Aşka Yolculuk Şiiri - Bahadır Arif Mete

Ceziretü’l-arab’tayım gecenin ortasında,
biri Mekke biri Yesrib kimi de Taif!
sofralar kurulmuş…
zemzem ve hurmalardan.
cennet bahçesi var.
kimi çocuk kimi kırlangıçlar!
ardında melekler saf saf!
Atarda atar kalbim,
Senden;
bir çift göz aldım yanıma,
bir kalp ve bir ruh.
sesin var birde tespihlerin duyulur,
tebessümün ilişir gönlüme.
yürüyoruz elele nur var ilerde,
titriyor dizlerim…
sesim sesine karışık zikrimiz lebbeyk!
Lebbeyk Allahümme lebbeyk!
geldim sana Rabbim geldik…
çevirme bizi kapından kabul et!
bağışla bizi affet!
yürür yanımda melekler,
hoş geldiniz safa geldiniz!
kabul oldu bütün arzu ve dilekleriniz.
açınca kapanan gözlerimi,
siyah örtünle gördüm seni Kabe’m!
sel oldu gözyaşım,
sel oldu aşkım…
bitti dünya telaşım!
ne dayanılmaz bir sevinçtir bu Allah’ım!
ismin döküldü dudaklarımdan;
iki hece…
gözlerin geçti gözlerimden,
ellerin geldi ellerime,
bakıp bakıp siyah örtüsüne,
durdu dünya.
bürünmüş ışıl ışıl geceye ay!
seyrettim seni doya doya.
Duam oldun gözyaşım oldun,
İstedim seni en yüce makamdan!
bir yanımda sen bir yanımda Kabe’m!
büründüm beyaz kefenime,
sense beyaz gelinliğinle…
döndüm de döndüm pervane oldum.
dünya ahiret seninle ebed yurdum!
gördüm ki tek bana tebessümün.
önce Rüknülyemani sonra Hacerü’l-esved!
dokundum örtüsüne sürdüm yüzüme,
sürdüm ellerim yüzüne.
gülüyor melekler gülüyor Kabe…
ellerin ellerime kenetli,
etraf mümin,
döner müminler saf saf,
ne beyaz ne siyah ne melez…
bakıyoruz aynı gözle bakıp gözlerimize,
kimi bebek bak renk renk!
cıvıldaşır Kabe’nde çocuk kimi kırlangıç,
Cennetten bir sahne indi yeryüzüne!
her yer nur her yer melek.
bir yanım ben bir yanım zemzem,
şarabını içtik cennetten.
diledikçe diledim bil ki hep sen!
kavuştuğu yerdi Hz.Adem ile Havva’nın!
ortası bu ya dünyanın…
koştum da çıktım zirvesine Arafat’ın.
nefes nefese kesilse de soluğum,
yönüm Kabe yüzüm dönük sana,
onlar gibi affet bizi bağışla kavuştur Allah’ım!
diledikçe diledim seni,
hem evim hem vatanım.
dile gelse dağ taş,
dile gelse Müzdelife, Arafat!
alsa bizi bağrına alsa Sevr…
kanat çırpsa güvercin örse örümcek ağ.
yürür ayaklar şimdi Cebel-i Nur’a;
yakın mı kıyamet kim bilir üflenir mi sur’a?
vakit şafak bekler bizi Hira,
bekler melekler bekler Cibril-i emin!
bir yanım sen bir de aldığım nefesin.
davet ettin geldik sana biz,
ey dağ ey kaya nerde hani Resul’ün?
uçar etrafında sade kalmış güvercinlerin,
aradık ayak izlerini rahmeten lil’alemin!
dokundu ellerim,
dokundu ellerin ve seccadem dört tarafına,
açtım ellerimi kapatıp gözlerimi durdum niyaza.
İstedim dünyada seni, cennetinde cemalini seninle!
seyreyledim gözlerinle Mekke’yi,
gözlerinle Kabe’yi…
koştum seninle sokaklarında sanki feth’i Mekke.
önde efendimiz (sav),
sonra Ebu Bekr (ra), Ömer (ra), Osman (ra),
kollar bizi cengaver zülfikar’ı Ali (ra)…
her birinde binlerle dolu nurlar,
on bin sahabe İslam’ındır bu gelen ordu!
Rabbim sen bizi onlarla mahşerde et komşu.
ayrılık vakti şimdi Kabe’m!
boynu büküktür Muhammed (sav)’in;
yurtmu olur Mekke’siz ağlar Sevr ağlar Hira,
ağlar Arafat, ağlar dağlar taşlar…
ayaklarını sürüdüğü sokaklar.
çıkardılar seni yurdundan sahipsiz sanıp,
oysa himaye edendi seni tektir Allah (cc)!
görünce ensarın veda tepesinden ismini anıp.
yolculuktur şimdi mahzun Yesrib.
elin elimde yine gözlerinle bakıp,
kızgın çöllerden sana varmayı eyledi Rabbim nasip,
sana binler salat-u selam olsun.
güller aldı senden kokusunu ey Nebi!
Elfü elfi salatin
ve elfü elfi selamin aleyke Ya Resulallah!
Şeyh Şamil gibi sürüne sürüne gelsek huzuruna.
Cennetü’l-baki’nde yatar binlerce sahaben,
kurumuş dudaklarımız…
nasırdandır ayaklar aştık da çöller!
bir yanın aziz dostun Ebu Bekir(ra),
bir yanın Hattab’ın oğlu Ömer(ra).
geldim işte geldik,
yeşil kubbende açmış rengarenk güller!
ayırma bizi Rabbim,
kokusu var Resul’un Riyazul Cenne.
ettin bizi kabul huzuruna şimdi gözyaşım seldir!
ümmet bölük pörçük kaldırıp başını baksan ya,
üzgün Mescid-i Kuba’n mahzun Kıbleteyn…
ağlıyor hep Uhud miskler gelir,
okçular tepesinden ya Hamza(ra)!
Mekke sensiz, sen Mekke’siz ne garip,
özler bir yanım Kabe bir yanım Yesrib!
ruhumdur gözlerin dermanım yok dizde.
aklım şaşkın aklım viranedir,
bitmez söylenecek söz yetmez ki kütüphane,
Rabbimiz!
dünya ahiret sen bizi yar eyle elele..!