İki metal parçaya, ismin basılır
Zincirle boynuna, künyen asılır
Saçın, sakalın her sabah kesilir
Fodula dönersin asker ocağında
Ne bir tanıdık var, ne de ahbabın
Derdinden anlamaz, tertip-akranın
Sahrada yapraktır yatak-yorganın
Urbanla tünersin asker ocağında.
Her sabah borazan çalar hoplarsın
Gelin gibi yatak yorgan toplarsın
Silah-teçhizatın giyer yoklarsın
Kül gibi solarsın asker ocağında.
İçtimaya koşar safın tutarsın
Hiza ve istikamete bakarsın
Her gelen üstüne selam çakarsın
Kuzuya dönersin asker ocağında.
Güneş'in altında beyinler kaynar
Hasret türküleri ciğerin dağlar
Kimi isyan eder, kimisi ağlar
Hasretle yanarsın asker ocağında.
Her sabah söylenir harbiye marşı
Yükselen yankılar, inletir arşı
Serinde canlanır memleket çarşı
Hayaller kurarsın asker ocağında.
Kapuska, pırasa listenin başı
Her oyunda vardır ıspanak aşı
Dişlerin ayıklar bulgurdan taşı
Nohutla şişersin asker ocağında.
Haberin olmaz bahardan-yazdan
Ahvalin körelir neşeden, hazdan
Kısmetin kesilir tavuktan-kazdan
Tarından düşersin asker ocağında.
Der Vezir, rütbedir askerin tacı
Rütbesiz askerlik ölümden acı
Aman ha ne molla ol, ne de hacı
Sabırla pişersin Asker ocağında...
Vezir PEHLEVAN 01-Nisa-1985--MUŞ
Vezir PehlevanKayıt Tarihi : 5.5.2022 14:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1985 de Muş Levazım Bölüğünde Asker'dim...Arkadaşlar birbirlerine 1 Nisan şakaları yapıyorlardı. Benim de yüreğim kabardı, güzlerim puslandı, aldım kalemi elime taksirat defterime yukarıda ki destanı yazdım...09-Ocak-1996 da terhis oldum...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!