Ey aşk
Üç harfin de teneşire gelsin
Çam kozalağı ve geven kurusu bilir seni
Al mendil saklanan bohçalar kokuna aşina
Karanlık şahit parçalanışına
Kınalı keklik kurşunlandığında ağıt yakan adam
Bir daha sokak ortasında şarap içmeyecektir
Pınarın başında sıraya giren yılan
Elbette göğe baktığında zehirlenecektir
Ey ay
Her gece bulutlar girsin aramıza
Süreyya cemaline sırtını dönsün
Hiçbir şair yazamasın yüzünü
Elmadan başka meyve büyümesin toprağında
On dördünde Adem ve Havva
Sel artıkları ve ağaç köprüler bilir seni
Sol yanıma saplanan bıçak peşinde
Çöl akbabaları şahit ikiye bölünüşüne
Terhis olduktan sonra nöbet tutan adam
Eylül sonunda serenat kostümü giymeyecektir
Takvim hesabını yapamayan yılan
Elbette üzüm bağında solucan yiyecektir
Ey şarap
Üzümler çürüsün sonbahar sonrası
Tadına baykuşlar baksın
Çalılara takılan kuzu tüyleri bilir seni
Karanlık balçıklar her gece düşünde
Akrep ayakları şahit içilişine
Duvara dayanarak uyuyan adam
Kızı doğunca sigara içmeyecektir
Sakinin elini tutmayan yılan
Elbette kuyuya inen ipi kesecektir
Ey kuyu
Yusuf ’u göremeyesin
Dağ çiçeği atılmasın sana
Suyunu çeksin fil yavruları
Hiçbir gömlek kan kokamasın sarkacında
Hörgücünü kaybeden deve bilir seni
Yeşil bir çanta hızla dibe düşmekte
Kabuksuz yaralar şahit çekilişine
Ey aşk
Üç harfin de teneşire gelsin
Dilenciye sadaka vermediğinde açıklama yapan adam
Rüyasında bile yariyle sevişmeyecektir
Gül dalına sarılmayan yılan
Elbette gününü gün edecektir
Ey aşk
Hayatın sultanı peridir
Kayıt Tarihi : 27.11.2011 15:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!