Merhaba can... Canımdan can çıkarcasına. seviyorum dediğim vefasız adam, merhaba...
Yüreğimdeki sonbaharın kışa döndüğü şu günlerde, sona yaklaşanların aceleci telaşı içinde, cümleleri talan edercesine yazıyorum sana.
Bir zamanlar bakışlarımdan hayatı içerdin hatırlıyor musun? Dudaklarıma takılıp kalan, o yaramaz, çocuksu tebessümü ne de çok severdin. Nasıl da tasasız çıkardı kahkahalar içimden, firari bir sevincin coşkusuyla. Kımıldamadan seyrederdin salınarak yürüyüşümü ve nasıl da dinlerdin, doyumsuz bir melodinin notalardan sekişi gibi ayak seslerimin taşlara düşüşünü. Sonra ayrılık, sonra kahır, sonra yalnızlık besteleyişini...
Oysa nedensiz nedenlerin arasına sıkışıp kalan, cevabı olmayan sorular bekleşirmiş çıkmazların keskin duruşlarında. Her adımda duvarlar dikip durmuştun yoluma. Zincirler vurmuştun gönül bahçenin kapısına ve boynu bükük bırakmıştın, çerçeveleri dökülmüş bir resmin ortasında.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta