Asker Şiiri - Abdullah Kocabıyık

(Askerlik günlüğünden)

Yaşım yirmi olmuş gidiyorum askere,
Çaresi yok yapacağız bir kere,
Şafak karanlık görünmüyor,
Bilmiyorum artık gelir mi teskere.

Antalya Manavgat yolu,
Bilsen ne anılarla dolu,
Sana geldi gibi gelir,
Sanki Dünyanın sonu.

Geldik Alanya garajına,
Gel dediler bak telefona,
Arkadaş özür diliyor,
Gelemedim uğurlamaya.

Mersin Adana Amik ovası,
İskenderun Hatay arası,
Giderken şoföre sorduk,
Meğer Serinyol’muş orası.

Otobüs alayın önünde firen tapıyor,
Hava yağışlı bulutlar bile ağlıyor,
Seçtiler bir,bir indik aşağıya,
Tel örgülere baktıkça içimi dağlıyor.

Üç dört gün sivil gezdim,
Daha belli değildi yerim,
Belli ki günler zor geçecek,
Gururumu topuğumda ezdim.

Elimize bir torba verdiler,
Saçlarımızı sırayla kestiler,
Arkadaşlar pencereleri kapatın,
Kuşlar uçmasın dediler.

Daha yeni bitmiş körfez savaşı,
Oradan daha gitmemiş telaşı,
Elbiselerde çok bol geliyor,
Yerlerde pantolonun paçası.

Üç ay acemilik altı ay çavuşluk yaptım,
Bölük komutanı seçti aynı yerde kaldım,
Huyum kurusun yine bir huysuzluk yaptım,
Hiç yok yere boşu boşuna,
Tam yirmi gün kodeste yattım.

Hafta sonları Hataya giderdik,
Sivilleri giyer şehre inerdik,
Ali diye can arkadaşım vardı,
Hep onunla beraber gezerdik.

Günler geçti yine sel gibi,
Hava yine yağıyor geldiğim gün gibi,
Üç arkadaş gidiyoruz ayrı yerlere,
Çok samimi idik şimdi olduk el gibi.

Askerlik sırat köprüsü oldu ben ortasındayım,
Artık sürüldüm doğrusu Siirt in yollarındayım,
Kendi kendimi hep avutuyorum,
Kader al ne yaparsan yap senin kollarındayım.

Samanköprü karakolu,
Girişi patika yolu,
Köprüsü bombalanmış,
Çilesi benden dolu.

Aşağı da çay var akan adı Botan,
Yılan var sanki altımda yatan,
Uzaktan gülümsüyor bana,
Sanki benim bulanık akan.

Taciz ateşi ile tanışırsın,
Askerlere karışırsın,
Mermiler sana sıkılmış sanki,
Yerlere yapışırsın.

İlk çatışmada biraz korkarsın,
Sonra en öne atlarsın,
Mazin silinir gözlerinden,
Dünyanın yalan olduğunu o an anlarsın.

Anan baban yarin,
Artık geldiğin yerin,
Dokunmayın kanıyor,
Yaram çok derin.

Antalyanın serserisi,
Karakolun en delisi,
Bir Allah’ı var bir silahı,
Yalan oldu artık gerisi.


Alışmış parmağım tetiğe,
Tüfeğim düşmez yedeğe,
Bana hep boş geliyor,
Bu dövüş bu savaş ne diye.

Siirt Şirvan Pervari,
Teskere neredesin gel gayri,
zaman artık geçmez oldu,
günler siz eziyet etmeyin bari.