.
Derken mevzu askerlik anılarına gelmiş Cemo ağa kadınlara dönerek…
--Bacılar bu gördükleriz varya hepside esgerde benim emür erlerimdi,çoh eyliğim tohanmıştır bunlara…
Muhtar-Yapma Cemo senin yüzünden yemediğimiz fırça kalmadı, yahu senden neler çektik biz
Fidoş-Ahmet emi duyduk komutanların yanında itibarı çokmuş
Gülüş-Gakgomu ağırlayıp iltifat etmişler özel odası varmış, komutanı hemşeri ya ondan herhalım,
Ahmet-Doğru severlerdi, hele muhtar sen başla anlatmaya
Muhtar-Evet evet gülüş bacı özel yeri vardı, özel iltifat görürdü, diyem ki arkadaşımın vukuatsız günü yoktu, sayesinde bizde yanardık. Sık sık hücre cezası alırdı kaç defa sayısı belli değil, Komutan çağırır Cemal Hoşağası bunu bunu yapmışsın vukuatından dolayı teşekkür ederim vukuatın cezası bir hafta özel hücre hapsi katıksız derdi. Kaç defa hücre cezası aldı, emredersin komutanım der tam çıkarken, komutan asker hemşerimsin cezanda indirim yaptım yedi güne çevirdim bu kıyağımı da unutma…
Ali- Bizde arkadaşıyız diye genellikle bizlerden birilerini nöbetçi dikerdi başına, bir yanlışınızı görürsem size de uygularım cezayı derdi, her defasında birimiz ikimiz nöbet tutardık, o içerde makam odasında biz dışarı da hücre kapısının önünde. oradan bakınca doğru emir eri sayılabilir
--Ula dardı garanlıhdı ama olsun bahan özeldi, ben hemşeri gıyağına bayılırım
Zinnete-Benim benim heriften bilim , Gakgo hani komutan seni anlından öpmüş ya hele onu anlat
Mustafa –Doğru dürüstlüğünden dolayı çok severlerdi biz bir ekiptik çok samimiydik. Tertibime aramızda rıza derdik ama a rıza derdik, o günü ben anlatayım. Anlından öptü çarşı izni verdi, para çıkardı istemez sağ olun komutanım dese de emrimdir dedi, sayesinde gezdik tozduk yedik içtik hiç unutmam. Nasıl oldu şöyle oldu, o gün komutan nöbetçiydi hanımı çarşıya çıkacakmış tertibimi çağırmış git yengeni çarşıya götür alış veriş yapsın yardım et eve götür gel demiş.
Ali- Biz duyunca dizimizin bağı çözüldü, dua ettik maraz çıkarmasın diye, sonradan anladık komutanın hanımıyla takışmış
Mustafa- Komutanlar bahçede oturuyorlardı geldi selam çaktı tamamdır komutanım dedi komutan tamam asker dedi, A rıza yanımıza geldi. O anda komutanın telefonu çaldı açtı.
Efendim aşkım dedi, öylemi nasıl olur dedi, tamam aşkım hala hala onuda mı dedi tabi askım kırk altılık bir daha göndermem ben onun defterini dürerim askerliğini yakarım, şimdi cezasını veriyorum o bitti dedi.
El etti gelin dedi koştuk dizildik.
Sağa sola bakındı sopa arıyordu herhalde, öfkeyle yumruklarını sıktı Cemal Hoşağası öne çık dedi yıldırım gibi fırladı topuk selamı emret komutanım dedi.
Asker sen benim hanıma senden karı olmaz dedin mi dedi, dedim komutanım dedi, komutanımın gözü kör olmasaydı seni almazdı dedin mi.
dedim komutanım dedi, komutan diğer dediklerini sormama gerek yok diyerek diş ve yumruklarını sıkıp hışımla üzerine geldi, göğüs göğüse durdu ne düşündü bilemem, omuzlarından tutup kendine çekti anlından öptü, aferin asker dedi…
Yahya Koza
Kayıt Tarihi : 14.10.2023 16:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
öykü-mizah

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!